2

79 3 0
                                    

Eh, davete icabet etmek lazım, diye düşündü genç kız. Kafasındaki tilkiler kuyruklarını bir o yana bir bu yana sallıyorlardı.

Çantasını aldığı gibi arka koridora yöneldi. Kızlara açıklama yapma gereği bile duymamıştı.

Oğlan, duvara yaslanmış halde onu bekliyordu. Geldiğini görünce gülümsedi ve elini cebinden çıkararak duvardan uzaklaştı.

"Eee?" dedi kız.

"Neden beni..." derken sözü oğlanın dudaklarıyla kesildi. Bu seferki öpücük tutku kokuyordu ve kızın bedenine bir titreme salmaya yetmişti.

"Belli değil mi?"

Genç kız, çocuktan uzaklaşıp kafasını salladı aşağı yukarı. Ancak memnun değildi.

"Bak, bir şeyi açıklığa kavuşturalım." Kollarını göğsünde birleştirerek konuşmaya devam etti.

"Bana tek gecelik kız muamelesi yapmanı istemiyorum. Bunu sezdiğim anda, çeker giderim."

Çocuk kaşlarını kaldırıp kıza baktı. İlginç biriydi belli ki.

"Nasıl davranmamı istiyorsun?"

"Friends With Benefits'i izlemiş miydin?"

Oğlan evet dercesine kafasını salladı.

"İşte oradaki gibi olsun istiyorum. Arkadaş gibi rahat olalım, birbirimize saygı duyalım ve aynı zamanda ihtiyacımızı giderelim. Anlatabiliyor muyum?"

Oğlan elini çenesine götürüp kirli sakalını kaşıdı. Aslında söyledikleri gayet mantıklıydı.

"Anlaşıldı. Kabul."

Elini tokalaşmak için uzattı.

"O zaman önce arkadaş olalım. Barış ben." Gülümsemesi eğlenir gibiydi.

Genç kız gözlerini devirdi ama yine de oğlanın elini sıktı.

"Ben de Hazar." Daha sonra oğlanın elini alıp beline yerleştirdi.

"O kadar da arkadaş olmaya gerek yok."

Barış kahkahasını tutamadı. Kızın belini kavrayıp arka çıkışa yöneldi.

Taksiye binecekleri sırada Barış kıza dönüp sordu.

"Bana mı gidelim yoksa başka bir yeri tercih eder misin?"

Hazar gülümseyip kafasını salladı.

"Sana gidelim." Gözlerindeki oyunbaz pırıltı Barış'ı baştan çıkarmaya yeter de atardı bile.

Eve geldiklerinde acele etmediler. Önce salona geçip biraz uzandılar. Bu sırada Hazar kalkıp evi kısaca turladı.

Barış'ın evi yedi katlı bir apartmanın çatı katıydı. Büyük sayılmazdı, bir kişiye yetecek kadardı ve manzarası harikaydı.

"Ne ikram edeyim?" diye sordu Barış. Evine çok sık kız getirmezdi epeydir de getirmemişti ve biraz gergindi. Normalde elini çabuk tutar ve asıl mevzuya gelirdi ama bu kız biraz farklıydı belli ki. O da ayak uydurmayı deneyecekti.

Hazar omzunun üzerinden mutfak kapısının önünde dikilen Barış'ı süzdü. Hafifçe gülümseyerek yanına doğru adımladı.

Diken üstünde olması iyiydi ama Barış daha çok gergin gibiydi. Yanına giderken aheste aheste adımlar atarak Barış'ın kendisini izlemesini ve rahatlamasını sağladı.

"Gerilmene gerek yok." Oğlanın boyu uzundu bu yüzden parmak ucuna çıkıp omuzlarını okşadı.

"Ama çok da rahat olmasan iyi edersin." Omuzlarını silkeleyip suratını hafifçe okşamayı ihmal etmedi. Barış'ın yüz hatları gevşedi.

VENÜSWhere stories live. Discover now