8} Virüs Gibisin!?

122 15 19
                                    

Diğer çiftlerin geçirdiği o muhteşem gecede elbet pekte muhteşem olay olmadı. Jimin oturduğu yerden telefon ile ilgilenirken. V de gelmişti.

Çantasını gürültü ile attı. Eşyalarını yerleştirdi. Sonra da duşa.
Duştan çıkıp geldiğinde başladı asıl olay. Belinde havlusu vardı gerçide, de işte.

"Hey sen! Hiç utanman yok mu!?"

Bu tepki üzerine V ise. Çoook değişti çocukcağız.

"Ben de olanın sende de olduğunu düşünüyorum. Tabi balıklarda iş nasıl bilmiyorum¿"

Jimin ise far görmüş tavşan gibiydi. Dalgınlığı uzun sürmemiş olucak ki.
"Sen Kim Taehyung, Park Jimine bugün meydan mı okuyorsun!?"

"Hayır çocuk sen benimle mühürlendin artık geri dönüşü yok. Pis balık seni burda pişirip çiğ çiğ yesem-!?"

V sakinleşmesi gerektiğini hatırladı çünkü sözü vardı. Öldürmeyecekti.

"Her neyse beni rahatsız etme."

Jimin kendisi için özel hazırlanan yere girdi. Yine muhteşem kuyruğu çıkmıştı göz alıcıydı.

...

Ertesi sabah erken saatlerde kalkıp sınıfa geçen Taehyung. Kafasını cama dayayıp düşündü. Şimdi neler olacak diye.

Sınıfa ilk Yoongi geldi Taehyung'ı görünce içinden gelen dürtü ile konuştu.
"Tae-!¿ Ah V şey beni hatırlıyor musun?"

Taehyung göz ucuyla  bakıp. "Evet. Ancak o zaman böylesine çekingen değildin. Ne o çok mu korkuncum ya. Onun gitmesi her şeyi değiştirecek olmam demek değil. Hepiniz böylemi davranacaksınız."

Yoongi çocuğun ani çıkışına şaşırmış ama eskisi gibi davranması gerektiğini hatırladı.
"Peki. Özür dilerim, haklısın. Üzgünüm."

Taehyung histerik bir gülüş sergiledi kafasını tekrar cama çevirdi. Yoongi ise onun bu haline çok üzüldü.

"Yoongi hyung..."

Yoongi şok üstüne şok atlattı.
Taehyung tekrar güldü. Gözlerini kapatıp derin nefesler aldı.

"Üzgün olma." Dedi ve masanın üstünden atlayarak sınıftan dışarı gitti.

Sınıf kapısından çıkarken YOUNGKOOK AŞKUŞLARIM geldi. Oda sınıf kapısından çıktığı gibi koştu koştu ve koştu en sonunda kör noktada kimsenin göremediği ağacın altında oturdu.

...

Sınıfta ise şok olmuş 3 genç vardı. Jungkook erkenden uyanmış olucak ki.

"O Taehyung hyung mıydı?"

Youngnam kafa salladı. Yoongi ise.

"O bana hyung dedi..."
Sonra gözleri parıldadı.

Jungkook hemen atlayıp. Olayı sordu.

"Şimdi sınıftaydı ben de konuşuruz belki diye tedirgince yanına gittim.
Daha sonra hepimizin ondan korktuğunu ve çekindiğini anladığı için sinirlendi. Özür dilediğimde kırıldığını anladım. Ve galiba bambaşka şeyler dönüyor."

...

Taehyung oturduğu ağacın altında yalvar yakar ağlıyordu. Zordu onun için hiç kimse onu tanımıyordu diğer kendisi bile. Taehyung ona V diyip başkalaştırsa da oda Taehyungdu.

"Niye ki? Ne suçum var ki benim *hıck* tek günah keçisi ben miyim?"

Aklına gelenler ile akıttı pınarlarını.

"Bana sormuştun *hıck* canın bu kadar yandı mı? *hıck* Fiziksel acı ruhsal acımdan daha azdı. *hıck* Şimdi canavar olarak adlandırılan ben seni yok etmişim. Saçmalık. *hıck* "

Ağlaması şiddetli hale geldi. O kadar ağladı ki bayılıcak hale gelmişti.

"İçimde ki diğer ben bile beni canavar olarak görüyor ise kabul. Öyle olurum."

Ağlamaktan bayılmadan önceki son sözleri olmuştu. O kötü değildi, kötüleştirilmişti.

...

Youngnam, Jungkook ve Yoongi konuşurlarken Jimin geldi. Akşam ki karşılaşmadan sonra içinde farklı şeyler olduğunu hissetti. Korunmaya muhtaç, evini kaybetmiş gibi.

"Taehyung nerede? Birde o çocuğa ne oldu?"

Yoongi göz altından bakarak konuştu. "Tae'nin kurdunu canavar gibi görerek hata yaptık. Başımıza büyük bir dert aldık."

Jungkook atıldı. "Sinirlendirdik. O zaman..." Jungkook parçaları birleştirmeye çalıştı.

Youngnam aklına gelen ile. "Jungkook geleceği görebilir misin?"

Kafasını salladı. "Evet. Ama Yoongi bilir kullanmadığım ve paslandığım güçlerin bana yan etkileri olabiliyor. Hem görsem bile her an değişir. Paralel evren teorisini duymuşsunuzdur muhtemelen sürekli farklılık gösterir."

Jimin bıkkın bir ifade ile birlikte "Bacaksız bu kadar şey biliyorsan niye etrafta beyinsiz bir aptal gibi geziyorsun ki?"

Jimin çok kırıcı konuşuyor ama yine de buz dağlarının ardında ki küçük çocuk çıkmak için can atıyordu.

Jungkook söze girdi. "Biz buna hayatı dolu dolu yaşamak diyoruz."

Yoongi büyük olarak söze atlaması gerektiğini anladığında. Kapıdan 3 kişi geldi.

Seokjin atıldı. "Tae nerede?¿"

İşte sorulması gereken asıl soru buydu çok şükür.
Yoongi aklına gelenler ile.

"Koşarak sınıftan çıkmıştı arkasından gitmeliydim!"

Namjoon destek adına. "Şok edici olay yaşadın değil mi? Merak etme kaybolmamıştır."

Hepsi bir ağızdan. Tabiki Jimin biraz fazla soğuk kalmıştı.

"Umarım."

...

Taehyung gözünü açtığında bayıldığı yerde değildi beklenen hırçınlaşarak uyanmasıydı ama beklenilenin aksine uysal ve soğukkanlı şekilde uyanmıştı.

Yattığı yerde bağdaş kurdu. Bulunduğu bu karanlık ortamda ses gelmişti.

"Yolunumu kaybettin ufaklık."

Cevaplamadı.

"Herkes seni yolda mı bıraktı."

Başını kucağına eğdi.

"Düşmanın değilim."

670

Gül Yeter ~VminWhere stories live. Discover now