Sabah güneş ışıklarının yüzüme çapmasıyla hafif aralamış olduğum göz kapaklarımı kapatıp tekrar uyumayı denedim. Bunun işe yaramayacağını bilerek sağıma döndüm ve gözümü sımsıkı kapattım.Gözümü bir defa açınca tekrar uyuyamadığımı elbette çok iyi biliyordum ama yine de uykum vardı.
Bir kaç defa yatakta sağa sola döndükten sonra zaten işe yaramayacağını bilip denediğim için kendime kızdım ve hızla yataktan kalktım.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra uykum tamamen uçup gitmişti. Odaya geçip saate baktığımda saatin daha yediye gelmediğini görünce kendimi koltuğa bıraktım.
"Günaydın."
Bir an koltukta sıçrayarak sağıma döndüm. Gülsüm'ün ne ara buraya geldiğine anlam veremedim. Ben kalktığımda daha yatağında uyuyordu.
Gülümseyerek "Günaydın," dedim ve benim konuşmam ile Gülsüm'ün gülümseyip el sallayarak kaybolması bir oldu.
Hızla koltuktan kalktım, sağıma soluma odanın her tarafına bakmaya başladım. Gözlerimi defalarca kırparak aramaya devam ettim ama odanın hiç bir yerinde yoktu.
Nefes alışverişim düzensizleştiği ve yastıkların arkasına bakacak kadar delirdiğimin yeni farkına vardığımda kendimi frenledim bir an da. Kendi eksenim etrafında dönerek bir kaç saniye içinde odayı ne hale soktuğumun farkına vardım.
"Reyhan!"
Duyduğum ses ile ağladığımın yeni farkına varıyordum. Sende bir yanıltmasın diye geçirdim içimden. Arkamı dönmeye cesaret edemeyerek kendimi yere bıraktım.
"Reyhan iyi misin? Ne oldu sana böyle?" diyerek gerçek mi değil mi acaba diye düşündüğüm Gülsüm'ün bana kollarını sarmasıyla nefesimi bıraktım kendimle beraber.
Nerden çıkmıştı şimdi olmayan şeyleri görmem. Beynimin bana oynadığı bir oyun muydu? Bir kaç haftadır süren bu şeye anlam veremiyordum.
Geçer diyerek ertelemiştim bu zamana kadar ama artık ertelemeye korkuyordum. Biraz önce yaşadığım bu olayın tekrarlamasından çok korkuyordum.
"Tamam sakin ol Reyhan... Geçti hepsi, geçti..." diyerek bana daha sıkı sarılmasıyla tuttuğum hıçkırıklarımı bıraktım.
Uzun bir süre ikimizde öylece kaldık. Daha iyi olduğumu hissettiğimde kalkmaya yeltendim, benim bu hareketimle Gülsüm bana sımsıkı sardığı kollarını gevşetti ve benden önce kalkarak beni incitmekten korkarak narin hareketlerle kaldırdı.
Kalktığımda yüzümü Gülsüm'e çevirdim. Sanırım o da hâla olayın etkisinden çıkamamıştı ki gözlerini ben hariç her tarafta gezdiriyordu.
Ne kadar daha odayı izleyecek diye düşünürken bir anda gözlerini bana sabitlemesiyle bende ona baktım.
"Sen iyi misin?"
Her şey düzelmişken, hayatım bir düzene girmişken şimdi nereden çıkmıştı bu şey. Adını bile adlandıramadığım şey...
Sorduğu soruya yanıt vermememle titrek ve bir o kadar ürkek bir sesle tekrar konuştu.
"B-bir şey mi... gördün?"
Sorduğu sorunun cevabını almaktan korkuyordu. Fazlasıyla korkuyordu. Gözlerimi bir an bile onun gözlerinden ayırmadan izledim onu.
Söylemeli miydim artık? Belki söylemezdim ama biraz önce yaşadığım olayı tekrar yaşamaktan korkarak sesli bir şekilde yutkundum.
"O-olmayan şeyler g-görüyorum," dememle gözlerini kapattı. Bir kaç saniye bekledikten sonra gözlerini açtı.

ESTÁS LEYENDO
Benimki Çok FARKLI (tamamlandı)
EspiritualBenim hayatım mı? Anlatılamayacak kadar farklıydı...