❦ 17- HÂR/2
#Thurisaz – Endless
#Cem Adrian – Bu Su Hiç Durmaz
#Teoman- Gemiler
Öncelikle bölümde rahatsız edici içeriklerin mevcut olduğunun uyarısını yapmak istiyorum. Size travma yaşatmamak için belli bir noktadan sonra kaldıramayacak olanlar okumasın lütfen. Rahatsız ediciyse neden yazdın, gibi sorular da istemiyorum. Zaten kalemim ne abartılıdır ne de aşırı sansürlü, her şey olması gerektiği ölçüdedir.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum,
Sevgilerle,
Şiddetli bir fırtınanın zavallı bir ağacın köklerini topraktan kopardığı anki gibiydi Merih'ten koparılışım. Nasıl ki o ağaç artık baharda mis kokulu filizler vermek yerine çürüyüp yok olmaya mahkumsa ben de onunla aynı kaderi paylaşıyordum. Ben artık ölüydüm.
Ellerim bağlı vaziyette minibüste oturuyordum. Araç sarsılarak bozuk köy yolunda hareket ederken bedenim de aynı şekilde sarsılıyordu. Beni araca bindirdikleri gibi şahdamarıma sapladıkları sakinleştirici iğnenin etkisi altına girmiştim. Bedenim pelte haline gelmişti. Odağını kaybetmiş bakışlarım ben istemesem de Ömer denen adama yoğunlaşıyordu. Oturduğu yerden bana pis pis sırıtıyordu şerefsiz. Kırlaşmış kirli sakalları çirkin gülümsemesine gölge düşürüyordu neyse ki. Sersemleşmiş bir vaziyette başımı dışarı çevirip akıp giden yolu seyretmeye koyuldum.
Merih'e ne yapmışlardı acaba?
"Benim küçük fahişem beni özlemiş mi?" diye sordu Ömer irite edici bir ses tonuyla. Adamın her ağzını açışında ben boğuluyordum sanki.
Sözlerine kayıtsız kaldım.
Saniyeler art arda sıralanırken Ömer memnuniyetsizce homurdandı. Yerinden hafifçe doğrulup boğazımı kavradı. Nefesime kesen baskı yüzünden boğuk bir ses çıkardım. "Konuşsana orospu!"
Alnından şakağının sağ tarafına doğru uzanan ince çizgiyi işaret ettim kaşımla. "Sence özlemiş olabilir miyim?" dedim kesik kesik. O iz benim eserimdi.
Boğazımı saran elinin baskısını artırdı. Soluk borumun onun kirli parmaklarının arasında paramparça olduğunu hissediyordum.
"Biliyor musun? İki ay boyunca seni öldürmenin arzusuyla geçirdim günlerimi," dedi şeytani bir gülümseme eşliğinde. Artık bakışlarımın iyiden iyiye bulanıyordu. Nefese aç ciğerlerimin göğüs kafesimin içindeki çırpınışlarını hissediyordum. "Ama öldürmeyeceğim. Henüz değil. Seninle görülmesi gereken bir hesabım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Cennet
Teen Fiction"Haklısın. Bu şehir labirent gibi karmaşık ve çıkmaz sokaklarla dolu. Ama ben sende kayboldum Gece. Paramparça ruhunda... Göğüs kafesinin içinde yaralı bir kuş gibi çırpınan kalbinde..." Gece... Adı gibi renkleri soğuran kara gözlerin sahibi. Onarıl...