28

24.6K 1.2K 336
                                    

Gelen kişi Boradan başkası değildi.

"Özel bir şey konuşuyoruz aslında, biraz müsade edebilir misin?" Cenkin kibarlığından ödün vermeyen hali hoştu. Kötü bir çocuk değildi hatta tatlı denilebilir bir yüzü vardı. Onunla iyi arkadaş olabilirdik ama o bana arkadaşlıktan daha fazla şeyler hissediyordu.

Bora tek akşını kaldırıp bir bana bir Cenke baktı.

"Sonra konuşursunuz, dimi Laçin?" Beni neden öne atıyordu ki bu çocuk.

"Aslında konuşmamız zaten bitmişti. Benim cevabımı bekliyordu." Bora dudağını dişleyip sinirle güldü.

"Ee söyle bakalım neymiş cevabın!" Boranın dediğine pek takılmayarak Cenk'e döndüm.

"Çıkışta haberleşiriz o zaman" deyip gülümsedim. O da içten bir gülümdemeyle bana baktı.

"T-tamam ben beklerim seni" heyecanla masadan kalktığında, Boranın kahkahası kulaklarıma ulaştı. Tam masadan kalkıcakken ona doğru eğildim.

"Bora amacın ne?"

"Asıl senin amacın ne! Beni kendinden uzaklaştırıyorsun sonra da başka erkelere gidiyorsun ve Bora amacın ne öyle mi!!?" bilmeden konuştuğu şeyler canımı yakıyordu.

"Bilmeden konuşma!" dedim dişlerimi sıkarak.

"Bilmediğimi anlat o zaman Laçin!"

"Şu an anlatsamda pek anlıcak gibi durmuyorsun." diyip hızlıca oradan uzaklaştım. Direk sınıfa gidip sıraya kafamı koydum. Sinirden gözlerim dolmuştu. Bilip bilmeden konuşup kalbimi kırmıştı. Ama hala onun için atıyordu bu kalp.

Okul çıkışı

Çantamı alıp hızlıca sınıftan çıktım. Okulun büyük ve eski demir kapısının önünde beni bekleyen Cenk vardı. Bir kaç adımda yanına ulaştım.

"Çok bekletmedim değil mi?"

"Yok şey bende erken biraz geldim"

"Ne?"

"Iıı biraz heyecandan konuşamıyorum da" deyip gergince gülümsedi.

"E hadi gidelim" kafasını salladı. Beraber biraz sohbet ederek okulumuza çokta uzak olmayan minik bir kafeye geldik. Ben çay isterken o kahve istemişti. (yani ama çay içmeyende ne bilim döldxlkso)
Siparişlerimiz gelene kadar konuşmamıştık. Geldiğinde derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.

"Bak Cenk seninle buraya konuşmak için geldik ama konuşmak istediğimiz şeyler pek aynı değil" Cenk'in yüzü biraz düşerken devam et dercesine kafasını salladı.

"Cenk, benden hoşlandığının farkındayım ama ben seni o gözle görmüyorum"

"Şey zaten bunu bugün biraz tahmin etmiştim." Kafamı eğip başımı salladım.

"Bora dimi?"

"Efendim?"

"Borayı seviyorsun?"

"Nasıl anladın?"

"Benim sana baktığım gibi bakıyorsun ona" dedi ve gülümsedi.

"Şey sanırım seni kırdım, özür dilerim"

"Özür dilenicek bir durum yok seni seviyorum diye beni sevmek zorunda değilsin kendini üzme"

"Ayrıca Bora'nın da seni üzmesine izin verme, bende vermeyeceğim. Her zaman yanındayım bunu bil"

"Teşekkür ederim. Sen çok iyi bir insansın kalbin çok güzel umarım bir gün seni çok seven ve senin de onu seveceğin biri çıkar karşına"

"İnşallah. Bir de sana bir şey sorabilir miyim?"

"Tabiki"

"Arkadaş olsak?"

"Benim açımdan sakıncası yok hatta seni ilk gördüğümde bunu düşünmüştüm ama senin canın yanıcaksa bunu yapamam"

"Laçin bana diyorsun ama senin kalbin benden de güzel ve seni sevsemde seninle arkadaş olmak istiyorum, yanında olmak istiyorum"

"O zaman arkadaşız" deyip gülümsedim. O da gülümsedi.

"Arkadaşız"

"E arkadaşım beni eve bırakır mısın o zaman"

"Önden buyrun hanımefendi" gülüşerek kafeden çıktığımızda karşı caddede Bora vardı. Ama yalnız değildi.

_______________

Evvet helüyünüzzz!!
Sınavlarınız nasıl geçiyor böcüklerim, benim bok gibi eksksksk

Nese sınavlarımın bitmesine az kaldı sonra süprayzlarla geliyorum nihiihihihih

Veeeee 4k olmuş aaaaaa çok mutluyum hepinizi ısırıyorum ğdödöxşsşa

TŞK.

Laçin || Texting Where stories live. Discover now