09

3.6K 453 160
                                    

İyi okumalar🌻
jiminie🥺

Nefes aldığı süre boyunca belirli birkaç hisse sadık kalacaktı sanki. Öyle ki her anında peşini bırakmıyor, sıkıcı hayatına renk katıyorlardı. Genç adam beyninde alışık olduğu uyuşukluk hissiyle birlikte ağır bir şok yaşıyordu. Neredeyse travmatik bir şoktu. Belinden silah çıkarmak üzere olan adamın Jungkook olması sarsılmasına neden olmuştu lakin tepki veremiyor, vücuduna söz geçiremiyorcasına olduğu yerde dikiliyordu. Sadece karşısındaki bedene kaşları çatık bir şekilde bakıyor, durumu anlamaya çalışıyordu. Beyni ona çok yardımcı olmadığından sezgileriyle ilerliyordu. Başını bir anlığına küçük kıza çevirdiğinde kızın gözlerindeki siyahlığı gördü. Kızın gözleri tamamıyla siyahtı. Jimin bu görüntü karşısında otomatik olarak birkaç adım geri çekildi. Yanındaki uzun boyluya baktığında kendisiyle aynı durumda, dehşete düşmüş biri görüyordu. Küçük kız adım daha attığında Jungkook Jimin'i tişörtünden geriye çekip arkasına aldı. Küçük kız Jimin'in görüşünden çıktı. Jimin Jungkook'un kollarına tutunup onu kendisiyle geri çekmeye başladı. Küçük kız tereddüt etmeden yavaşça yaklaşmaya devam ettiğinde ise Jungkook tekrar beline uzandı. Jimin uzun boylunun elini tutup silahı almasını engelledi.

"Saçmalama." Jungkook hararetlenmiş, Jimin'e dönmüştü. Kaşları çatıktı, çenesini kasıyordu. "O daha çocuk." Kendisine bu şekilde bakıldığından açıklama yapmak zorunda hissetmişti Jimin. Jungkook tekrar kıza baktığında kız onunla pek ilgilenmiyor gibi görünüyor, arkasına bakmaya çalışıyordu. Jungkook bu hareketten korkup Jimin'i iyice kapattı, kızın ona bakmasını engelledi. Küçük kız kaşlarını çatmış, Jungkook'a dönmüştü. Jungkook korksa da belli etmemeye çalışıyor bakışına aynı şekilde cevap veriyordu.

"J-jungkook." Jimin önündeki çocuğun sırtına yüzünü gömmüş, gözyaşlarını tişörtüne akıtmaya başlamıştı. Jungkook'un tişörtüne tutunuyordu. "Jungkook gitmemiz gerek."

"Deniyorum Jimin, kör müsün?" Jungkook küçük kızın peşlerini bırakmayacağından emin olduğunda direkt konuşmaya kadar verdi.

"Ne istiyorsun lanet olası?!" Jungkook'un sesi kendinden emin ve cürretkardı. Bu Jimin'i korkutuyordu. Karşısındaki beden küçük olabilirdi ama içindeki asla değildi. Minik kız kendisine seslenildiğini anladığında durdu. Biraz bekledikten sonra tekrar Jungkook'un arkasına bakar gibi bakındı. Jimin'in bu hareketi görme şansı olmamıştı lakin Jungkook kızın kastettiğini anlamak istemese de anladığında dehşete düştü. Neden böyle bir hareket yapmıştı, gerçekten Jimin'i istiyor olamazdı değil mi?

"Ondan kurtulmamız lazım." Jimin duyduğu cümle ile kafasını kaldırdı. Jungkook'un kollarını tuttu. Jungkook Jimin'i savurur gibi kollarını kendisinden ayırdı.

"Jungkook, onu öldürecek misin?" Sesi oldukça kısık ve güçsüz çıkıyordu. Jungkook arada kalmış gibiydi lakin başka seçeneği kalmıyordu. Jungkook atak yapacakken Jimin'in engellemesiyle birbirlerine girdiler. Jimin Jungkook'un kolunu tutuyor silahına ulaşmasını engelliyor, Jungkook ondan kurtulmaya çalışıyordu. Jungkook'un tahammülü kalmadığında Jimin belinden yakalayıp kendine çekti, kısa boylu olanın sırtını göğsüne yapıştırdı. Yapılı elleriyle Jimin'in çenesini tuttu. Küçük kıza bakmasını istiyordu. Jimin kolları arasında tir tir titriyordu. Kendini Jungkook'a bastırıyor, gerilemelerini sağlıyordu. Jungkook Jimin'in kulağına eğildi. "Ona bak. İnsana ya da küçük bir kıza benziyor mu? Çocuk gibi mi davranıyor?" Sesi çok kızgındı. Jimin başını iki yana salladı.

"Jungkook anlamıyorsun. O küçük bir çocuk, küçücük. Sadece ele geçirilmiş. Ona bunu yapma nolur." Jimin sessizce ağlamaya devam ederken Jungkook Jimin'in çenesindeki elini çekip Jimin'i belinden tuttu çünkü çocuğun bacaklarının tutmadığını fark etmişti.

can't see my reflection in your eyes |jikook|Where stories live. Discover now