Oh Sehun: Jongin, açıklamama izin ver.
Jongin: Lütfen, lütfen Bay Sehun benden uzak durun.
Oh Sehun: Beni sinirlendirme Jongin.
Jongin: Neden bana bunu yapıyorsunuz?
Oh Sehun: Senden bir şeyi istiyorum, onu yerine getir.
Jongin: Yapamam, başka birini bulun.
Jongin: Ama ona da böyle zarar vermeyin bayım.
Jongin: Çünkü bunun ardından toparlanmak çok zor oluyor.
Oh Sehun: Böyle olmasını hiç istemedim.
Jongin: Bu umrumda değil.
Jongin: Daha fazla sizi ve yaptığınız caniliği görmek istemiyorum.
Jongin: Mesaj atmayın, karşıma çıkmayın.
Oh Sehun: Beni sinirlendirme.
Oh Sehun: Sakın bunu yapma.
Jongin: Ne yaparsınız?
Jongin: Beni tekrar nasıl cezalandırırsınız?
Jongin: Sizden iğreniyorum.
Görüldü.
Sehun, Jongin'in son yazdıklarını okuduktan sonra deliye döndü. Sinir tekrar tüm vücudunu sardı. Sinirden elleri titrerken, nefesi düzensizleşmişti.
"Lee Min! Çabuk buraya gel."
Taemin arkadaşının sesini duyunca koşarak içeriye girdi. Sinirden krize girmişti yine. Bir türlü kontrol edemiyordu öfkesini.
Gelen tatlı çocuk ne yapması gerektiğini biliyordu. Sürekli yanında taşıdığı iğneyi çıkarıp dostunun sırtına sapladı. Sehun küfür etti, bağırdı. Zamanı ve gücü yetseydi Taemin'e vururdu o sırada. Ama vücudu uyuşmaya başlamıştı.
♠♠♠
Dırırırıırrırırm kestim yine. Diğer bölümde.
Oy verin, yorum yapın. Yazmaya heves bırakın arkadaşım.
YOU ARE READING
ölümle dans // sekai // texting
FanfictionEğer ki Kim Jongin, benim portremi ölümümle çizersen, yaşamana izin vereceğim. Çizmezsen ya da çizemezsen, senin ölü bedenini portre yaparım.