3

72 5 2
                                    

"Kalk artık uykucu."

Barış gözlerini ovalayarak doğruldu. Hazar çoktan uyanmıştı ve neşeli sesi odayı dolduruyordu. Perdeleri sonuna kadar açtığında, gün ışığı Barış'ın gözlerinin kamaşmasına neden oldu.

"Saat kaç?" diye sordu mahmur sesiyle.

"Dokuz buçuk." Hazar'ın üzerinde sadece beyaz uzun bir tişört vardı ve elini beline koymuş halde Barış'ın kalkmasını bekliyordu.

"Off daha erken." Diyerek kafasını tekrar yastığa gömdü Barış. Hazar ise gülerek telefonundan müzik açmak için komodine yöneldi.

"Kahvaltı hazırlıyorum. Kalk da yardım et ev sahibi." Müziği açtı ve yatağın kenarına oturarak Barış'ın uykulu halini seyretti.

Müziği duyan Barış ise ufaktan gözlerini açıp çatık kaşlarla kıza baktı. Normalde sabahları patatese dönen kızlardan olmadığını gördü. Hala güzeldi.

Hazar'ı belinden tuttuğu gibi hızla yatağa yatırdı. Kız neye uğradığını şaşıradursun Barış işe koyulmuştu bile.

"Ne yapıyorsun?" diye hayretle sordu.

"Kahvaltı bekleyebilir" diyerek kızın boynuna gömüldü. Teni açık renkti ve çiçeksi parfümünün kokusu henüz geçmemişti.

"Ama ben açım."

Barış duraksayıp kızın tenine doğru gülümsedi.

"Ben de tam havamdayım."

Hazar oflayıp Barış'ı kendinden uzaklaştırdı.

"Siz erkekler, sabah seksini amma da seviyorsunuz. Ama ben açken başka bir şey düşünemem."

Barış, kızın kalkmasına izin verdi. Diğer yandan Hazar, aklına başka erkekleri de getirince keyfi kaçmıştı biraz. Kaşlarını çattı. Dolaylı yoldan da olsa bunu daha önce yaptığını söylemişti.

"Kaç kişiyle birlikte oldun?" diye soruverdi Barış. Aslında partnerlerine bunu asla sormazdı. Kendisine de sorulmasını istemezdi. Ama kızın böyle rahat konuşması canını sıkmıştı.

Hazar omuz silkti.

"Ne önemi var?"

Barış cevap vermedi ama keskin bakışları hala kızın üzerindeydi. Hazar gülümseyip yataktaki dağınık saçlı oğlanı süzdü. Flörtöz bir şekilde konuşmaya başladı.

"Eğer aşağı gelip bana yardım edersen..." yavaş adımlarla yatağa yaklaştı. Öne doğru eğilip tişörtün biraz açılmasına göz yumdu.

"Kahvaltıdan sonra belki ben de sana yardımcı olurum." Yorganın altındaki Barış'a kısa ve şuh bir bakış atmayı da ihmal etmedi.

Barış ise sinsice gülümsedi ve gözleri kızın dekoltesine kaydı. Dün akşamı düşünmeden edemedi.

Hazar onu kolundan çekerek kaldırdı ve aşağı indirdi. Beraber kahvaltı hazırlamaya başladılar.

***

"Ne planlıyorsun küçük şeytan?"

Tolga ve Seyhan ile beraber kafeye oturmaya gelmişlerdi ve Hazar'ın gözleri etrafı karışlıyordu. Seyhan, arkadaşının surat ifadesinden kafasında tilkiler dolandığını anlayabiliyordu.

Hazar yarım bir gülüş attı ona doğru.

"Görürsün" dedi sadece.

Birkaç dakika sonra kafenin kapısında Barış ve arkadaşları belirdi. Sırasıyla içeri girerlerken Hazar kapıya çapraz dönüp arkadaşıyla konuşuyormuş gibi yapmaya başladı. Bu mesafeden ve sağ profilden iyi görüneceğini biliyordu. O gün yok gibi bir makyaj yapmıştı. Bir erkeğe sorsalar asla anlamazdı. Ve üzerinde kayık yaka tişört ile krem rengi bol bir keten şort vardı. Sade ve güzel olduğundan emindi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 21, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

VENÜSWhere stories live. Discover now