12-Sadece Bir Arkadaş?

940 104 15
                                    

''Aptalın tekisin.''

Jongin'in salonunda, Jongin'in televizyonunda yine onun filmlerinden birini izlerken yavaşça mırıldandım. Evde tek başıma canım sıkıldığı için burada Jongin'i beklemeye karar vermiştim. Ama Jongin gecikmişti. Bazen böyle gecikirdi. Ben de evde kendi kendimi yiyip bitireceğime gelip burada yapardım onu. Nerede olduğunu ya da iyi olup olmadığını bilmeyerek öylece oturmak fazla stresliydi. Jongin o her geciktiğinde benim endişeden kıvrandığımı bilmiyordu. Özellikle o kanlı gömleği gördükten sonra bu his giderek artmıştı. Beter bir durumdu.

''Oraya gitme aptal.''

Vivi büyük ihtimalle delirip delirmediğimi anlamak için kafasını kaldırıp bana baktı.

''O tam bir aptal değil mi Vivi?''

Vivi umursamaz bir tavırla kafasını yeniden indirirken onun bu tavırlarına alışık olduğum için yeniden ekrana döndüm. Depresif bir günde ona rastlamış ve yanıma almıştım. Vivi kendime bile tahammülümün olmadığı o dönemlerden kurtulmak için en büyük yardımcımdı. Onu seviyordum. Bazen beni deli edecek kadar sevimli bazen de dünyanın en huysuzu olurdu. Ve ben çoğu zaman onun dünyadaki en umursamaz varlık olduğunu düşünürdüm. Ama bunlardan hiçbiri Vivi'yi gördüğüm o günün hayatımın en şanslı günü olduğu gerçeğini değiştiremezdi. Vivi benim bebeğimdi.

''Sence Jongin şu an nerededir Vivi?''

Vivi beklenildiği üzere tepki bile vermedi. Uykulu olduğu belliydi. Aksi halde Jongin'in adını duyduğu an kuyruğunu heyecanla sallamaya başlıyordu. Tüm gününü annesiyle geçirmesine rağmen en çok babasını seven küçük çocuklar gibiydi. Ve burada anne olan ne yazık ki ben oluyordum.

''Arasam mı?''

Kendi kendime konuşmamı bölen çalan telefonum oldu. Chanyeol'un aradığını görünce bekletmeden açtım. Bu aralar bana korku salan diğer kişi kesinlikle oydu. Sevdiğim ama beni endişelendirmeyen tek varlık Vivi'ydi.

Ellerim onun tüylerinde gezinirken aramayı yanıtladım.

''Evdeyim.''

Chanyeol ben daha ağzımı açmamışken konuşunca gözlerimi kıstım.

''Neden hemen savunmaya geçtin sen bakayım?''

Ofladığını duyduğumda görmesem bile gözlerini devirdiğine emin olmuştum.

''Her aradığımda aynı şeyi soruyorsun çünkü. Neredesin Chanyeol? Yanında kim var? Ne yapıyorsun? Falan filan.''

Taklidimi yaparken incelttiği sesiyle yüzümü buruşturdum.

''Sana güveniyorum Chan. Bana bir daha yalan söylemeyeceksin değil mi?''

''Evet. Söz verdim zaten.''

Rahatlayarak gülümsedim. Chanyeol tutamayacağı bir sözü asla vermezdi. Ondan durmadan söz vermesini isteme nedenim buydu.

''Eğer sana ulaşmaya çalışırlarsa bana haber ver Chan. Her şeyi kendi başına halledemezsin.''

''Tamam anne. Günlük raporumu da verdiğime göre gidip biyolojik annemin kurabiyelerinden yiyebilir miyim?''

''Aptalın teksin Chanyeol.''

Chanyeol hattın öteki tarafında kıkırdadı.

''Beni bu yüzden seviyorsun.''

''Ne diyebilirim ki? Etrafımda o kadar aptal varken seçim şansım fazla olmuyor.''

Yan gülümsememi suratıma oturtarak Vivi'yi ve tüylerini rahat bıraktım.

''Yah! Oh Sehun.''

Where Butterflies Never DieWhere stories live. Discover now