19-Şerefsizin Tekisin Kim Jongin

965 101 81
                                    

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki bölümü kesinlikle tehdit aldığım için paylaşmıyorum. 😅 Elimden geldiğince düzenlemeye çalıştım ama uykum vardı falan. Malum kahvenin etkisi bir süre sonra geçiyor.  Yani hataları görmezden gelin. 😶

''Seni öldürmemem için bir neden söyle. Tek bir neden. Hadi yap.''

Baekhyun elindeki yastığa sıkıca sarılmış sinir krizi geçirmemi izliyordu. Üstelik gülümseyerek. Bu beni daha da öfkelendirirken muhtemelen kıpkırmızı olan yüzümü elimle sıvazladım.

''Beni seviyorsun?''

Sesinde birazdan kahkaha atacakmış gibi bir tını vardı. Yüzümü buruşturdum.

''Senden nefret ediyorum.''

Oflayarak kendimi karşısındaki kanepeye attım. Chanyeol bana tüm itiraflarını yaptıktan sonra beni öylece şokta bırakıp apar topar kaçmıştı. Davet sonlanıp Baekhyun beni havuzun başında kendi halimde yas tutarken bulana kadar orada öylece oturmuştum. Sonrası ise onu eve sürükleyip azarlamaya başlamamla sonlanmıştı. Bundan pek de etkileniyormuş gibi görünmüyordu.

''Hadi ama Sehun. Abartma.''

''Şunu söylemeyi kes.''

İkisinin de tek söylediği buydu. Çünkü ikisi de birbirini tanımıyordu. Oysa ben Baekhyun'a da Chanyeol'a da yakındım. Chanyeol Baekhyun'dan hoşlanmıştı. Bunu hissedebiliyordum. Fiziğinin aksine kalbi bir çocuğunki kadar hassastı ve ben Baekhyun'dan bahsederken gözleri parlıyordu. Lanet sırık, şerefsiz bücürden hoşlanıyordu işte.

Bunun tek taraflı olmasıydı beni çıldırtan. Baekhyun Chanyeol'dan etkilenmişti elbette. Arkasından koşup onu yatağa atacak kadar. Ama bu o akşam için geçerliydi. Bundan da emindim.

''Bu kadar abartacak ne var anlamadım Sehun. İkimiz de biraz eğlendik sadece. Ortada üzülecek bir şey de yok. Arkadaşın da gece oldukça keyifli görünüyordu hem. Onu üzecek bir şey yapmadım.''

Beklediğim cevapla gözlerimi kapayıp sakinleşmek adına derin bir nefes aldım. Baekhyun buydu. Bir yere ya da bir kişiye bağlı kalamayanlardandı. Onun eğlence olarak gördüğü gecenin Chanyeol'u etkilediğini biliyordum. Bu işin sonunda Chanyeol'un kalbi kırılacaktı.

''Onu bırakıp gideceksin.''

Ben hüzünle söylerken Baekhyun karşımda kahkaha attı.

''Pekâlâ. Tek gecelik şeyleri ciddiye alan biri değildir umarım. Öyle görünmüyordu.''

Baekhyun normal davranıyordu. Tam anlamıyla kendi gibi davranıyordu. Bu yüzden ona kızmam saçmaydı ama kendimi tutamıyordum.

''Düşünmeden hareket ediyorsun Baek. Senden etkilenebileceğini düşünmedin mi hiç? Şimdiye kadar hayatına kimseyi almadı o.''

Bu Baekhyun'u şaşırtmıştı. Gözleri büyürken bana baktı.

''Bunu söylemeliydi. Ona daha nazik davranırdım.''

Yüzümü buruşturarak susması için elimi kaldırdım.

''Ayrıntılara gireyim deme. Tanrım. Başım ağrımaya başladı.''

Baekhyun yerinden kalkarak yanıma geldi. Koltukta yanıma iyice sokulurken ona yan bir bakış attım.

''Hadi ama Hun. Onu bir şeylere zorladığım falan yok. İstemezse durdururdu beni.''

Sorunun onu istemesi olduğunu anlayamıyordu. Ofladım.

''Onun kalbini kıracaksın. Buna izin veremem Baekhyun. Onu incitmene izin veremem.''

Where Butterflies Never DieDonde viven las historias. Descúbrelo ahora