68.Bölüm : Hissetmek ayrı şey bilmek ayrı şey...

6.6K 598 179
                                    

Fikret köpürmüş bir halde Taylan'ı o bahsettiği keşfin kaynağında boğma hayalleri kurarken Orhan da salonda rahat rahat oturmuş babasıyla sohbet muhabbet ediyordu. Çok geçmeden de önce sabahtan beri peşinde koştuğu o mis gibi kahvenin kokusu gelmiş sonra da Hasret elinde tepsiyle içeriye girmişti. Anlayacağınız Orhan'ın keyfine diyecek kalmamıştı.

Hasret çekinerek baktığı Talat Bey'e tebessüm edip Orhan'ın önüne geldikten sonra onun "Eline sağlık" diyerek fincanını almasıyla da "Afiyet olsun" deyip suyunu önüne bıraktı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hasret çekinerek baktığı Talat Bey'e tebessüm edip Orhan'ın önüne geldikten sonra onun "Eline sağlık" diyerek fincanını almasıyla da "Afiyet olsun" deyip suyunu önüne bıraktı. İkisi de ortamda baba olduğu için haliyle birbirlerine resmi bir şekilde davranıyordu yoksa Orhan illa bu kahveyle ilgili Hasret'e takılmanın bir yolunu bulurdu.


Talat Bey sehpanın üzerinden gözlüğünü alıp "Mis gibi de kokuttun kızım" diyerek ayaklanırken Hasret bakışlarını yeniden Talat Bey'e çevirip "Yemekten sonra içerim demiştiniz ama fikrinizi değiştirdiyseniz hemen size de yapabilirim" dedi. Talat Bey omzuna dokunup sağ ol dercesine gülümsüyordu.


"İçerdim de yemekten sonra bir daha istersem Neyhan tansiyon illetim yüzünden karşı çıkar içirmez. Ama anneme söylemem aramızda kalır dersen içerim bir tane"

"Hiç olur mu öyle şey! Göz göre göre sağlığınızı nasıl tehlikeye atarım? Ben size ıhlamur kaynatayım ister misiniz? Sıcak sıcak iyi gelir"

"Sağ ol kızım hiç uğraşma mantı yaparken yeteri kadar yoruldunuz zaten. Hadi siz oturun da soğutmadan için kahvelerinizi"

"Gidiyor musunuz yoksa? Ben geldim diyeyse eğer..."

"Yok kızım yok! Biraz odaya geçip dinleneyim yemek zamanı gelirim"

"Peki biz sofra hazır olunca haber veririz"


Talat Bey giderken onun ardından bakan Hasret kıpırdayamadan olduğu yerde kalmıştı. Talat Bey'e bakıyordu da o da babaydı kendi babası da babaydı. Ama aralarında dağlar kadar fark olduğu aşikardı. Biri öz kızına yapmadığını demediğini bırakmıyor diğeri canından kanından olmayan o kızı bağrına basıp evlatlarıyla eşdeğer tutuyordu. İyi ki de böyle yapıyordu da kızın hayatında sağlam bir baba figürü olmasına neden oluyordu.


Orhan da bir süre sessiz kalıp Hasret'in bu durgun halini izleyerek aklından neler geçtiğini anlamaya çalışmıştı ama pek başarılı olduğu da söylenemezdi. Bu yüzden de oturduğu yerden elini tutup Hasret'in şaşkınca kendisine bakmasıyla da "Sen iyi misin?" diye sorma ihtiyacı duydu. İyiydi de sadece Talat Bey'i kendi babasından bile daha fazla sevip saydığını hissedince bir garip olmuştu.


Hasret bir gözü ellerinde olarak iyi olduğunu söylerken Orhan da elini bırakmadan onu yanına oturması için yönlendirmiş tam o sırada da telefonu çalmaya başlamıştı. Ekrana bakarken gülümseyince de Hasret bu gülüşe kimin neden olduğunu merak etmişti tabii. Hayır yani Ezgi değildir inşallah!

Hasret (Dizi Tadında)Where stories live. Discover now