Distance in Your Eyes

271 18 8
                                    


(David Gray - This Year's Love)

XXIII.

Every whisper
Of every waking hour
I'm choosing my confessions
Trying to keep an eye on you
Like a hurt lost and blinded fool
Oh no, I've said too much 

Hala Malfoy malikanesindelerdi, fakat belki de bir başka odada.

Güneş konum değiştirmişti ve günbatımının ışıkları içinde bulundukları odanın karışık desenli halısına yansıyordu. Havada uçuşan toz gün ışığının altında altın renginde parıldıyordu. Oda tarz olarak önceki odanın kopyasıydı ama eşyaların konumları ve biçimleri değişmişti. Uzun bir çalışma masası şöminenin tam karşısına konumlandırılmış, eski kitaplarla dolu büyük kitaplığın önünde duruyordu. Şömine önünde klasik dönemden kalma irice iki tekli koltuk bulunuyordu. Hermione ve Draco eşyaların yerlerini almasını şömine yanından izlerken seslerini çıkarmadılar. Hermione Draco'ya olanlarla ilgili sorular sormayı bırakmış, kendi gözleriyle görmeye karar vermişti. Draco da arada sırada Hermione'ye bakış atmak hariç, onun gibi ilgiyle olanları izliyordu. İkili adeta geçmişin bir parçasın haline gelmişlerdi, odada her defasında yer alan eşyalardan bir farkları yoktu.

Onların gözleri odada gezinirken çirkin bir ev cini içeri daldı, elinde gümüş bir tepsi, tepsinin üzerinde de porselen fincanlar bulunuyordu. Ev cini etrafına bakındıktan sonra masaya eğilmiş bir şeyler karalayan Malfoy'a döndü.

"Efendi çay istemişti."

Draco göz ucuyla ev cinine baktıktan sonra parmağıyla bir yeri işaret etti. Ev cini paytak adımlarla koltuklar arasındaki kahve sephasına bıraktı elindekileri, dökmemek için elleri titreye titreye yürümek zorunda kalmıştı. Draco parşömenle olan işine döndüğünden ev cini onu yeniden rahatsız etme konusunda tereddüte düştü.

"Efendi başka bir şey ister mi?"

"Hayır."

Draco kestirip atarcasına cevap vermişti ama ev ciniyle ilgileniyor bile sayılmazdı, dikkati başka yerdeydi. Ev cini ellerini birbirine sürtüp korkuyla yeniden rahatsız etti Malfoy'u.

"Efendi-"

"Ne var?"

Draco başını kaldırıp ev cinine baktı. Elindeki tüyü mürekkep hokkasına bırakırken cin korkuyla geriye adım attı, Malfoy'un kendisine rahatsız edici bir büyü atacağını düşünmüştü. Yalvarırcasına bağırdı.

"Hermione Granger geldi, efendim! O-o aşağıda!"

Draco karşısında korkudan iki büklüm olan ev cinine aşağılayıcı bir bakış attı, Draco'nun ev cinlerinden hoşlanmamasındaki birincil sebep korkaklıklarıydı. Gördüğü tek cesur ev cini Dobby idi, o da özgürlüğün getirdiği sarhoşluğa kapıldığı için. Özgür ev cinleri çok daha sinir bozucuydu.

"Yukarı yolla." dedi sakince, doğrusu ev cininin kendisinden bu kadar korkuyor olmasından memnun olmuştu.

Ev cini saklandığı yerden başını uzatıp kocaman gözlerini kıptı ve Hermione'nin yanına buharlaşmak için parmağını şıklattı. Draco Hermione'nin yanına geleceği zamanı etrafa saçılmış parşömenlerini toplamak için kullandı.

Hermione kapıdan içeri girdiğinde çekmeceyi yeni kapatmış, nerede durması gerektiğini düşünüyordu. Kendine bir yer belirleme fırsatı olmadığından Hermione onu masa başında ayakta dikilirken buldu.

"Malfoy."

Sesinde memnuniyetsizlik vardı. Çoğu gün aynı ses tonuyla selam verdiğinden Draco Malfoy onun bu tutumuna alışmıştı.

Everybody Hurts (2011)Where stories live. Discover now