9. Bölüm Cansu

149 16 36
                                    

İsviçredeki en samimi arkadaşlarımdan biri olan Büşra ile telefonu kapatıp, hazırlanmaya başladım. Oradaki arkadaşlarımı çok özledim. Her gün telefonla konuşsak bile özlüyorum. Zamanında Arda ile taşınmasaydım Türkiye'de yaşamayı kabul etmezdim. Babamlar ilk kez Türkiyeye taşınacağız dediğinde Çok karşı çıkmıştım. Sonra İstanbul'a geldiğimde şehire bayılmıştım ama yinede yaşamayı düşünmüyordum. Sonra Arda ile ilişkimiz ciddi olunca burada yaşamayı kabul ettim. Arda ile zaten evlenecektik. Şimdiden buraları alışsan iyi olur demişti Arda. Telefonum çalınca almaya gittim. Arayan Nisa dı.

Efendim?
- Cansu, hazır mısınız?
- hayır, bi yarım saat sürer.
- oha Cansu ya. Ne yaptın bu saate kadar?
-- telefonda konuşuyordum saate bakmamışım.
-kimle konuştun?
- Büşra ile
- eree, ne anlatıyor?
- Nisa, Şimdi sana ne konuştuğumuzu mu anlatacağım? Neyse, şimdi müsade et de hazırlanayım.

Telefonu kapatdıktan sonra hazırlammaya başladım. Bi süre kıyafetlerime bakıp ne giysem diye düşündüm. Sonra jean pantolon üzerine sportif beyaz bir bulüz giydim. Hafif makyaj yapıp, çantama telefonumu atıp odam dan çıktım.
Kardeşimin odasının önünde durup kapısına tıkladım ve içeri girdim.

Zeyno: hazır mısın?

Hazırım, çıka biliriz.

Anne, baba, biz çıkıyoruz.

Babam: yeterince paranız var mı? Yoksa veriyim.

Sağ ol babacığım, var.

Zeynep: var ama istersen yine de verebilirsin, deyip babama sarıldı.

Babam cebinden cüzdanını çıkarıp Zeynep'e para verdi. Ben de annemi sonra öptükten sonra kapıya yöneldim.

Hadi Zeyno, hadi.

Annem: geç kalmayın.

Anne, daha çıkmadan erken gelmemizi istiyorsun. Bi durda çıkalım.

Evden çıktık arabaya doğru giderken kardeşime: Senin yüzünden erken gelmemizi istiyor 1 saate çıkamıyorsun.

Zeynep kötü bakarak: abartma istersen. Sabaha kadar takılmayacağımıza göre.

Olsun en azından bire ikiye kadar takıla bilirdik.

Ay, Cansu, çok laf dinliyormuşsun gibi.

Bu konuda zeynep haklıydı. Sen Nisa lara haber ver birazdan geliyoruz ona göre çıksınlar. Ben de Arda ya sorayım nerde buluşuyoruz diye.

Daha sonra hep birlikte avm ye gittik. İçeri girdiğimizde Ardalar bizi bekliyorlardı.. herkes ile selamlaştıktan sonra Arda ya döndüm.

Aşkım, yemek yeriz derken ben restorana gideceğiz sanmıştım.

Arda: Hayatım, bütün arkadaşların durumu lüx restoranta yetermi bilemedim.

He Arda, bir yemeye 200-300 lira veremezler değil mi?

Arda kaşlarını çatarak: Cansu, senin anlamadığın birşeyler var. Bazen insanlar 200-300 lirayı bulmakta zorlana biliyor. Ben onları küçümsemedim sadece düşündüm. Benim için sorun değil, gidebiliriz.

Hmm... haklısın aşkım, en basitinden Elif. O çalışmıyor. Çok haklısın.
Arda gülümseyerek: tanam hayatım, sorun yok. Hadi şimdi bir şeyler yiyelim, değil mi arkadaşlar.

Diğerleri de Arda ya hak veriyordu. Sonra birlikte yemek yemeye çıktık.

Semih: kim ne yiyor?

Hüseyin: ben Burger yerim.

Nisa: bende.

Elif: ben pizza istiyorum.

Herkes sırayla ne yiyeceğini söylerken ben düşünüyordum.

Arda: aşkım sen ne yemek istersin?

Kararsızım. Kaşarlı pide mi yesem makarnamı yesem diye.

Arda: Zeyno, sen ne istiyorsun.

Döner yerim. Bir tane de lahmacun.

Arda gülerek: sana hayranım Zeyno, tamam siz oturum bir yere ben alıp gelirim. Cansu karar verdin mi?

Zeynep dışarıya çok yiyor gözüksede öyle değil. Kendisi aşırı zayıfdır. Bana da aynısı olsun.

Elif: herkes karar verdiyse bir kısnımız otursun.

Zeynep: Arda abi, dönerleri o meşhur yerden al ha.

Arda gülümseyerek: zaten ordan alacaktım. Ben müstakbel baldızıma ucuz yerden alır mıyım.

Zeynep: ha ha, çok komik. Kusura bakmayın ama en lezzetli döner orada var. Bir gün size bizim bildiğimiz gibi yedireceyim.

Hüseyin: gerçekten çok merak ediyorum böyle soslu falan hiç düşünemiyorum.

Nisa: hadi oturalım biz.

Aşk virajda Where stories live. Discover now