dança do vento

3.3K 259 161
                                    

"Saat doluyor,peki ya neredesin?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Saat doluyor,peki ya neredesin?"

Bulutlar,güneşi affediyordu,eski küslük tarihe karışıyordu,bulut ve güneş dans ediyordu. Kara dumanlar birbirine küsüyordu,ve tanrı dünyaya yeni bir barış ekliyordu.

Dolu gözlerle söylediğim cümlelerimi beyninde hafif türetti,yine aynıydı,tepkisiz boş bakışları,beni çıldırtsada bir şey dememe kararı alıp sustum. Aynı şekilde gözlerimin en içini keşfe çıkmıştı,sadece göz bebeklerimdeydi gözü. Aynı şekilde bende tepkisizce göz bebeklerine bakıyordum. Bir kaç dakika sonra ayırdı gözlerini gözlerimden. Buzdolabının kapağını açıp bir bira aldı ve kapattı buzdolabının kapağını. Birasını açarken dudaklarını araladı.

"Bana ölümden söz etme loiro,loirolar ölmez"

Hala anlamını bilmediğim loiro kelimesini takmıştı diline,göz devirdim.

"Loiro'nun anlamını söylemeyecek misin?"

"Merak etmeye devam edecek misin?"

"Evet"

Güldü,ve kapağını açtığı birayı alıp salona geçti,bende tezgaha yasladığım kalçamı ayırıp peşinden gittim. "Madem sen loironun anlamını söylemiyorsun bende lakap takıyorum"

"Neymiş?"

"cereza asesina"

"O ne ya" diyerek kahkaha attı.

"Söylemem anlamını,madem sen söylemiyorsun bende söylemiyorum"

"Pekala,sen bilirsin" diyerek omuz silkti. Benim kadar merak etmiyordu bu herif,meraklı değildi. Ama belki meraklı olmaması da daha iyiydi. Bilemem.

Yerde bağdaş kurdu ve biradan hafif hafif yudumlar aldı,o elindeki bira belki meyve suyu olabilirdi diye düşündüm,nede olsa masum bir yüzü vardı. Bende onun karşısında bağdaş kurup çehresine tekrar baktım. Ben ona baktım,o duvara.

"Söylesene jungkook,yetmiş sekiz kişiden ne istedin?"

Yüzüme bakmadı,ama göz bebekleri tekrar titredi etti ve adem elması hareket etti yine,sanırım bu alışık bir şeydi. Mimikleri farklıydı.

"Bu seni asla ilgilendirmez,her boka burnunu sokma" diyerek tekrar naifçe yudumladı birasını.

"Sadece soruyorum,bu kadar kaba olma"

"Sorma,ayrıca eğer kabaysam.." bu sefer yüzüme baktı. Ve eleniyordum tekrar. "Ne kadar tehlikeli olacağımı düşünmelisin" Ayağa kalktı.

"Hadi ama,tipin bir kurabiyeye benziyorken,neden senden korkmalıyım ki?" Diye kahkaha attım. Oysaki o ciddiydi.

"Aptal aptal gülme"

"Loiro gülemez mi?"

"Gülemez,loirolar sürtük gibi gülmez"

"Nasıl gülermiş loiro denen aptallar" dedim göz devirerek.

Sillage | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin