31. Bölüm

1.7K 91 11
                                    

AZRA

Deniz'in odasından çıktığımda bizimkileri masada görüp yanlarına gidince "Ne oldu Deniz'e? Çok kötü görünüyordu." diye sordu Jale.

"Bende anlamadım ki, size bir şey dedi mi çıkarken?" diye sordum.

"Senin bilmediğin şeyi biz nasıl bilelim Azra?" dedi Heves.

"Sende haklısın, o zaman ben hemen sevgilimin yanına gidiyorum." deyip kapıdan çıkacakken arkamı dönüp kızlara baktım. "Sağdan mı gitti yoksa soldan mı?" dedim. Herkes gülerek solu işaret ederken bende sola doğru döndüm.

Tuvaletlere bakmak için koridorda koşarken Deniz'i görmüştüm. Arkasından tuvalete girip içerdekilere "Boşaltın burayı." diye bağırdım. Bir kısım çıkarken diğer kısım Deniz'e bakıyordu. Deniz başıyla onaylayınca onlarda çıkmışlardı.

"Denizcim ne oluyor?" diye sordum. Kaçacak hiçbir yer olmadığını artık anlamalıydı.

"Ben özür dilerim. Her şey benim yüzümden, her şey benim suçum." dedi gözlerimin içine bakarak. Yanına gidip yüzünü ellerimin arasına aldım. "Ne senin suçun Canım?" dedim anlatması için. "Bu yaşadıklarımız, her şey benim suçum." diye başladı.

"Eğer Kudret'in dolduruşuna gelmeseydim, onu bıçaklamazdım. Sende suçumu üstlenmek için burada kalmazdın. Biz dışarıda özgür bir şekilde yaşardık seninle." dedi.

Dediklerinden sonra ona sıkıca sarıldım. Sanki içime sokarmışçasına bastırdım onu kendime. "Bu yaşananlardaki en suçsuz insan senken, nasıl olurda kendini suçlarsın?" diye sordum.

"Ama gerçek bu ve sadece bu kadarda değil. Kendi intikam hırsım için seni harcadım ben Azra. Senin özgürlüğünü elinden aldım. Sen nasıl kızmazsın bana?"

"Güzelim bana bak." dedim tekrar bana bakmasını sağlayarak. "Sen benim bu Dünya'da tanıdığım en iyi, en güçlü, en zeki ve en masum insansın. Merhamet duygundan bahsetmiyorum bile. Deniz sen şu an neden buradasın? Biz neden buradayız? Çünkü ben korkağın tekiyimde o yüzden. Keşke senin kadar, senin kadarda değil, senin onda birin kadar olabilseydim. Sen yaptığım onca şeye rağmen beni affetmekle kalmadın, bir de üstüne beni Dünya'nın en mutlu insanı yaptın." dedim. Alınlarımızı birleştirdiğimde gözlerimi kapamıştım.

"Ne olursa olsun ödediğin bedel bu olmamalıydı Azra. Düşünsene biz seninle dışarıda olabilirdik şu an, istediğimizi yapar, kimseden izin almazdık. Azra Dünya'yı bile gezerdik beraber." dedi.

"Kabul edelim ki eğer dışarıda olsaydın yüzüme bile bakmazdın Boncuk."

"Nasıl yani? Ne demek istiyorsun?"

"Şöyle ki eğer buradan çıksaydık, mesela sen Kudret'i öğrenmeden önce, ben arkadaşlığımız zarar görmesin diye o zamanlar sana nasıl davrandıysam yine öyle davranırdım. Sen beni fark etmezdin bile." dedim.

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sordu sesi üzgün gibiydi.

"Yalansa yalan de Boncuk. Ben seni öpmeseydim aklına sokmasaydım, hiç aklından geçer miydi sevgilin olmam?" diye sordum. Geriye çekilerek cevabını bekledim.

Cevap vermemişti. "Bahse varım kadınlardan da hoşlandığının bile farkına varmazdın." deyip arkamı döndüm. Tam kapıdan çıkacakken "Ortalıkta Boncuk, Boncuk diye dolanırken farkına varamadığım için çok üzgünüm Azra." diye bağırdı arkamdan.

"Önce ben sana aşık olduğum için suçlu ben mi oldum şimdi?" diye bende bağırmaya başladım.

"Eğer bana birazcık belli etseydin bende daha erken fark ederdim." dedi.

KADER ~ AZDENUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum