Taehyung'un yaşadığı şehir, son on yılın en sıcak gününü yaşıyordu. Hava o kadar sıcaktı ki üzerine bir şey giymeye cesaret edememişti ve kapısını sonuna kadar açtığı garajında ellerinde bagetiyle bir parçayı öğrenmeye çalışıyordu. Parça çok zor değildi, asıl zor olan onu hakkıyla çalmak ve yapabileceğinin en iyisini yapmaktı. Bagetler davulun üzerinde adeta dans ederken Taehyung bazen gözlerini kapatıyor, bazen kafasını ritme göre sallıyor ve konsantrasyonunu asla bozmamaya gayret ediyordu. Bateriyi lisenin ilk senesinden beri çalıyordu ama hala kendini yeterli hissedemiyordu. Zaten bir enstrümanı çalmaya başladığınız zaman "yeterli olmak" diye bir şey yoktu.
Enerjisini son damlasına kadar tükettiğine emin olduğu an gözlerini açtı ve bagetleri yere fırlatarak yerinden kalktı. Mini buzdolabından çıkardığı soğuk su şişesini kafasına dikerken vücudundan yere akan terleri hissedebiliyordu. O, bunu seviyordu. Bir işe emek vermeyi ve işin sonunda yorgunluktan ölse de mutlu olmayı biliyordu.
"Taehyung!"
Boş şişeyi dolaba geri atıp kafasını kaldırdığında karşısında ona bakan ev arkadaşını gördü. Ne için burada olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Havlusunu eline aldı ve o bir şeyler anlatırken kendisini kurulamaya başladı.
"Toparlanmamıza hiç yardımcı olmadın. İki kişi bitiremeyeceğimizi biliyorsun." Dedi Jimin. Taehyung kendini koltuğa attı ve omuz silkti:
"Yoongi neden yardım etmiyor?"
"Çünkü onun finalleri hala bitmedi. Ne kadar strese girdiğini biliyorsun." Taehyung derince bir nefes aldı:
"Çalışmak sene sonu aklına geliyor anca."
Jimin ona bakarken oldukça ciddi görünüyordu. Jimin ve Jungkook yaz tatili için Busan'a geri dönecekti. Yaklaşık bir ay kadar orada kalacakları için bayağı bir eşya götürmeleri gerekiyordu. Bu yüzden Taehyung en sonunda yorgun olmasına rağmen kafasını salladı ve Jimin'e yarım saate yardıma geleceğini söyledi. Jimin memnun suratıyla arkasını dönüp garajdan çıkarken de arkasına yaslanarak derin bir iç çekti.
Bir ay boyunca evi en çok toparlayan iki veletin olmamasına mı üzülmeliydi yoksa Yoongi denen işe yaramazla bir ay geçirecek olmasına mı? Kendisi odasından yalnızca televizyon izlemek ve yemek yemek için ayrılırdı. Geceleri son ses rap şarkıları diner ve Taehyung'un sinirlerini hoplatmak için elinden geleni yapardı. Onu Yoongi'yi camdan fırlatmaktan engelleyen tek şey ise Jimin'di. Yoongi'yi sevmediğinden falan değildi. Tüm bu özelliklerini görmezden gelirsek Taehyung Yoongi'yi çok sevdiğini söyleyebilirdi. Ama bu özelikler maalesef görmezden gelinecek türden değildi.
"Bu kadarına da gerek yoktu sanki..."
Taehyung son bavulu da aşağıya indirdikten sonra nefes nefese kalmıştı. Girişi dolduran bavullara göz attı.
"Çok konuşma." Jungkook duvara yaslanarak nefesini toparlamaya çalışıyordu. Taehyung omuz silkti ve dikilmeyi bırakıp merdivenlere doğru yürümeye başladı.
"Çıkarken ses yapmayın. Anahtarınızı unutmayın." Sesinden yorgunluk akıyordu. Arkadaşlarının arkasından ettiği küfürleri duymazdan gelerek kendini banyoya attı. Saat çok geç sayılmazdı, garajdan çıkalı yaklaşık üç saat oluyordu. Jimin ve Jungkook o banyodan çıkana kadar otobüslerine yetişmek için çıkmış olurlardı. Taehyung uzunca bir süre soğuk suyun içinden çıkmaya niyetli değildi. Günü bateri pratiği dışında bomboş geçiyordu ama ne olduğunu bilmediği bir nedenden vücudu hep yorgun ve halsizdi. Kendi vücudunda hapsolmuş gibiydi.
Taehyung kapıdan gelen seslerle irkildi ve yaklaşık yarım saattir akan suyu kapatarak havlusuna uzandı. Bunu yapan kişinin kim olduğunu iyi biliyordu. Zaten çoktan gittiğine emin olduğu Jimin ve Jungkook olamayacağına göre geriye bir kişi kalıyordu. Hala kapıya vuran kişiye gözlerini devirdi ve kilitli kapıyı açtı. Karşısında ona her zamanki ölü gözleriyle bakan huysuz bir Yoongi vardı. Yeni boyattığı sarı saçları yorgun gözlerine dökülüyordu ve hafif tombul yanakları yeni yaptığı maskeden olsa gerek, parlıyordu. Taehyung onun bu halini oldukça sevimli bulduğunu inkar edemezdi. Her ne kadar ona sinirli olsa da sırıttı ve önünde duran ev arkadaşının yanağından makas alarak odasına doğru yürümeye başladı. Yumurta suratlı çoktan küfür etmeye başlamıştı ama daha az umursayamazdı. Hemen giyinip uyumak istiyordu.
"Taehyung! Taehyung!"
Arkasından hızla çağıran Yoongi'ye dönüp baktığında ona doğru yürüdüğünü farketti. Ne olduğunu anlayamamıştı ama iki adım daha atarak birden kendini üzerine atan Yoongi ile anlaması çok da geç olmamıştı. Birden kendini bir kavganın içinde bulurken ne yapacağını şaşırmıştı. Gelen darbelere karşı kendini savunmaya ve bir şeyler demeye çalışıyordu.
"DUR! YOONGI!"
"Bir daha makas alırsan seni o mavi pencerenden aşağıya atarım Kim Taehyung. Yaparım, biliyorsun."
Taehyung sonunda Yoongi'nin ellerini kendi elleri arasına alıp yerlerini değiştirerek Yoongi'yi altına alabildiğinde bu sefer sırıtan taraf kendisiydi.
"Yap bakalım Yoongi." O büyük sırıtışıyla Yoongi'ye tepeden bakıyordu. Zaten Yoongi'ye her zaman tepeden bakıyordu. O küçük boyuyla nasıl bu kadar artistlenebildiğini anlayamıyordu bazen.
Yoongi kaşlarını iyice çatıp ellerini kurtarmaya çalıştığında Taehyung biraz daha sıkı tuttu ve bedenini tamamen yere yapıştırdı. Biraz ceza vermenin fena olmayacağını düşünüyordu. Yoongi temastan nefret ederdi. Her türlüsünden. Kim olursa olsun, temas onu irkitir ve iğrendirirdi. Şimdiden rahatsız hissetmeye başladığını görebiliyordu. Taehyung yüzünü onun yüzüne biraz daha yaklaştırdı ve nefesini yüzüne doğru verdi.
"Kim Taehyung. Beni bırak yoksa olacaklardan sorumlu değilim." Yoongi sinirle söyledi ama bu Taehyung'un sadece sevimlice gülmesine neden olmuştu.
"Ama Yoongi hyung, hiçbir şey yapmıyorum ki." Vücudunu tamamen vücudunun üzerine bıraktı ve Yoongi'nin gözlerini sonuna kadar açmasına sebep oldu. Güçsüzleşmiş gibiydi. Taehyung sevimli suratıyla ona bakmaya devam etti, ta ki Yoongi sinirle onu itip doğrulana kadar. Elleri hala ellerinin arasındaydı ve Taehyung hala kucağında oturuyordu.
"Velet." Yoongi sinirle söyledi ama sinirliden daha çok garip bir hali vardı. Taehyung dudaklarını büzdü ve omuz silkti.
"Hak ettin." Yoongi derin bir nefes verdi ve Taehyung sonunda üzerinden kalkıp ellerini serbest bıraktığında küçüğün poposuna bir tekme indirerek tuvalete girdi. Taehyung ise sırıtarak odasına geçip kapıyı arkasından kapattı. İkisini aynı evde tek başlarına bırakmakta büyük, çok büyük bir hata yapmışlardı.
DÖNDÜM
SONUNDA
genellikle exo ficleri yazıyorum ama taegi manyağı olduğum için eğer bir taegi fici yazmadan ölseydim gözüm açık giderdim. umarım aklımdaki gibi bir fic olur ve hepiniz seversiniz. medyaya koyduğum şarkılarla dinlerseniz o modu daha iyi yakalarsınız. sevme garantisi veriyorum. eğer sevmezseniz sövebilirsiniz.
fikirleriniz, sevdiğiniz ve sevmediğiniz her şeyi buraya fırlatırsanız çok mutlu edersiniz. 💋💘💖💕💗💙💜💙💙💛💚💗💓💓💗💓💗💘💔💘💔💘💕💘💔💘💕💘💔💘💖💘💖💘💕💘💕💘💕💘💕💘💕💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semper Fideles ー taegi
FanfictionBir ay için Busan'a tatile giden Jungkook ve Jimin, dört kişi birlikte kaldıkları evlerinde Yoongi ve Taehyung'u yalnız bırakmak zorunda kalacaklardır. 03062019