[34]

11.3K 629 32
                                    

Medya: Benim güzel çiftim
Akın Açelya'nın gülüşünde durdu çaktırmayın ;)

"Açelya! Kızım içeri girseydin ya." gözlerimi bu sesle açmıştım. Bu kim miydi? Akın'ın annesi. Bir de dönmezler diyordu. Ama dönmüşler ve beni merdivende uyurken görmüşlerdi. Gerçi sadece annesi görmüştü. Abartmayalım.

"Aa Seda Teyze! Hoşgeldiniz." kocaman gülümsemeye çalışıyordum ve kadının yüz ifadesinden ne kadar komik olduğumu anladım. Dudaklarını birbirine bastırmış gülmemeye çalışıyordu.

"Akın seni eve mi almadı? Bu ne hâl?"

"İşi vardı. Bende onu beklerken uyumuşum." dedim utana sıkıla. Cidden yani kadınla ilk konuşmamız bu mu olacaktı? Daha güzel hayal etmiştim.

Ah tabii ki de hayal etmiştim!

"Eve girseydin ya kızım. Hiç merdiven köşelerinde beklenir mi? Beklenmeez. Tabii bizim hayırsız söylememiştir sana anahtarın yerini."

"Yok yok söyledi. Ben girmek istemedim."

"Ya sen benim kızım sayılırsın. Olur mu öyle şey! Akın demişti ilk başta utanır diye. Haklıymış." gözlerim kocaman olmuştu.

"Akın size benden mi bahsetmişti? Ah tabii ya." dedim ve elimle kafama vurdum. Kahkaha atmıştı.

"Oğlumun aşık olduğunu anlamayacak kadar kötü bir anne değilim. Hem akıl bile verdim ona." elini sanki gizli bir şey söylüyormuş gibi yaptı. "Bilinmeyen numara şeklinde yazmasında da büyük destekçisiydim."

"Anne?" Akın beyler de sonunda teşrif edebilmişti.

"Oğlum? Sen bu kıza hiç mi üzülmedin?! Kız uyuyup kalmış burada. İti kopuğu var!" annesinin dedikleriyle kaşlarını çatıp bana döndü. Tatlı tatlı gülümsemeye çalıştığımda kaşları hâlâ çatıktı. Eve girmeme kızmış olmalıydı...

"Ben demiştim ama neyse. Bizim gitmemiz lazım. Sonra konuşuruz anne." yüzünü annesine çevirmeden konuşmuştu. Altı üstü uyumuştum niye bu kadar kızdı ki?

Kolumdan tuttu ve yürümeye başladı. Apartmandan çıktığımızda bıraktı. Ona baktığımda kaşlarını indirmiş beni izlerken buldum.

"Niye dinlemedin beni? Ya bir şey gelseydi başına. Bizi düşünmedin mi?" bizi... Ne güzel de söylemişti öyle.

"Akın... özür dilerim. Haklısın. Zaten uyumak gibi bir planım yoktu." çantamdan telefonu çıkarıp saate baktım. "2 saat olmuş. Yorgundum, uyumuşum. Ama keşke bu kadar bekletmeseydin beni..."

"Güzelim, işim uzadı o yüzden bekledin. Ben de özür dilerim." gülümsedim.

"Bak sorun çözüldü. Şimdi film izleyebiliriz."

"Film mi izleyecektik?" sorusuyla birlikte kaşlarımı çattım. Dün konuştuğumuz şeyleri unutması normal mi? Üff ben dün yediğimi unutuyorum o nasıl unutmasın.

"Aslında sizin evde izleyecektik ama annen geldiğine göre sinemaya falan gidebiliriz. Olur mu?"

"Olur." elimi tuttu ve arabaya doğru yürümeye başladı. Bindiğimizde ben dışarıyı izliyordum ama gözlerini üstümde hissedebiliyordum. Arkadan Athena - Yalan çalıyordu kısık sesle.

"Bir şey mi söyleyeceksin?" dedim ona dönerek. Benim dönmemle gözlerini yola çevirmişti. Bir şeyler saklıyordu.

"Hayır. Neden sordun?"

Yalan söyleme bana
Gözlerin anlatıyor her şeyi diyordu arkadan Athena.

Sesini açtım. Sözleriyle birlikte gözleri yine bana döndü. Sonra ise tekrar yola...

Kendini kandırıyordu. Beni değil!

Gülüşünde Durdum |textingTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang