-Ariana Grande -
-İn my head-İki tane vampir, annemin katilini, kolundan tutmuş getiriyorlardı. O an nefesimi tuttum. Hızla gözlerimi kapayıp açtım. Sanki ölüm meleği kısmım tekrar kendini göstermeye başlıyordu. Şimdi olmazdı, herkesin içinde olamazdı. Kendimi kontrol etmem lazımdı.
Onu bir sandalyeye bağladılar. Bu sürede o hep bana baktı. Ben ise onun sefil bakışlarından kaçmak için başka yerlere. Gözlerim Luther 'ı buldu. Bir yere sinmiş, bana bakıyordu. Luther'la olanlardan sonra hiç konuşmamıştık. Açıkcası konuşmakta istemiyordum. Tekrar ona baktım. Sandalyeye duruyordu ve direkmen karşıya bakıyordu. Ona ilk önce elektirik vermek istiyordum. O yüzden kabloları aldım ve ona yaklaştım. Karşısına geçtim ve kabloları kaslı bedeninie bağladım. O ise hala bana bakmıyordu. Tepki göstermesini istiyordum, bana yalvarmasını istiyordum. Hızla elektirik düğmesine bastım. Ve onun çarpılışını seyrettim. Bu düşündüğüm kadar zevk vermiyordu bana. Belkide daha çok acı çekmesini istiyorumdur.Elektirği durdurdum ve onun karşısına geçtim.
Bana yarı açık gözlerle bakıyordu. Elime bir kerpeten aldım. "Annemi öldürdüğün günü hatırlıyorsun demi? Onun boğazını pençelerinle kesmiştin. Şimdi o pençelerini bana gösteriyorsun. " Dedim soğuk kanlılıkla.
Ona ne yapacağımı anlamıştı. Pençelerini kıracaktım. Bana direnmesini bekledim ama öyle olmadı. Hemen pençlerini açtı. Hızla başparmağını tutudum. Ve pençesini kesmemle kükremesi bir oldu. Bu kükreme beni rahatsız etmişti. İlk önce kanayan parmağına baktım. Sonra onun kirli yüzüne. Nefes nefese kalmıştı zorda olsa ağzından bir iki kelime çıktı.
"Bu yaptıpımız çok çocukça. "
****belimden tuttu ve beni duvara yasladı. İkimizde nefes nefese kalmıştık.
Aramızda yaklışık beş santtim ya var ya yoktu.
Gözleri dikkatimi çekmişti aslında kahverengi değillerdi koyu ellaydı.
Bi an gözlerim dudaklarına indi ama hemen gözlerine baktım.
Oda dudaklarıma bakıyordu. Gözlerini tekrar gözlerime çekti.
" Bu yaptığımız çok çocukça. " Dedi.
Bende gülerek " Evet. " Dedim.
Bir gürültüye irkildim. Elimdeki kerpeten yere düşmüştü. Yüzümde de bir gülümseme vardı. Hemen eski duruşumu aldım. Yine ölüm meleği tarafım kendini göstermişti. Geri geri bir iki adım attım. "Bu günlük bu kadar işkence yeter. Sana söz verdiğim gibi... Seni yavaş yavaş öldüreceğim. "
Dedim ve onun götürülüşünü seyrettim....
Dün olanlar aklımdan çıkmıyordu bir türlü. Bana ne oluyordu böyle. Eskiden böyle şeyler olmazdı ama şimdi...
Gördüğüm şeyler bir tür hatıraya benziyordu. Ama bir farklılık vardı. Anılarımda hep bir kişi eksikti.
"İyi misin? "
Odamın kapısına baktığmda Lino'yu gördüm. Başımı olumsuz anlamda salladım. Yattığım yerde doğruldum. Lino da bana doğru yaklaşmıştı. "Biliyor musun? Wampir olduktan sonra her şey farklı gelmeye başladı. "
Dedim teredütle."Normal bir şey, artık bir vanpiriz. Tabi ki de her şey farklı gelecek. "
"Hayır öyle değil. Sanki bir şeyler eksik... "
Lino omzuma dokundu ve yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi. "Bazen fazla kafaya takıyorsun. Yapma... " Dedi ve usulca odamdan çıktı.
...
Su şişemi aldım ve yüzüne döktüm.
Bağrarak kalkması bir oldu. Hemen bir iki adım geri çekildim. Nefes nefese kalmıştı. Çok komik gözüküyordu. Kendimi tutamayıp bir kahkaha attım. Kendimi tutamıyordum ve kahkaha atmaya devam ediyordum.
O ise sinirli bir şekilde bana bakıyordu." Pardon bilerek oldu. " Dedim burdan Alece gönderme yapmıştım.
"Sen."
"Ben." Dedim ve hızla odadan çıktım.
Hızlı adımlarla yürüyordum ki oda peşimden çıktı. Peşimden geliyordu hemde koşarak.
Bense hızla koşuyordum.
Aynı zamanda " Yardım edin!" Diyordum. Koridordakiler bana yardım etmek yerine öylece bakıyorlardı.Galiba kahkaha atarak söylediğim için yardım etmemişlerdi.
En sonunda ayağım bir şeye takıldı tam yere kapaklanacakken.
****belimden tuttu ve beni duvara yasladı. İkimizde nefes nefese kalmıştık.
Aramızda yaklışık beş santtim ya var ya yoktu.
Gözleri dikkatimi çekmişti aslında kahverengi değillerdi koyu ellaydı.
Bi an gözlerim dudaklarına indi ama hemen gözlerine baktım.
Oda dudaklarıma bakıyordu. Gözlerini tekrar gözlerime çekti.
" Bu yaptığımız çok çocukça. " Dedi.
Bende gülerek " Evet. " Dedim.
...Gözlerimi açtığımda bunun sâdece bir rüya olduğunu anladım. Peki gerçekten bu bir rüya mıydı? Bu anı bir kere daha görmüştüm. İki gün önce ona işkence ederken...
Hızla yatağımdan kalktım. Onun yanına gidecektim, ona hesap sormaya......
Zindanlara geldiğimde beş tane zindanı geçtim. Zindanların birisinde "Clara." Diye bir ses duydum. Ama önemsemedim, o pislikte bana öyle seslenmişti. Zindanın önüne geldiğimde onu gördüm. Yere çökmüş oturuyordu. Muhtemelen benim geldiğimi fark etmişti. Ama bana bakmıyordu.
"Sen! "
Yavaşça başını kaldırdı, yüzüne sahte bir gülümseme yerleştiridi. "Ne o yoksa bana tekrar işkence mi edeceksin? "
"Oda var ama... " Zindianın içine girdim. O da yavaşça ayağa kalktı. Ayaklarımız biribirine deyene kadar ilerledim. Yüzüme bakıyordum onun o aşalık yüzüne. O ise bana bakmıyordu. Kafasını sola çevirmişti.
"Bana bakamıyorsun bile. "Dedim kibirle. Kafasını hızla çeviridi. Burunlarımız hafifçe birbirine değiydi. Hiç haraket etmedim. Öylece durdum.
"Sadece bir rüyaydı Clara. "
"Ne saçmalıyorsun sen? Bana Clara demeyi kes. Zaten ned-"
"Sadece bir rüyaydı Clara. "
...
"Clara! Clara bana bak. Clara sadece bir rüyaydı. Clara. "Karşımdaki kişiye bakmamla ona hızla sarılmam bir oldu.
Beni öyle sıkı sardı ki bir an nefes alamadığımı hissettim. Ama bu benim umrumda bile değildi. Şuan tek umrumda olan şey **** du.Saçlarımı öptü ve yavaşça geri çekildi.
Elleriyle yanaklarmı kavradı.
Ve ona bakmamı sağladı."Bu sadece bir rüyadı tamam mı?"
Dedi ****bana iyice yaklaşarak.****'un gözlerine bakmayı kesmiştim. Hemen karşımdaki beyaz yol şeritlerine bakıyordum.
"Ben uyumuyordum ki"
🍁
YOU ARE READING
YIRTICI
FantasyŞimdi ölüm fermanımı imzalıyordum. İki seçenek vardı, ya ölücektim yada hayatımın yalanıyla yüzleşecektim. Her şey birgün Clara'nın ölü bir kurt bulmasıyla başladı. O gün ailesine ,arkadaşlarına, hayatına veda etmesi gerekiyordu. Artık hiçbir şe...