IX

127 24 5
                                    

"Gözyaşları arasında, gitmemen gerektiğini duyabiliyorum. Senden uzak durmak her gün zorlaşıyor."

İkinci bir şans? Sana düşünmen için 2 ay verdim.

Bu sabah kapımın çalındığını duydum. Sadece bir arkadaşım olduğunu düşündüm ama ellerinde güller ve en sevdiğim dondurma ile tabii ki sendin. En son hastane yatağında gördüğümden daha iyi gözüküyordun. Saçların düzgün taranmış, aynada uzun zaman geçirdiğini söyleyebilirim. Sen her zaman saçını kestirmek isterdin ama ben saçlarını saçlarını uzun haliyle daha çok sevdiğimi söylerdim. Ne istediğini sordum ve sen gülümseyerek cevapladın. "17'sinde" Hatırladın, tıpkı düşündüğüm gibi ilgiliydin. Filmde onların birleştiğini ve sonrasında sonsuza kadar mutlu olduklarına dair inancımı yitirdiğim yer burası. Bu yüzden kapıyı suratına kapattım ama sen tekrar çaldın ve benden sana ikinci bir şans vermemi istedin. Sonunda pes ettim ve sadece sana bağırabilmek için kapıyı açtım.

"İkinci bir şans mı? Senin için 2 ay yeterli değil miydi? Her gece kolunda sarhoş bir kızla eve geldiğini gördüğümde nasıl kırıldığımı biliyor musun? Hiç sana bağırdım mı? Hiç sana vurdum mu? Hayır! Sana iki ay şans tanıdım ki bu 61 şans demek. Memnuniyetle seni o zaman geri alırdım ama şimdi hayatıma bir bak. Harry, sensiz yaşayabiliyorum. Hala gittiğim her yerde yanımda olsan bile olabildiğince iyiyim."

Gözünden bir damla yaşın aktığını gördüm ve neden senin için enayi olduğumu sadece Tanrı biliyor. Seni incinmiş görmek istemedim.

"Taylor, özür dilerim, çok özür dilerim." ve bana sıkıca sarıldın.

O zaman düşünebildiğim tek şey seni gerçekten özlediğimdi. Öpücüğünü özlüyorum, sarılmanı özlüyorum, kokunu özlüyorum, gülüşünü özlüyorum. Neticesinde seni çok özlüyorum.

"Harry, izin ver gideyim sen mutlu ol diye senden uzaklaştım. Artık seni mutlu edemediğimi ama o kızın yapabileceğini anladım. Bu yüzden gitmene izin verdim."

"Ama ben mutlu değilim Taylor. Berbat haldeyim, bir karmaşanın içindeyim bunu görmüyor musun? Sensiz yaşayamam." Gözlerindeki yaşları silmeme izin verdin.

"Ama yaşıyorsun Harry. Hala nefes alıyorsun ve bana ihtiyacın yok. Bensiz yaşayamıyor olsaydın 5 ay önce ölmüş olurdun." Saydığım için değil sadece hatırladım.

O an ne yapacağımı bilemedim. Kapıyı suratına kapatmak istedim ama bu işe yaramadı çünkü hala kapıyı çalmaya devam ediyor ve tekrar tekrar istiyordun. Aklım, kalbim ile bir savaştaydı. Aklım bana söyledi.

"Sadece dondurma için." diyerek içeri girmene izin verdim.

Koltuğumda oturduk ve saatlerce konuştuk. Hiçbir şey değişmemişti. Gülümserken gözlerin hala parlıyordu, şakaların hala kötü ve komik değildi. Bu saatlerden sonra seni hala sevdiğimi anladım ama içimdeki şeytanlar sana kalbimle güvendiğimi ve eğer bir defa daha böyle bir şey yaparsan başka bir şans vermeden terk edeceğimi söylüyordu. Bu senin son şansın ve eğer bunu mahvedersen neyin geleceğini göreceksin.

----

Bu hikayeye geçtiğimde bir rahatlık yaşadım canım hikayem ya diğer çeviri neymiş öyle

-şarkıyı orjinal yazar değil ben koydum-

Journal // Türkçe (düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin