1. BÖLÜM

4K 303 491
                                    

Bölüm 1: Esta Darkness

"Gözyaşlarım her zaman donuk,
Tek ihtiyacım olan hatırlamak,
Canlı hissetmenin nasıl olduğunu."

Aurora: WINTER BIRD

Oldukça sıradan bir gündü.

Yani en azından dünyanın bir kısmı için.

Muggle denen ve büyüden tamamıyla yoksun olan, hatta varlığına bile inanmayan insan topluluğu kendi hâlindeydi. Kimisi iş yerine yetişmek için olağan üstü bir çaba gösteriyor, kimisi koltuğuna kurulmuş kitabını okuyor, kimisi de arkadaşlarıyla bir kahvehanede oturmuş sohbet ediyordu. Onlar için her şey normaldi, tuhaf olan hiçbir şey yoktu.

Ama dünyanın başka bir kısmı içinse bugün fazlasıyla büyülü bir gündü. Sonunda tatil bitmişti ve birçok sihir okulu faaliyete geçmeye başlamıştı.

Bunlardan biri de Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu'ydu. Öğrenciler trene binmek üzereydi ve aileleri ile vedalaşıyorlardı. Birinci sınıflardan kimileri tedirginlikle etrafa bakınıyor, kimileri ise mutlu görünüyordu.

Ağlayan bir çocuk annesine doğru bakarak, "Slytherin'e gidersem ne yapacağım?" Dedi, sesindeki panik tınısı fark edilebilirdi. Oldukça endişeli görünüyordu. Kısa boylu, zayıf, minik görünüşlü bir çocuktu. Turuncu saçları kafasına yapışmış, mavi gözleri hafiften kızarmıştı.

Annesi oğluna anlamaz bir ifadeyle baktı. "Bence şimdi bunları kafana takma." Dedi bir süre sonra. "Mümkün olduğunca arkadaş edinmeye çalış."

Oğlu kafasını salladı ama açıkçası hiç de teselli olmamıştı.

O sırada olanları tuhaf bir ilgiyle izleyen Hogwarts Cadılık Ve Büyücülük Okulu beşinci sınıf öğrencisi Tom Marvolo Riddle öfkeyle, sessiz bir nefes verdi ve kadın ile çocuğundan birkaç adım uzaklaştı. Slytherin'e girmekten mi endişeleniyordu? Sanki buna imkanı varmış gibi... Gerçekten, kendini ne zannediyordu ki?

Öğrenciler, vaktin geldiğini anlayıp treni doldurmaya başlamadan önce son kez gözlerini gezdirdi Tom Riddle çocuğun çehresinde, ve hızlı adımlarla o da trene girdi. Kendi vagonuna doğru ilerlemeye başladı, her zaman oturduğu o vagona doğru.

Yürürken dördüncü sınıflardan Angelina Lestrange ile karşılaştı, kızın ona attığı şirin gülümsemeye karşılık verme zahmetine bulunmadan yanından geçip gitti.

Sonra Antonin Dolohov'u gördü, itaatkâr ve saygı dolu bakışlarını onun uzerine dikmiş, bunu kimsenin anlamaması için hafifçe gülümsüyordu, fakat bu hareketinin gözlerindeki ifadeyi kapatmaya yetmediğinin farkında değildi.

Tom bunu umursamadı, adımlarını hızlandırdı ve uzun yolculuğu boyunca yapacağı planlamaları düşündü. Bu sene bazı konularda harekete geçmesi gerekiyordu, boş vaktini fikir yürüterek geçirebilirdi. Değersiz bir zamanı nasıl değerli hâle getireceğini biliyordu; yaşıtı olan diğer gençlerin aksine boş sohbetlerden ve gereksiz konuşmalardan uzak durarak, çok daha mühim gördüğü, kendi işleriyle ilgileniyordu.

Vagonunun önünde durdu ve içeri girmeye hazırlandı, fakat aniden bir fısıldama duydu:

"Slytherin'e gidersen ne yapacağını düşünmene hiç gerek yok. Zaten sen orayı hak etmiyorsun."

Tom tepkisel olarak kafasını çevirdi ve turuncu saçlı çocuğu gördü. Yanında bir kız vardı, hafifçe diz çökmüştü; miniğin kulağına doğru, sessizce konuşuyordu.

KİLİT (TOM MARVOLO RIDDLE)Where stories live. Discover now