BÖLÜM 3

6.2K 253 25
                                    

Bölüm 3;

Asena

Ilk günden göreve çıkarım diye dua ediyordum ama tabikide öyle bir şey olmadı. Hızlıca elimdeki valizlerle Komutanın odasına gitmeye başladım. Ama nerede olduğunu bilmediğim için birazcık kaybolmuş olbilirim. Yanımdan geçen her asker bana şaşkınlıkla bakıyordu bu durum beni iyice sinirlendirmeye başlamıştı fakat yinede sakin olmaya çalışarak,yanımdan geçen bir askeri durdurarak,
"Şaşkın şaşkın bakmada bana Komutanın odasını göster bakalım" diyerek ilerlemeye başladım. Komutanın odasına gelince askeri gönderdim.  Üstümü başımı düzeltip kapıya yavaşça vurdum. İçeriden 'gel' sesi gelince odaya girdim.
"Üsteğmen Asena VATANSEVER Ankara emret Komutanım" diyerek asker selamımı verdim.
Komutan hemen söze girdi,
"Otur kızım,  öncelikle hoşgeldin buraya alışmak zordur ama sen zoru seven bir kadınsın o yüzden hiç şüphem yok buna karşı. Komutanının dediği gibi yeni bir Tim kuruluyor. Görevini en güzeli ile yapan, Vatanına aşık olan, Vatanına karşı canını feda edecek bir insan olduğun için seni bu Time layık gördüm." Diyerek dışarıdan bir askeri cağırmıştı,
"Yüzbaşım, üsteğmenimize odasını göster sonra bütün herkesi toplayıp toplantı odasına gelin."
  Ikimizde 'emredersiniz' diyerek odadan çıktık.

   Hemen odama geçip kıyafetlerimi giyip toplantı odasına doğru ilerlemeye başladım. Buraya alışmak gerçekten çok zor olacaktı. Çünkü kadın dediğin evde otutup kocasını bekleyecek çocuklarına bakacak diye bir zihniyet vardı. Fakat şöyle ki kadın erkek eşitliği vardı dünyada. Ben de böyle düşünen insanlara karşı bu mesleği yaparak kadının ne olduğunu herkese gösterecektim.

   Sonunda toplantı odasına geldiğimde herkesin burada olduğunu gördüm.  Asker selamı verip yerime geçtim. Askerler hala bana şaşkınca bakıyorlardı. Tövbe Estağfurullah sanki hayatlarında hiç kadın asker görmediler. Neyse cok kafaya takmayarak Albay'ı dinlemeye başladım.
  "Çocuklar lafı cok uzatmayacağım. Yeni bir tim kurulduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden askerler arasında en çok başarılı olan askerlerimizi bu time aldık. Ayrıca şaşkın olduğunuzu biliyorum. Hepiniz şuan' bu kadın napıyor burda' diye merak ediyorsunuz.  Üsteğmen Asena VATANSEVER."

Askerler artık benim kim olduğumu biliyordu. Ama yinede şaşkınlıkları hala geçmedi.

" Tim Komutanınız Yüzbaşı Turan TÜRKOĞLU Komutan yardımcınız Üsteğmen Asena VATANSEVER sizin bundan sonra komutanlarınız. Bugün izinlisiniz kiminiz mardine hic gelmediğiniz için buraları gezin öğrenin. Yarın Hakkari'ye gideceksiniz yeni gorev yeriniz orası. Iyi dinlenmeler." Diyerek bizi odadan göndermişti. Askerlerin hiçbirini tanımıyordum tanışmak gerekiyor diyerek askerler döndüm.
"Beyler şuan birbirmizi tanımıyoruz. Yarın göreve gidecegimiz için tanışmak gerekiyor. Oturup biraz sohbet edelim" dedim. Adının Halil olduğunu öğrendiğim bi asker,
"Komutanım çarşıda çok güzel bir kafe var oraya gidebiliriz"
"Tamamdır haydin gidelim" dedim.

  15-20 dakika sonra kafeye gelmiştik. Garson yanımıza gelip siparişleri aldıktan sonra konuşmaya başladık.
" Komutanım ben Arda. Yozgatlı'yım. Fakat Ankara'da yaşıyorum. Babam şehit olmuş ben küçükken. Annem de emekli öğretmen.  Küçüklükten beri babam gibi asker olmak istiyordum. Nişanlıyım Allah'ın izniyle bu yaz evleneceğiz." Diyerek kendisini tanıttı.
"Allah mutlu mesut etsin Arda artık dügününüze geliriz" dedim.
"Başım gözüm üstüne Komutanım asıl gelmezseniz darılırım." Sevmiştim Arda'yı çok iyi bir insandı.
"Komutanım ben Halil. Sivaslı'yım. Annem ve babam Sivas'ta yaşıyorlar. Evliyim 2 tane çocuğum var. Babam benim gibi emekli Albay. Tıpkı babamın izinde gidiyorum. " dedi.
"Allah bağışlasın çocuklarını" dedim.

  3 tane daha asker kendini tanıttı sıra sabah beni havaalanından almaya gelen yüzbaşındaydı.
"Ben Turan. Kıbrıslı'yım. Annem ve babam yok. Ben küçükken beni yetimhaneye vermişler. Tek kız kardeşim var ondan başka kimseye de değer vermiyorum Umrumda da degiller zaten. 14 yaşından beri bu mesleğe hayranlığım başladı. Vatanımı herşeyden çok seviyorum. Gözümü kırpmadan can veririp, can alırım" dedi. Cok değişik bir adamdı. Net konuşuyordu. Sıra bana geldiğinde konuşmaya başladım
"Ben Asena. Ankaralı'yım.  Annem ve babam benim gibi askerlerdi. Fakat aynı operasyonda ikiside şehit oldu. Bir tane abim var oda Amerikada. Bu mesleğe hayranlığım başladığında daha çok küçüktüm. Girdigim her ortamda tepki yiyorum. 'Kadın asker mi olur?' 'Kadın dediğin evinde oturup kocasını bekler.'
'Bu meslek erkek mesleği kadın yapamaz' falan diye sürekli bana tepki gösteriyorlardı. Hala da öyle ama onlardan banane değilmi. Mesleğimi herşeyden çok seviyorum. Arkadaşlar bakın bundan sonra biz hem silah arkadaşı hemde aile olduk. Bi sıkıntınız olduğu zaman Komutanınız değilde ablanız gibi gelip benimle konuşabilirsiniz sakına çekinmeyin. " diyerek konuşmama son verdim.
 
     Biraz daha sohbet ettikten sonra kafeden çıktık. Saat daha 15.30 olduğu için gezmek istedim. Askerleri Tugaya gonderip biraz Mardin sokaklarında gezmeye başladım. Biraz ileride bi kalabalık gördüm. Hemen oraya ilerleyip ne olduğuna bakmak istedim. Gördüğüm şey ile kanım donmuştu. Adamın biri kadını dövüyordu. Ulan varya diyerek olaya müdahale etmeye çalıştım.
"Hop hop noluyor burada, napıyorsun sen?" Diyerek adama karşı geldim. Etraftakiler şaşkınlıkla bana bakıyordu. Adam sinirle bana dönüp,
"Sen kimsinde bana karşı geliyorsun lan"diyerek bağırdı.
Senin ecelinim dedim içimden
"Bana bak o kadını bırakıyorsun. Yoksa hiç iyi şeyler olmayacak." Dedim adama. Gerçi bu adammıydı ki.
"Lan kadın belanı arama sen kim oluyorsunda bana koskoca Mardin'in ağası Ferzan ağaya karşı geliyorsun" diye bağırdı.  Bu adamı dövsem yeri şuan.
"Bana bak Mardin'in ağasısın diye kendini üstün görme benim de sinirmi artırma. Şimdi o kadını bırakıyorsun insan gibi bırakmazsan bi çaresine bakarız artık" dedim.
"Bırakmıyorum napıcaksın" diyerek üstüme gelmeye başladı. Elini kaldırıp bana vuracaktı ki ani bir hamle ile elini yakaladım ve çevirdim.  Hemen bagırmıştı salak adam. Etraftaki insanlar şok olmuş şekilde beni izliyorlardı. Karnına bi tane tekme atıp burnuna da bir yumruk attıktan sonra ayağa kalkıp konuşmaya başladım,
"Üsteğmen Asena. Kadına el kaldırmak adamlığa sığar mı? Eğer ki bir kadına el kaldıran olursa o kişi adam değildir.  O harekette adamlığa sığmaz. Ha bu arada Ferzan Ağa bu da sana ders olsun bi sorunun olursa beklerim" dedim yerdeki kadını kaldırdım.
" Doğrudan eve gidiyorsun bir şey olursa bu adam yine sana vurursa hemen yanıma gel sakın korkma bir şey yapmaz, yapamaz" dedim. Herkes kendi arasında fısıldaşıyordu. Onları umursamayıp Tugaya gitmeye başladım.

  

ASENAWhere stories live. Discover now