¤6¤

726 70 23
                                    

Öpüşlerimiz sertleşirken, ellerinin bütün bedenimde gezdiğini hissediyordum. Onunla birleşme hissi, içimde güzel duygular oluşturuyordu.
Soluklanmak için kendini geri çektiğinde az önce dokunduğum sarı saçlarının kahverengiye dönüştüğünü gördüm. Ne kadar yakın olursa olsun, yüzünü net göremiyordum.
“Çok güzelsin.”
Zihnimde yankılanan bu cümleyle rüyada olduğumu kavramıştım.
“Jennie nerede?”
Kendini yan tarafa atıp kıkırdadı.
“Beni unuttun mu yoksa? Jennie'yi kıskanmaya başladım.”
Sesi çocukluğum gibiydi. Öyle saf, masum bir aurası vardı ki bana hep çocukluğumu hatırlatıyordu.
“Hep beklemediğim anlarda geliyorsun.”
Kafasını omzuma yaslayıp parmaklarını köprücük kemiğimin üzerinde gezdirmeye başladı. Deniz gibi ferah kokuyordu.
“Ben de o gün suya düşmeni beklemiyordum Manoban.”
Bana eski soyadımla seslenmesi garip hissettiriyordu. Acaba Lona hep içimdeydi de ben mi onu fark edememiştim?
“Benim bir adım var.”
“Eskiden Manoban da senindi. İsmin çok güzelmiş gerçekten.”
Omzumdan kafasını kaldırıp boynumu öpmeye başladı. Haz aldığımı fark edince kendimi kötü hissetmiştim.
“Jennie ile arandaki bağı sevdiğimi inkar edemem. Ama beni unutma Manoban, olur mu?”
...
Cevabımı beklemeden gittiğinde sinirlenmiştim. Gözlerimi açınca televizyondan gelen ışıktan rahatsız olmuştum. Kanepede yan yatmış, üzerim örtülü bir şekilde duruyordum. Biraz gözlerimi ovuşturduktan sonra orta sehpanın üzerindeki notu fark etmiştim.
“Sizi uyandırmak istemedim. Yarın iş yerinde görüşürüz. İyi geceler Bayan Kim.”
Jennie çok iyi biriydi, hatta fazla iyiydi. Bu kadar iyi bir insanla tanışmayalı uzun zaman olmuştu. Notu elime alıp odama doğru yürümeye başladım. Baş ucumda duran komodine notu koyduktan sonra telefonumu şarja taktım. Kendimi uykuya teslim etmeden önce düşündüğüm son şey Lona'nın dudakları olmuştu. En az bal kadar tatlı olan güzel dudakları...
...
“Bayan Kim!”
Odama giderken bana seslenen kişiye doğru dönmüştüm. Bana koşan beden hızını alamayınca göğsüme çarpmıştı.
“Ah, özür dilerim Bayan Kim.”
Gülmekten kendimi alamamıştım.
“Önemli değil Jennie, günaydın.”
“Bugün programınız yoğun değil. Rica etsem atölyede çalışabilir miyiz?”
O kadar sevimli bakıyordu ki, onu kırmak içimden gelmiyordu. O sırada işittiğim garip ses duraksamama sebep olmuştu. Eliyle midesini tutunca aç olduğunu fark etmiştim.
“Kahvaltı etmedin mi?”
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
“Peki, o zaman önce kahvaltı etmeye gidiyoruz. Sonra atölyeye gideriz. Eşyalarını topla, ben de ablamı arayayım.”
Hevesle kafasını sallayıp, ona çalışması için verdiğim minik masaya yöneldi. Ben de odama gidip ablamı aramaya koyuldum.
“Günaydın abla. Biz Jennie ile kahvaltı etmeye gidiyoruz. Gelmek ister misin diye soracaktım.”
“Jennie de kim?”
Ablam bunu garip bir ses tonuyla sormuştu.
“Bizim stajyer işte.”
“Hiç de hız kaybetmez benim kardeşim.”
Mızıldanarak cevap vermiştim.
“Abla ya, öyle değil. Aman neyse. Geliyor musun?”
“Yok yok, siz gidin. Benim çok işim var.”
Bunu alaycı bir ses tonuyla söylemişti. Biraz uyuz olsam da ses etmedim ve telefonu kapattım. Odadan çıkıp Jennie'nin yanına gittim. Hazır olduğunu görünce birlikte kattan ayrıldık.
...
Denize bakan bir restoranda durduğumuzda Jennie'nin sevindiğini görmüştüm. Benim gibi denizi çok seviyor olmalıydı.
“Ben burayı çok severim. Ailemle hep geldiğimiz bir yer.”
Hevesle gülümsedim. Arabadan indim ve içeri girmek için onu beklemeye başladım. Bu sırada anahtarı çoktan valeye teslim etmiştim.
Sabah olduğu için içerisi pek kalabalık değildi. Güzel bir yere oturup sipariş verdik ve beklemeye başladık.
“Sen de benim gibi denize aşıksın sanırım.”
Gözleri hala denizdeydi. Geçip giden gemilere bakıp gülümsüyordu.
“Deniz benim için çok özel. Özellikle bu sahil, benim çocukluğum, gençliğim. Ne zaman üzülsem, kırılsam, sinirlensem derdimi hep denize anlattım. Mutlu olduğumda da ilk ona koştum. Çıplak ayaklarla daldım soğuk sulara. Manevi şeyler benim için her zaman çok değerli. Anlaşılan sizin için de öyle.”
Kaşlarıyla boynumdaki kolyeyi gösteriyordu. Lona'dan bana kalan tek şey olan kabuğu kolye yapmıştım.
“Haklısın. İnsan paraya ne kadar sahip olursa olsun maneviyatın yerini tutmuyor. Mesela şu an buraya kahvaltı etmeye geldik. Güzel bir yer, seviyormuşsun da. Elimize birkaç bir şey alıp kumlara uzansaydık da mutlu olacaktım. Önemli olan seninle burada kahvaltı yapmak değil, seninle kahvaltı yapmak.”
Gözlerimin içine bakınca dünyanın durduğunu hissetmem normal miydi?
“Denizlere hakim olan, her şeye hakim olur demişler. İkimizin de denizi bu kadar çok sevmesi iyiye işaret bence.”
Hakim olmak istediğim tek şey sensin, diyemedim.
“Bence de.”
Çok geçmeden siparişlerimiz gelmişti. Yemek yerken ne kadar acıktığımı bir kez daha fark etmiştim. Biraz karnımı doyurduktan sonra gözüm ona kaymıştı. Jennie yemek yerken bile doyduğumu hissetmiştim. Ona baktığımı fark etmiş olacak ki kafasını kaldırmıştı. Mahcup bir şekilde kafamı önüme eğip yemeye devam ettim.
Kahvaltımız bittikten sonra arabaya geri bindik. Hızla şirkete sürerken kafamın dalgın olduğunu fark etmiştim.
“Jennie, arabayı sen kullanır mısın?”
“İyi misiniz Bayan Kim?”
Nedense zihnim çok bulanıktı.
“Başım dönüyor galiba.”
Durdurduğum arabadan hızla inip yan koltuğa geçtim. Jennie kemerini takıp bana bakmaya başladı.
“Hastaneye gidelim mi?”
“Gerek yok Jennie. Beni eve götürür müsün?”
Kafasını olumlu anlamda sallayıp sürmeye başladı. Eve yaklaştıkça uykumun daha çok geldiğini hissettim. Sanırım başıma aldığım darbenin etkileri geçmemişti.
Eve geldiğimizde Jennie yavaşça kemerimi çözüp beni arabadan indirdi. Koluma girip beni dik tutmaya çalışıyordu ama gücü yetmiyordu.
Nihayet eve girdiğimizde direkt odama yöneldim. Giyinme odama girip pijamalarımı giydim ve yatağa girdim.
“Yanımda kalır mısın?”
Kapıdan çıkacağı sırada söylediğim cümleyle duraksamıştı. Usulca yanıma gelip oturdu.
“Teşekkür ederim Jennie.”
“Rica ederim Bayan Kim.”
Elimle yatağı işaret etmeye başladım.
“Sen de uzan yanıma.”
Bana garip garip bakmaya başlamıştı.
“Nefesimi kontrol edersin. Cidden kendimi iyi hissetmiyorum.”
Yanıma girip bana sarıldığında daha rahat hissediyordum. Kalbimin ritmi değişse de düzeleceğini umuyordum.
Kendimi uykuya teslim etmeden önce son duyduğum şey onun sesiydi.
“Kafanı karıştırdığım için üzgünüm Manoban. Seni seviyorum.”




daughter of night ¤ jenlisa |discontinue|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin