▪️B-21▪️

327 50 1
                                    

Kolumdaki damarların kalbime kan akışını kesebilirdim çünkü hiçbir şey değişmeyecekti. Bu bütün uydurduğu yalanlar benden uzaklaşmasının nedeni babamın katili olduğu için miydi? Ama o bırakın insanı, küçük bir karıncayı bile ezemezken nasıl olabilir? Ben onun yüzünden mi bu sikim hastalığa yakalandım? İnsanlardan soğudum. Sıcacık aile yuvam onun yüzünden mi yıkıldı? Peki, ben nasıl kaldıracağım bu yükü? 10 yaşındaydım, daha çocuktum!

"Kurabiyem ben sana yardım ettim ama sen beni dinlemedin."

"Jimin'i zorla böyle konuşturuyorsun. Sana inanmıyorum!"

"İster inan ister inanma sana hayalini gerçekleştirebilme fırsatı veriyorum. Saat 13.00'da ...da oldun oldun Jimin'i bir daha göremezsin."

♪♫

Elim titremeye başladığında telefonu yere düşürdüm. İlk kez umursamadan telefonu geri almadım. Merdivenlerde iki kez yalpaladım. Okul güvenlik kapısına geldiğimde açmalarını söyledim. Güvenlikteki bay gülümseyerek alaya aldı. İfadesizce yüzüne baktım ve tekrar ettim. Okul nöbetçilerinden birini yönlendirip müdürü çağırttı. Dişlerimi var gücümle sıktım. Bu güvenlikler sinir olmak zorunda mı?

Teneffüs olduğundan bahçedeki herkes ellerindeki topları bırakıp sadece bana odaklandılar. Sinirle geriye doğru gittim yavaşça sonra tüm gücümle koşup zıpladım ve tırmanmaya başladım. Demir kapıyı atlattığımda müdür koşuşturarak arkadan geliyordu.

Ellerimi birbirine çırpıp tozunu oksijene saldım. Bir hız depar atarak koştum. Bara geldiğimde nefes nefese kalmıştım. İçerideki insanlar delicesine dans ederek streslerini atıyordu. Burasının bir bar olduğu doğru ama o filmlerde gördüğümüz salak saçma müşterilerle dolu bir seks yeri de değil. Burada sadece insanlar yemek yer ve dans eder.

Gözlerim koca mekanda Namjoon hyungı aradı. Dj kısmında gördüğüm gibi oraya gittim. Kulağına taktığı kulaklık ve çalan yüksek sesten dolayı konuşmamı anlamıyordu. Elimle kulaklıkları çıkarıp kolundan çekerek mutfağa götürdüm. Müzik devam ediyor nasıl olsa. İçeride Jin hyung şarkı mırıldanarak bulaşıkları yıkıyordu. Bizi görünce musluğu kapatıp ellerini taktığı önlüğe sürterek kuruladı. Hiç uzatmadan konuya giriştim.

"Bana FN Herstal FNX-9 model silahını versene işim var." dedim hızla Namjoon hyunga bakarak.

"Bende tam sana vermek için hazırlanıyordum. Burada girişte silah dükkanı mı yazıyor? Her işi olana verseydim. Şimdiye battıydım. Ruhsatı üzerime kayıtlı hem ne yapacaksın?"

Jin hyung ciddiyetle önümüze dikildi. Jin hyunga dönüp Taehyung'ı sordum. Bahçede olduğunu söyleyince Namjoon hyungu es geçip bahçeye gittim. Tekerlekli salıncakta sallanıyordu.

"Yoongi hyung nerede?!"

"İşi varmış."

"O yaptı."

Taehyung ciddi tavırlarıyla bana baktı. Anlamayarak kaşlarını kaldırdı.

"Jimin'i o kaçırdı!"

"Ne saçmalıyorsun, yine?"

Sinirlerime hakim olamayarak bağırdım. Taehyung'un yakalarına yapışıp yüzüne doğru tısladım.

"O herifi bul bana!"

Jin hyung mutfaktan koştura koştura gelirken Namjoon hyung bizi görür görmez aramıza girip ayırdı.

"Biri bana burada neler döndüğünü açıklasın! Kardeşsiniz siz, nasıl birbirinize el kaldırabiliyorsunuz!"

Başımı eğip titreyen ellerimi durdurmaya çalıştım. Biri dokunsa düşecek kadar bedenen yorgundum.

My Teacher ♬ Ĵικσσκ ♬ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora