-27-

557 52 17
                                    

Tüm herkes salonda toplandığında yutkundum. Birazdan oyun başlayacaktı, Ten ve Johnny kavga etmiş gibi yapacaktı.
Jeno'nun fısıldamasını duyduğumda arkama yaslandım. İşte Jaehyun geliyordu.

"Ben başlıyorum."

"Tamam, başla."

"Of Johnny ya, bir işi de doğru yap!"

"Zaten düzgün yaptım, sen bir şeyi beğensen çok şaşıracağım!"

"Düzgün yapsaydın beğenirdim. Beceriksiz!"

"Ten düzgün konuş benimle, karşında çocuk yok senin!"

İkiside bağırmaya başladıklarında koltuğa sindim, gerçekten yapmadıklarını biliyordum fakat çok gerçekçi yapıyorlardı.

"Karşımda çocuk olsa keşke!"

"Git o zaman becerikli insanlara!"

"Neden seninle tanıştım ki?!"

"Tanışmasaydın o zaman. Ben mi dedim bana aşık ol diye!"

"Sus Johnny!"

"Git evimden!"

"Gidelim çocuklar!"

Kolumdan çekilip dışarı çıkartıldığımda biraz ilerledik.

"Nasıl oynadım? "

"Bir an gerçek zannettim Ten, oyuncu olmalısın!"

Ten güldüğünde yutkunup mırıldandım.

"Şimdi gidiyor muyuz havaalanına?"

"Evet."

"Gitmeden Jaehyun'a sarılamaz mıyım?"

"Gerçekten üzülerek söylüyorum ki, hayır. Fakat geri döndüğümüzde ona bolca sarılabilirsin."

"Peki."

Beni bir araca bindirdiklerinde araç Lucas'ın sesiyle doldu.

"Ben neden Çin'e gidiyorum? Ben burada kalmak istiyorum, gelmesem olmaz mı?"

"Ama Lucas ya alışveriş ihtiyaçlarımız falan olursa?"

"Ben hallederim hyung, Lucas burada kalsın."

"Peki."

Lucas sevinçle bağırıp araçtan çıktığında araç hareket etmeye başladı. Şimdiden uzaklaşmaya başlamıştık, gittikçe Jaehyun'dan uzaklaşıyordum. Şimdiden boynuna yatmayı özlemiştim, bir hafta dayanacak olmak işkence gibiydi.
Ama her şey için çabalamak gerekiyordu, bir hafta dayanabilirdim sanırım.
Bir telefon çaldığında Ten'ın mırıldanmasını ve Donghyuck'un sesini duydum,sonra da Mark'ın sesini.

"Hyung Johnny hyung kaza geçirmiş gibi yaptı, şimdi biz onu hastaneye götürüyormuş gibi yapıyoruz. Jaehyun hyung sana bayağı saydırdı gerçi."

"Nasıl yaptınız kazayı?"

"Siz gidince Johnny Hyung dışarı çıktı ve fren sesi ve Johnny hyungun çığlığını duyduk. Johnny hyung yerde yatıyordu ve önceden hazırladığımız kırmızı boyalı balonları patlattığı için kanla kaplı gibi duruyordu vücudu. Sonra ben, Jeno ve Jisung hemen kaldırıp araca koyduk. Şuan gidiyoruz bir yere. "

" İyi iyi, şüphelenmedi değil mi? "

" Yok, Lucas hyung oyuna oydu o da Johnny hyunga bağırıyormuş gibi yaptı. Her şey iyi şuan. "

" İyi, kapat hadi. "

" Sus hyung ya, aşkım~"

" Efendim güzelim? "

" Beni ziyaret edeceksin ve hep arayacakdın değil mi?"

" Evet Donghyuck, hep arayacağım seni. "

" Tamam, sonra konuşuruz aşkım seni seviyorum. "

Mark telefonu kapattığında  havaalanına gelmiş olmalıyız ki, araçtan indik. Birkaç kontrolden geçirdiler beni, sonrasında ise Ten kolumu tuttu ve beni hızlıca sürüklemeye başladı.

" Koşun uçağı kaçıracağız! "

Hızlıca ilerledik. En sonda yine bir koltuğa oturtuldum.

"Uyuyabilirsin uçağa geldik."

Uyandığımda elimi korkuyla yana attım. Elime çarşaf gelirken hızlıca yutkundum ve sesimin çıktığı kadar bağırdım.

"Ten!"

"Buradayım, günaydın. Hastaneye geldik şimdi. Hallettim ameliyat işlemlerini, yarın ameliyat oluyorsun."

Benim İçin Bak! Where stories live. Discover now