0.4

476 47 7
                                    

Biliyorsun, ne çok gördüm dünyanın yapabileceklerini

Ve bu kalbimi kırıyor yine

Çünkü seni asla üzgün görmek istemem

Wild World// Cat Stevens

James kokunun ağırlığıyla iki elini de ağzına kapadı, akşam yemeğinde içtiği bal kabağı suyunun yemek borusunda yükseldiğini hissedebiliyordu. Orman etraflarında dönerek onlarla dalga geçiyor gibiydi. Sirius ise ağzını kapamakla uğraşmamış, olduğu yerde öğürerek ferahlamaya çalışmıştı. James gözlerini kapayıp yüzünü buruşturdu, insan burnunun sürekli kokuya alışması kaç dakika alıyordu? Üç, beş, yedi? Doğrusu her neyse, James bir dakika daha katlanabileceğini öngöremiyordu.

"Ne yapacağız?" dedi Sirius arkadaşının yanında durup. James Sirius'un yüzünün kirece döndüğünü biliyordu.

"Onlar kim?"

"Muhtemelen Hogsmeade'den birileri. Belki ziyaretçi. Belki mülk sahibi? Bilmiyorum, bakabilecek miyiz?"

"Lütfen gidelim, lütfen..." diye inildedi arka tarafta kendini bir ağaca yaslamış Peter. James ve Sirius ona doğru döndü ve büyük bir ıstırap içinde gözüken Kılkuyruğa baktılar.

"Ayna yanımda, Remus'a haber vermeli miyiz?" dedi James, eli cübbesinin cebine doğru gitmişti. Sirius başını iki yana salladı,

"Onu telaşlandırmaktan başka işe yaramaz, hem insan olarak bu kadar derine gelmesi tehlikeli."

"Ayna onda." dedi James bilginin üstünden geçmek niyetiyle. "Harita bizde."

"James, Sirius..."

"Bir dakika sus Pete!" dedi James ve Sirius aynı anda bağırarak. Peter olduğu yerde sindi, böyle tehlikeli bir ormanın içinde insan haliyle çok savunmasız hissediyordu. Fakat fare formu kokuyu çok daha güçlü alıyordu.

"Bunu böyle bırakamayız. Birinin burada ne olduğunu görmesi ve araştırması gerekiyor. Yetkili birinin."

"Ne yapacağız? Gidip Dumbledore'a, Profesör biz gece yasak ormana gitmiştik de, işte öyle takılmaya, Hogsmeade tarafı m-hım, burda öldürülmüş insanlar var, bir baksanız iyi olur. İyi geceleer. Böyle girmek mi istersin daha iyi bir metinin var mı?"

"Bir yolu olmalı! Bu zavallı insanların bedenlerini at adamlar bulana kadar çürümeye mi bırakacağız? Belki de çoktan çürümeye başladılar, Merlin! En az 1 hafta olmuş olmalı, tabii ki çürümeye başladılar!"

James ellerini yüzüne kapadı, kendini sakinleştirmek için derin nefesler almaya çalışıyordu, fakat çürük kokusu bunu yapmasına dahi izin vermiyordu.

"Hagrid." Dedi Sirius, elleri belindeydi, kelimelerinden emin gözüküyordu. "Ormanda çok geyik var. Sen de onlardan biri olarak Hagrid'i buraya çekebilirsin. Gördüğünde hemen Dumbledore'a haber verir."

"Nasıl çekeceğim peki? Arkasından kovalayarak mı?"

"Hagrid hep hayvanlarla güçlü bir iletişimi olduğuyla övünür." Dedi Pete güçsüzce. "Sihirli olsun ya da olmasın. Onu hareketlerinle yönlendirmeye çalışırsan belki pek garipsemez."

Sirius avuç içlerini birbirine çarpıp Peter'a onaylayan bir jest yaptı, geri James'e döndü.

"Benim gibi devasa kabarık siyah bir köpek dikkat çeker. Ama sen sadece çok iri bir geyiksin, ormanda birçok iri geyik var."

"En büyükleri benim ama şimdi."

"Egonu şu anda bile tatmin etmeye çalışman beni gururlandırdı Çatalak, ama lütfen kısa bir ara ver."

Sihre İnanır Mısın?Where stories live. Discover now