ESİRLER

650 39 196
                                    

Gececii geldii gececiiiii😂 Eğer bir kurgu yazıyorsanız uzun zaman yazmamazlık yapmayın sonra klavyeyi hayatınızda ilk kez görüyomuş gibi tepki verebilir daha da kötüsü bu nasıl kullanılıyo amk gibisinden düşüncelere kapılabilirsiniz😂 Baya bir kişi bir kurguma da olsa bölüm atmamı istemişti neden bu kurgu ben de bilmiyorum ama okuma da size kolay gelsin😍 12 Nisan'da doğum günü olan Miray'ıma gelsin bölüm😍😍😍😍
Gece 03.20 yatın zıbarın, sonra sabah kalkmak ne demek bilmiyonuz😌
NAZLI;
Buzgan'ın sesini duymamla olduğum yerde beklemeye başladım. Etrafa göz gezdirdiğimde, onların bir hayli arkasında kalmıştım. Arka odaların girişinin ordaydım ama içeriye girip daha fazla olay çıkartmak istemiyordum. Bulunduğum yerden görebildiğim tek şey Buzgan'ın Feyzullah'ın kafasına silah dayamasıydı. Etraftaki herkes, onlara odaklanmıştı ve beni unutmuşlardı. Sessiz bir şekilde ortadan kaybolmanın tam sırasıydı.
Buzgan: Tilki, sen adamımı bırak ben de askeri bırakıyım!
diye bağırdığını duydum. Bir kaç kişinin daha elleri bellerindeki silaha gitti. Su'yun ne yaptığını göremiyordum ama etraftaki hareketliliğe baktığımda iyi bir şey yapmadığını anlamıştım. Kargaşadan yararlanıp, barın üst tarafını ayakta tutan demirlere tırmandım. Fazla ses çıkarmadan daha da yukarı tırmandım. Etrafın loş olması ve onların yukarısında olmam benim avantajımaydı.
S: Kendim yürüyebilirim!
dediğini işittim. Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Tilki'nin kolundan biri tutup itekliyordu. Tilki'nin hemen arkasında İskelet vardı ve adamların hiçbirinin dokunmasına izin vermemişti ama etrafı çevriliydi. Hepsinin önünde ise Kaktüs duruyordu.
Askerleri ise şimdilik göremiyordum.
Su kolundan tutan adamı itekleyip, barmen sandalyelerinden birine oturdu.
S: Ne bakıyosun? Zaten burası senin mekanın, en küçük bir harekette beynimizde milyon tane delik açarsınız. O yüzden ha burda durmuşum ha arka tarafta durmuşum ne fark eder ki?
diyip kızların da yanına oturmasını sağladı. Askerler de kızların yanında yerlerini almışlardı.
Buzgan: Sanki sizden bir tane daha vardı.
diye sordu kızlara.
E: Hala da var.
diye cevap verdi Kaktüs.
Buzgan: Adı neydi onun...
diyip bir süre düşündü.
Buzgan: Ha, buldum! Hayalet!
diyip etrafa göz gezdirdi.
B: Buraya gelmedi.
diyip dikkati kendi üzerine çekti.
Buzgan: Siz ayrılmaz dörtlü nasıl olur da birbirinizden ayrılırsınız?
dedi alaycı bir şekilde.
B: Ayrılmadık zaten. Sadece bugün kendisinin başka bir görevi var.
dedi gayet cesur bir sesle.
Buzgan: Arkadaşınızın burda olduğunu biliyorum, yalan söylemeye gerek yok güzelim!
dedi her kelimenin üzerinde durarak.
E: Demek burda olduğunu biliyorsun da neden etrafta kendisine dair bir iz bile yok sorabilir miyim acaba?!
dedi alaycı bir şekilde.

