4.2

2.3K 212 412
                                    

Pedlerim ortadan kayboluyordu. Hem de birer birer de değil, paket paket. Paket de değillerse onar beşer.

So Hyun'un yaptığından şüpheleniyordum. Çünkü en son elinde bir ped paketi görmüştüm, sonrasında ise benim ona garip garip bakmamla suçlulukla arkasına saklamış, bana masum masum gülümsemişti.

Neler oluyordu böyle?

Mark deseniz ayrı bir kafadaydı. Benimle pek fazla konuşmuyor, beni görünce de gülümsemesine ve sırıtmasına engel olamayıp "Ehuehu" gibi sesler çıkarıp kaçıyordu. Hyuck en normal olanlarıydı. Benimle her zamanki gibi konuşuyordu işte.

Ha, bir de Aptal Taeyong vardı. Bana dün "naber yenge slaldjwşszlwksşamsl" diye mesaj atmıştı. Ben de ona görüldü atmıştım. Ağlasın şimdi bir köşede.

Bugün So Hyun ve Hyuck randevuya çıkacaklardı. So Hyun bana öyle söylemişti en azından. Bana karşı dürüst olması beni mutlu ediyordu. O ve Hyuck randevudayken ben de evde yalnız kalacaktım. Mark'ın işi vardı sanırım ki bana hiç geri dönüş yapmamıştı.

Ben de o yüzden Chaeryeong'u aradım. Az sonra o gelecekti buraya.

Chaeryeong ile o günden sonra hiç konuşmamamıza rağmen çoktan yakın arkadaş olduğumuzun farkındaydım. Gerçekten çok iyi biriydi. Az sonra buraya geleceği için etrafı toparlıyordum ve kendime çeki düzen veriyordum. Hatta yeni aldığım fileli çorabı da giyecektim. Evimden sıkılıp dışarı çıkarız belki diye.

Fileli çorabımın üzerine de yazlık kot şortlarımdan birini giydim ve So Hyun'un en sevdiğim geniş sweatshirtünü geçirdim üzerime. Saçlarım da her zamanki gibi salıktı.

İşte tam o anda kapı çaldı. Kapıya doğru koşarken Chaeryeong olduğuna neredeyse emindim çünkü başka kimseyi beklemiyordum.

Kapıyı açtım ve etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Sonrasında ise bakışlarımı yere çevirdim ve midemde kelebekler uçuşturacak olan o şeyi gördüm. Bir ped. Hem de üzerinde '1' yazıyordu.

Ah, ne zaman bir ped midemde kelebekler uçuşturmaya başlamıştı ki?

Hızla pedi yerden aldım ve kapıyı kapattım. Kapıyı kapatmamdan yaklaşık beş saniye sonra kapı bir daha çaldı.

Yine hızla kapıyı açtım fakat hiçkimseyi göremedim. Yerde yine bir ped duruyordu. Onda da '2' yazıyordu. O pedi de alıp kapıyı yine kapattım. Ve sonra yine kapı çaldı.

Bu daha ne kadar böyle devam edecekti?!

Sinirle kapıyı açtığımda bu sefer aşağıda bir ped yerine altı pedi aynı anda buldum. Bir de post-it kağıdı vardı. Üzerinde de "Komşular rahatsız olmasın diye hepsini aynı anda bırakıyorum. Kapıcı gelirse ağzımıza sıçar. Bu arada o pedleri öylesine göndermiyorum sana gerizekalı, içinde bir şeyler yazıyor. Aç oku." yazıyordu.

Bu beyin yoksunu kütük kişinin Mark olduğunu direkt anladım.

Üçten başlayarak sekize kadar numaralandırılmış pedleri ve post-it'i alıp kapıyı kapattım. Sonrasında ise sırayla okumaya başladım.

Birinci pedi açtığımda içine bir kağıdın bantlanmış olduğunu gördüm. Ped ile birlikte katlanmıştı o da.

“merhaba mina, eh. ım. ehe. şey sen diğer pede geç.”

Bu çocuk gerçekten mal.

Diğer pedi açtım ve daha uzun bir yazıyla karşılaştım.

“şey, ecelin korkuya faydası yok. yoksa tam tersi miydi? neyse, şu anda ona kafa yoracak değilim. başlıyorum. of çok stres yaptım. bunu neden buraya yazıyorum ki amk? neyse. seni ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum da, üzerinde bir eşofman vardı. üstüne de öylesine bir kazak geçirmiştin. sanki dış görünüşün umrunda değilmiş imajı çizmek istiyormuş gibiydin. o an, herkes mini mini etekler giyerken ve sen böyleyken, sende bir farklılık sezmiştim. gerçi bana kafa attığın için de öyle hissetmiş olabilirim.”

❝ ped ❞ ↬mina&markHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin