8B*

233 35 814
                                    

Geçmişten Bir Parça

İyi okumalar.

♥️

***

Kalbim göğüs kafesimi delip geçecekti sanki. Gözlerim gördüklerim ile dolarken beynim çalışmaz bir durumdaydı. Ayaklarımın beni taşıyamayacağını anlayınca kendilerini yere attılar. Dizlerim soğuk, sert beton ile buluşunca ağzımdan bir hıçkırık koptu.

"Derin!"

"Safir!"

Aynı an da bana seslenen kişilere dönüp bakmak istiyordum, bu gördüklerimin bir şaka olduğunu duymak istiyordum ama gözlerim hipnotize olmuş gibi Semra' nın cesedine takılı kalmıştı. Boğazımda oluşan yumru ile yutkunmaya çalıştım.

Sonuç yine sıfırdı.

"Semra!" diye konuştu zayıf bir ses. Bu Ceyda' ydı. "Semra," diye çığlık attı bu sefer. Koşarak yanımdan geçti ve cesedin yanına çöktü. "Semra! Semra, ablacım! Olamaz! Bir şey yapın!!!"

Çırpınışları boşunaydı. Cansız yatan Semra ne ona cevap verebiliyordu ne de kalkıyordu. Hiçbir şey yapmıyordu.

"Siktir," diye mırıldandı Ulus. Hızlı adımlarla Ceyda' nın yanına gidip onu zorla yerinden kaldırdı ama Ceyda zorluk çıkarmaya başladı.

"Bırak! Bırak Ulus. O benim küçük kız kardeşim. Ablamdan sonra kalan tek ailem. Semra! Güzelim aç gözlerini."

Onun haykırışları arasında göz yaşlarım teker teker gözlerimi terk etti.

"Derin," dedi sert bir ses ve yanıma diz çöktü sesin sahibi. " Güzelim bana bak." Bakmayı reddettim. Kafamı delicesine sağa sola salladım. "Güzelim. Hadi bana bak. Çıkalım buradan."

"Karan," diye fısıldadım. Zorlukla gözlerimi Semra' dan çekip Karan' a çevirdim. "Karan..." Nefes alamadım. Bir kaç kere yutkunarak konuşmaya çalıştım.

Başaramadım.

Ciğerlerime hava ile doldurmaya çalıştım.

Başaramadım.

"Herkes dışarıya çıksın. Olay yeri inceleme ekipleri geldi. Herkes dışarı," diye bağıran bir görevli ile Ulus şaşkınlıkla yerinde donakalan kızları, Oğuz ile birlikte dışarıya çıkardı. Karan' da beni ayağa kaldırmaya çalıştı ama izin vermedim. İnatla Semra' ya bakmaya devam ettim.

"Karan sen çık, ben onunla birlikte çıkarım."

Karan onaylayan bir ses çıkartıp ayağa kalktı. Son kez derin bir nefes aldı, hızlı adımlar ile kütüphaneyi terk etti.

Dakikalar sonra uzmanlar ceset ile ilgilenmeye başladığında bile yerimden kıpırdamadım. Boş gözler ile Semra' ya baktım.

"Derin..." Yanıma oturdu. Ona da, Karan' a bakmayı reddettiğim gibi, bakmadım. Onu da reddettim.

"Öldü," diye fısıldadım zorla. "Öldü..." Hiddetle başımı salladım. "Öldü," diye bağırdım boğazım yırtılılırcasına. Görevliler ve bir kaç kişi bize bakıp işlerine devam ettiler. "Ölemez! Hayır o ölemez. Ben bile ölmedim, o ölemez. O bizi bırakıp gidemez."

"Derin kendine gel," diyerek beni kendisine çekti. Ellerimi yumruk yapıp defalarca kez göğsüne vurarak hem ağladım hem de bağırdım. Her seferinde hiçbir tepki vermeden saçlarımı okşadı.

"Ölemez... Anlıyor musun beni? O daha ölemez. O daha doktor olacak. Bir çok hastayı iyileştirecek. İnsanların hayatını kurtaracak. Bunları yapacakken, yapması gerekiyorken gözlerini kapatıp gidemez. Bizi bırakıp gidemez. Buna asla izin vermem."

Psi-Komik  ☆düzenleniyor☆Where stories live. Discover now