3.2

606 33 19
                                    

Genç kadın pistin ortasında Wanda ile beraber çılgınlar gibi dans ederken Steve bar tezgahının önünde oturmuş içkisini yudumluyordu. Beraber aşağı indikten sonra herkes Natashaya hediyelerini vermiş, beraber pasta yemiş ardından buraya geçmişlerdi.

Tony daima böbürlendiği meşhur parti playlistini açmış herkesi coşturmuş birazda olsa kafa dağıtmalarını sağlamıştı.

Steve gözlerini bir an olsun zıplayıp hoplayan kızıl kadından ayırmıyordu. Onu gülümseyerek izlerken kadının ona dönmesiyle hemen kafasını başka bir yöne çevirdi.

"Neden yanına gitmeyi denemiyorsun?" dedi Thor umursamazca. Elinde büyük bir içki şişesi tutuyordu.

Steve omuzlarını silkti ve konuştu. "Beni istemiyor." ardından bardağı kafasına dikti. Keşke söylediği kadar basit sindirebilseydi.

"Sanırım biraz yardıma ihtiyacın var." dedi esmer adam ve kafasını ikisinin arasından uzatıp sohbetin ortasına daldı. Steve onu takmayıp etrafa bakmaya devam etti. Dışarı çıktığı anda peşinde dolanan kadınlara rağmen Natashanın ona pas vermeyişi ama yinede ona yakın oluşu onu deli ediyordu.

"Tek ihtiyacın olan biraz kıskançlık. Bu onun duygularının yüzüne vurmasını sağlar. Hiç şaşmaz. " ve burnunun ucuyla Fury'nin yanında oturan Sharonu gösterdi.

"Sağol Tony ama taktiğe ihtiyacım yok." dedi sarışın adam ve oturduğu yerden kalktı. Aklına gelen fikir işe yarasa iyi olurdu çünkü yaramazsa bu işin peşinden daha fazla gitmeyecekti. DJ kabininin başında duran Samin yanına gidip kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra piste doğru ilerledi. Oldukça hareketi olan şarkı ve durmadan yanıp sönen ışıklar durduğunda Natashanın yüzü bir kaç saniyeliğine düştü.

(Şarkıyı burada açarsanız çoksel olur :d)

Ardından ışıklar kırmızıda sabitlendi ve ortam sessizliğini yeni bir şarkıya bıraktı.

Frank Sinatra-I love you baby

Bu şarkının Natashanın en sevdiği şarkılar arasında olduğunu biliyordu. Sözlerinin onu ne kadar mutlu ettiğinide biliyordu.

Kızıl kadın duyduğu şarkıyla kırmızı dolgun dudaklarının yukarı doğru kıvrılmasına izin verdi. Steve pistin ortasında duran Natashaya ilerleyip elini uzattı ve konuştu.

"Acaba gecenin prensesi bana bu onuru lütfeder mi?" ve gülümseyerek şövalye edasıyla bir dizinin üstüne eğildi. Natasha oyunu devam ettirip utangaç bir prenses edasıyla elini dudaklarına koyup kıkırdadı ve görünmez elbisesinin eteklerini tutup selam verdi.

"O onur bana ait." dedi ve küçük elini adamın kocaman eline koyup minik bir kahkaha attı. Steve ellerini kadının beline koyup yaklaştı. Natasha ise boyu yettiğince kollarını adamın boynuna dolayıp yerinde sallanmaya başladı. Fazla yakın olmak kalp sağlığı açısından hiç iyi olmayacağı için mesafesini korumaya çalışıyordu.

"Tanrım hayatında hiç dans etmedin mi?" dedi sarışın adam ve kadını belinden kendine çekti. Bütün bedeni Steve'e yaslanan Natasha kafasını adamın göğsüne gömüp anın tadını çıkarmaya başladı.

İçine dolan duygular birbirine karışmıştı, neler hissettiğinden emin değildi. Mutluluk, heyecan, huzur, aşk.

Steve ise bulunduğu durumdan oldukça memnundu. Hah, kollarında bir melekle dans etmekten kim memnun olmazdı ki?

Pistte onlar hariç bir kaç çift daha vardı ama ortada ve ışıkların tam altında olanlar ikisi olduğu için herkes onları izliyordu.

"Herkes bize bakıyor." dedi Natasha kafasını kaldırarak. Bir sürü izleyicilerinin olması onu utandırmıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 06, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

petrichor | romanogers one shotWhere stories live. Discover now