Buzgan: Bu arada, senin üzerini aramamıştık Kaktüs!diyip Eylem'in yanına vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Buzgan: Bu arada, senin üzerini aramamıştık Kaktüs!
diyip Eylem'in yanına vardı. Eylem, Buzgan'ın kendisine dokunmasına izin vermeyerek üzerinde bulunan tüm kesici aletleri bar masasının üzerine koydu.
Dikkatimi askerlere kaydırdım, hepsi sandalyelerin üzerinde oturuyordu ve Yavuz'a doğru bakıyor gibiydiler. Ondan bi hareket bekledikleri açıktı. Ama Yavuz etrafı süzüp uygun bir an kolluyordu.
Buzgan: Hayalet, uzun bir süre saklanamazsın! Ortaya çıkma vaktin geldi artık!
diye bağırdı. Nefesimi tutup ses çıkarmamaya çalıştım.
S: Hayalet de hayalet! Kız bir date'a bile çıkamıcak mı?!
diye tepki gösterdi.
Buzgan: Date?
diye sordu.
S: Randevu. Çıkma teklifi, en son ne zaman bir kıza akşam yemeği için çıkma teklifi ettin acaba?
dedi. Arkasından da göz devirdiğini hayal ettim. O an farkettim ki Su, benim bir plan yapmam için Buzgan'ı oyalıyordu ama ben plan yapmazdım ben aniden içeri sızıp gizlenmiş bilgileri bulurdum. Aşağıya doğru bakındım. Barın içi Buzgan'ın adamlarıyla doluydu, aşağı indiğim an kendi ölüm fermanımı imzalardım. Aşağı inip kendimi göstermeden bir şey yapmam gerekiyordu ama ne?
S: Her neyse, madem burda oturuyoruz, kim içecek ister?
diye sordu ayağa kalkıp.
Buzgan: Ne yaptığını sanıyorsun?! Otur yerine!
diyip Su'yun üzerine yürüdü.
S: Ben de istiyorum demen yeterliydi.
diyip bir bardak da Buzgan'a doldurdu. Bardağı Buzgan'a uzatıp yerine oturdu.
Daha geç olmadan bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. Elimde sımsıkı tuttuğum çantama baktım. Kapağını ses çıkarmadan çevirmeye çalıştım ama hafiften bir gıcırtı sesi çıkmıştı.
Buzgan: Bu seste nerden geldi?
diye sordu etrafına bakınıp.
S: Hadi o müthiş zekanı konuştur da gıcırtı sesinin nerden geldiğini çöz?!
diyip tersledi. Dikkatleri yine kendine çekmişti. Etraftaki insanlar kısa bir anlığına da olsa sesi unutmuştu.
S: Sandalyemden geldi.
diye açıkladı. Aynı zamanda sandalyesini bir sağa bir sola çeviriyordu.
Buzgan: İçimden bir ses Hayalet'in nerde olduğunu bildiğinizi söylüyor.
dedi daha çok baskı yapıp.
E: Biliyoruz zaten. Karabayır'da bir kafede sevgilisiyle çay içiyordur.
diyince Bahar ve Su ile gülmeye başladılar.
Buzgan: Fazla komik. Ama arkadaşınızı bulduğum an pekte iyi şeyler olmayacak.
S: Şu an çok iyi şeyler oluyo ya, arkadaşımızı bulunca iyi şeyler olmıcak anasını satıyım.
diye tepki gösterdi. Bahar hafiften Su'ya dokundu. Bu Bahar'ın ' daha fazla sinirlendirme' işaretiydi.
Buzgan, adamlarına dönüp beni aramalarını emretti.
Çantamın içinden telefonumu çıkardım. Şef ve Erdem Yarbay'a haber verdim.
Telefonuma gelen mesajla, panikledim. Umarım ekran parlaklığı yüzünden kendime ele vermemişimdir diye düşündüm.
Mesajın Su'dan geldiğini görünce şaşırdım.
Su: Yukarda olduğunu biliyorum, işaret verene kadar aşağı inme. Buzgan'ı her açıdan görebilceğin bir yere geç ve lazerini silahına tak.
yazıyordu mesajda. Neden böyle bir istekte bulunduğunu anlamamıştım ama dediklerini harfiyen yaptım. Çantamdan silahımı çıkarıp, lazeri taktım.
Yarım saat geçtikten sonra, Su aniden sandalyesinden kalkıp, elindeki bardağı yere düşürdü. Su'yu yakından tanıyanlar bunu bilerek yaptığını çok rahat anlarlardı. Buzgan sesin üzerine Su'ya döndü. Su bir şey isticekmiş gibi bir adım öne yürüdü ama topuklu ayakkabısı zeminde kaydı ve Buzgan'ın üzerine doğru düştü. Kendini toparlamak isterken, Buzgan'a daha çok tutundu ve ikisi de yere düştüler.
S: Ay çok özür dilerim.
dedi yapmacık bir şekilde ama yerde daha farklı olaylar döndüğünün farkındaydım. İşareti anlamıştım. Silahımı hazır hale getirdim.
Yavuz Su'yun yarattığı kargaşadan faydalanıp en yakınındaki adamı yere sermişti. Diğer askerler de Yavuz'u izlediler ve yakınlarındaki adamları yere serip, silahlarını aldılar. Eylem ve Bahar sakin bir şekilde sandalyelerinde oturmaya devam ediyorlardı. Su ise hala Buzgan ile birlikte yerdeydi.
E: Silahlarınızı atın! Yoksa efendinizin ölümüne şahit olabilirsiniz!
diye bağırdı.
Buzgan: Tilki, akıllı hareket et. Daha elinde silahın bile yok!
diye bağırdı Su'dan kurtulmak için debelenerek. İkisi de ayağa kalkmıştı. Bahar kendisine silah doğrultan birini vurmuştu ve ses Bar'da yankı yapmıştı. Eylem, bıçaklarını bir kaç adama saplamıştı. Buzganın arka tarafı bana bakıyordu, daha fazla beklemeden lazeri Buzgan'ın üzerine yerleştirdim.
S: Benim silahım olmayabilir ama Hayaletin kesinlikle var!
dedi ve diğer adamlara döndü,
S: Silahlarınızı bırakmak sizin elinizde, 3'e kadar sayıyorum bıraktınız bıraktınız başka bir seçeneğiniz yok!
diye bağırdı ve 3'ten geriye saymaya başladı. Adamların bazıları inatları gereği silahlarını bırakmamışlardı ve Su saymayı bıraktığı an yere yığıldılar.
S: Söylemiştim.
E: Hayalet çıkabilirsin artık!
diye seslenince, demirlere tutunarak ve Buzgan ile teması kaybetmemeye çalışarak yere indim.
N: Herkese Selamm!
dedim silahımı Buzgan'ın kafasına tutup.

PLAN ZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin