3|friends? no.

392 46 51
                                    

Gözlerimi yeniden açtığımda ilk bir şaşırma hissiyatı kapladı bedenimi. Belki de kendimi bildim bileli ilk defa böyle rahat uyumuştum. Bu benim için şaşırtıcı ve güzel bir şeydi açıkçası.

İlk önce duş alıp dişlerimi fırçaladım, her zamanki gibi saçlarımı kurulayıp siyah bir eşofman ve sweat giydim üzerime. Odadan çıktığımda tanıdık olmayan bir hisle kavrulmuştu bedenim. Yemek kokusu ciğerlerimi doldururken bir süre mutfaktan gelen sesi dinledim. Yemek yaparken şarkı söylemeyi seviyordu anlaşılan. Bu onun gerçek olduğunu kanıtlıyordu. Oysaki ben sadece rüya olduğunu düşünmüştüm.

"Üzgünüm, uyandırdım mı?"

Mutfaktan kafasını çıkarıp elindeki spatulayla bana seslenmişti. Tatlı görünüyordu, bunu söyleyebilirdim. Şekilli saçları ve gülümsemesinin onu her daim güzel göstereceğine emindim.

Başımı iki yana sallayıp ona doğru yürüdüm. Kapıdan çekilip girmem için bana yer açtı. Konuşmadan sadece sandalyelerden birine oturdum. O da tezgahın başına geçip her ne yapıyorsa onu yapmaya devam etti.

"Gerçekten harika bir mutfağın olduğunu dile getirmeliyim. Tüm dolapları karıştırıp yiyecek bir şey aradığımda her taraftan abur cubur çıktı. Hayır yani anlamadım bir insan neden fırının içinde wasabili cips saklar? Damak tadın olay gerçekten."

Dudaklarım arasından küçücük bir kıkırtı kaçmasına engel olamadım.

"Gördüğün gibi yalnız yaşıyorum ve yemek pişirmek zor kendim için pişirdiğimde de yemiyorum. Ayrıca yemek pişirme yeteneklerim fazlasıyla vasattır. Bazen Jaehyun benim için pişiriyor ama o da dolapta bozulup kalıyor."

"Anlayabiliyorum ama bu kadar abur cuburla iyi olamazsın."

Elindeki pankekin üzerine çikolata sürüp başka bir pankekle kapatıp dorayaki yapmıştı. Hepsini bir tabağa alıp önüme koyduğunda güzel kokusuyla iştahım kabardı desem yeridir. O sabah uzun zamandır ilk defa kahvaltı yapmıştım. Normalde sadece bir öğün yer ve acıktıkça abur cuburla geçiştirirdim. Hâlâ yaşayabilmem şaşırtıcıydı doğrusu.

"Bugün işin yoksa alışverişe gidelim. Ben senin için yemek pişiririm. Bu arada Jaehyun dedin ama o kim? Arkadaşın mı?"

"Arkadaş? Hayır."

"E o zaman? Senin için yemek yaptığına göre?"

"Biri işte."

"Peki..."

"Sormayacak mısın?"

"Hayır. Anlatmak istiyorsan anlat. Eğer istemezsen seni zorlamam."

Sorup beni sıkboğaz etmemesine sevinmiştim. Düşünceli olması benim açımdan güzel bir şeydi. Etrafım neden böyle olduğunu soran insanlarla doluydu çünkü. Sanki tek işleri benim hakkımdaki bir şeyleri kurcalamaktı. Ve bu bazen bana öyle can sıkıcı geliyordu ki en sonunda kendi içime kapanıp sadece yalnız kalmayı seçmiştim.

Cebime koymuş olduğum telefonun çaldığını duyduğumda elindekini ağzıma tıkıştırarak cebimden telefonu çıkardım. Sevgili operatörüm hariç kimseyle görüşmezdim bu yüzden tuhaf gelmişti. Kaşlarım hafifçe çatılırken aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma götürdüm. Melek Bey'de meraklı gözlerle beni izliyordu.

"Alo? Yuta? Nasılsın?"

Sorularının arkası kesilmezken telefonu kulağımdan çekip arayan kişinin ismini bir kez daha kontrol ettim. Jaehyun beni aramazdı, numaramı bildiğini bile sanmıyordum ve bu şimdi neydi?

"İyiyim."

"Sana şey soracaktım. Eğer bu akşam boşsan gelebilir miyim? Konuşmamız gereken şeyler var da."

I'm Here TooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin