Devlete bağlı olmayan bir kurumda vatanını koruyan 4 kız ve Asker olan 4 erkeğin hayatının kesişmesiyle başlıyor. Karanlık bir düşmana karşı birleşmek zorunda kalıp, tehlikeli bir oyuna yelken açıyorlar.
Sonu ölümle biten bir oyuna hazırlar mı peki?
Helöövv👋🏻 Sonunda üşenmeyip bölümü yazıverdim. Kendimi tebrik ediyorum bu yüzden😂 Üşengeçliği bırakmasaydım muberrafeysu beni öldürebilirdi😂 en çok sen istiyordun bu kurguya bu bölümü. O yüzden sana gelsin bu bölümmm😍 Ben çok konuşmıyım, okuyun😂😂 FEYZULLAH; Erdem Komutanım ve yanındaki Şef lakaplı kişi konuştuktan sonra kısa süreliğine sessizlik oluşmuştu. Bu sessizliği yeni tanıştığımız deli mi deli olan kızın kahkası bozmuştu. S:Güzel şakaydı Şefim. Gülüp eğlendiğimize göre bize müsade. Bir daha görüşmemek üzere. dedi bir yandan gülüp bir yandan da ayağa kalkarak. Bakışlarımı Erdem Yarbay'a çevirdiğimde yüzünde gayet ciddi bir ifade vardı. Şef:Su bunların hiç biri şaka değil! diye cevap verdi. E:Yani biz burda mıyız?! dedi her bir kelimenin üstüne basa basa. Şef:Evet Eylem. Bir kaç ay burda kalıp Tim ile birlikte çalışıcaksınız. dedi ciddi bir ifadeyle. N:Oha! dedi ve sonrasından yanlışlıkça demişçesine gözlerini büyülttü ve söze diğer bir kız devam etti; B:Peki ya eşyalarımız? dedi. Şef:Hepsini getirttim Bahar. dedi sakince. Kızların surat ifadesine gelince, Bahar gayet sakin karşılamıştı ama diğer üçü için aynı durum söz konusu değildi. Eylem aramızdan kurban seçer gibi bizi inceliyordu, Nazlı Ankara'dan ayrıldığına üzgün gibiydi, Su ise hepimize ölümcül bakışları atıyordu. Uzunca bir sessizliğin ardından telefon sesiyle ortama bir hareketlilik geldi. Su telefonun ekranına bakıp bir şeyler mırıldandı ve kızlar kendi aralarında gülüştüler. Telefonu açmak için Şef'e doğru baktı, onayladığını görünce telefonu açtı; S:Efendim Avukat Bozuntusu? dedi pek memnun olmayan bir ses tonuyla. Avukat lafını duyunca bi işkillenmiştim. Ateş Komutanıma doğru fısıldadım; Fey:Abi bunların Avukatla işleri ne acaba? diye sordum. A:İnanır mısın Çaylak ben bu kızları 10 yıl evvel önceden tanıyorum(!) Ulan ne biliyim ben ne işleri var?! diyince sustum ve Su'yun telefon konuşmasını dinledim. S:Ne zaman iyi günümde aradın ki(?) diyip güldü ve karşı taraftan gelen cevabı dinledi. Kızlar da tıpkı benim gibi Su'yun telefon görüşmesini pür dikkat dinliyordu. S:Dinazorların zamanından beri Karabayır'da yaşadığımdan senin dediğin yeri çok iyi biliyorum(!) Avukat Bozuntusu, burası burası diyonda ora nere?! diye yükselince kızlar kahkaha atmaya başladı. En sonunda Su dayanamayıp;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
S:Konumu at geliyorum ben! diyip telefonu Avukat'ın yüzüne kapadı. Şef:Önemli mi? diye sordu sorgularcasına. S:Önemli. Burdaki konuşmamızda bittiyse gidebilir miyim? Şef: Çıkabilirsin. diyince Su toplantı odasından çıktı. Geriye biz kaldık. Erdem:Merak ettiğiniz herhangi bir şey var mı? diye gözlerini bize dikti. Tim:Hayır Komutanım! diye cevap verdik hep bir ağızdan. B:Var Erdem Yarbay'ım. Bu görev tahminen ne zamana biter? Erdem: Sizin hızınıza bağlı. En az 6 ay sürcek gibi ama. diyince Eylem yarım bir gülüş attı; E:Allah'ım neydi günahımız?! diye bir yakarışta bulundu. Erdem:Sorularınız bittiyse çıkabilirsiniz! diyince sandalyemden kalktım. N:Erdem Yarbay'ım odalarımız bu bina içerisinde mi? diye sordu. Erdem Yarbay'ım gözlerini bana doğru dikti. Erdem:Çaylak sizin odalarınızın karşısında. Hanımları gösterirsin. diyince; Fey:Emredersiniz Komutanım! diyerek karşılık verdim. Ve hepimiz odadan çıktık. Fey:Hanımlar bu taraftan. diyip yolu gösterdim. Duvar tarafındaki odada ben ve Ateş Komutanım kalıyorduk. Hemen yanımızda, koridora bakan odada ise Fethi Komutanım ve Yavuz Komutanım kalıyordu. Kızlar da tam karşımızdaki odadalardı. Fey:Odalarınız bu iki kapı. Kendi aranızda anlaşırsınız kim kiminle kalıcak diye. dedim ve bekledim. B:Teşekkür ederiz. Bundan sonrasını biz hallederiz. diye cevap verdi. Yanlarından ayrılırken Bahar'ın ve Su ile kalıcağını Nazlı' nın da Eylem ile birlikte kalıcağını duydum. Dinlenme odasına gittiğimde Komutanlarım Kızlar'ın dedikodusunu yapıyordu. A:Size diyorum, Ölmessek iyi! dedi. Y:Abartma Karabatak. Alışkın olmadıklarından öyle davranıyolar. dedi kızları savunarak. F:Valla Komutanım, ölümcül bakış atmanın ortam ile alakası olmadığını düşünüyorum. dedi Fethi Komutanımda konuşmaya katılarak. Ke: Aga siz de ne korkak çıktınız be! Siz dağlarda çatışmış askerlersiniz, kızlardan mı korkuyonuz?! F:Keşanlı bu gördüğün kızlar normal kız değil. Türk Kızları! Ölümcül bakış atıp gerçekten de öldürür bunlar! diyince Keşanlı Komutanım güldü. A:Aynen Kardeşim. diye destek çıktı Fethi Komutanıma. Aşık: Çaylak sağ salim gelebilmiş. diyince tüm gözler bana döndü. A:Henüz öldürmemişler. diyince güldüm. Fey: Odalarına yerleşiyolar abi. F:Vakit bulamadılar demek ki. diyince kahkaha attık. Tam da o anda kapı açılmış, kızlar içeri girmişti ve hepsi bu salaklar niye gülüyor gibisinden bakış atmıştı. Sonra hepsi boş kalan koltuğa dizilmişti.
