4

1.6K 220 25
                                    

"Atın onları." Düğünden önceki fotoğraflara bakan ve nasıl güzel göründüğümüzü söyleyen evdeki varlıklara baktım.

"Bunları atmak olur mu Şura? Ya bir gün çıkıp gelirse? Ne dersin sonra?" Tepki veremedim. Pek de anlayacak gibi değildi açıkçası. Sakince ayağa kalktım. Kimsenin yüzüne bakmadım.

Ama sanki, yürüyen bir bez parçası gibiydim. Üstünde kıyafetleri olan cansız bir vitrin mankeni gibi. Bakışlarımda donuktu, evet. Halbuki anne ben, yaşam dolu bir kızdım terkedilmeden önce.

Hırsla çektim fotoğrafları. Birkaç tanesi yere savruldu. Düştü. Alsam, iliştirsem sol yanıma doğru, sonra koklasaydım o fotoğrafları, bakıp gülümseseydim, yanımda da sen olsaydın kötü mü olurdu Akif?

Gözyaşlarım, her yırtma darbesinde daha da hızlanıyordu. Sesim de yükselmiş galiba. Bağırma diyorlar bana.

Baban duymasın sus diyorlar, ağlıyorum. Ağlama demiyorlar.

Gittiler. Biraz sakinleştirici verdiler. Dışardan sakin olan her şeye aldanmak ne güzelmiş. İçimdeki dağınıklığı görsen anne, yine azarlardın beni değil mi?

Olsun.

remember this. Kde žijí příběhy. Začni objevovat