Tanıtım

1.2K 29 5
                                    

KARIŞIK BİR TANITIM ÇÜNKÜ KARIŞIK BİR HİKAYE, İÇİNDE BİR ÇOK TÜR BARINDIRAN BİR HİKAYE, UMARIM BEĞENİRSİNİZ

Önünüze cenneti serseler siz cehennemi seçer miydiniz?

Peki ya aşıksanız...

Taraflarına geçmem için cenneti vaad ediyorlardı bense cehennemi seçecek gibiydim, ben karanlığa aşık olmuştum..

Bu kilidi taşımak istemiyordum, onu öpmek istiyordum, o da benim dudaklarımı istiyordu..ama öpmek için değil

Dudaklarım mühürlüydü...

Onun ihtiyacı olan şey dudaklarımdı, herkesin istediği şey, kurtuluş...

Bu iyiyle kötünün savaşı mıydı? Sanmıyorum aslında cennette iyide yoktu. Herkes kötüydü ve herkes aynı şeyin peşindeydi. Dudaklarım için herkes düzeni alt etmeye hazırdı. Kurtuluş, güç için.

Daha önce bilmediğim şeyler öğreneceğimden habersizdim. Haberimin olmadığı başka bir dünya vardı.

Her şey karanlıktı. Karanlık gözlerimi dolduruyordu, hiçbir şey göremiyordum.Karanlık soluduğum havadaydı adeta.

Ah onu öpmeyi çok istiyordum. Auram bile onu yakıyordu oysa. Auramı ilk o fark edip beni bulmuştu.

Ben bu kadar güçlü değildim. Bunu kaldıramazdım. Bu kargaşanın içinde ruhum sömürülüyordu.

Bu gizli bir savaştı ve her yol mübahtı. Aşk bile. Savaşı kazanmak için o bile harcanırdı.

Sesi hala kulaklarımdaydı "Kimseyle öpüşemezsin.Sen mühürlüsün."

***

İlk defa bir partiye gelmiş ve ilk defa içmiştim.Kafam iyiydi, yanımda bizim okuldan bir çocuk vardı.Normalde erkeklerle aram çok kötüydü ezik bir tiptim ama şu an kafam yerinde değildi.Partinin verildiği evin önündeki duvara oturmuştuk ve nedenini bilmesekte gülüyorduk.Bira şişesini kafama diktikten sonra yanıma koydum.Yüzümü ona çevirdiğimde yüzünü bana yaklaştırmaya başladı.İlk öpücüğümü böyle ucuz bir yerde, ucuz ve bir daha konuşmayacağım birinden almak istemiyordum ama şu an bunun ayrımına varacak kadar net düşünemiyordum.Dudakları dudaklarıma iyice yaklaşmışken biri sertçe kolumdan çekti.Onun çekmesiyle duvardan düştüm ama yere kapaklanmamıştım ayaklarım hemen yeri bulmutu.Dengesizliğimden dolayı hafifçe tökezlesemde kolumu sertçe tutan eli düşmemi önlemişti zaten.Neler oluyordu?Hala bahçe duvarında oturmuş halde bize bakan çocukta afallamış görünüyordu.Önce kolumu tutan ele oradan kafamı kaldırıp beni tutan kişiye baktım.Gözlerim biraz puslu görüyordu ve karanlıktan dolayı gözlerinin rengini seçememiştim.Gözlerim bulanık gördüğünden net seçememiştim ama gözleri parlıyordu.Öfkeli görünüyordu ve sertti.Gecenin karanlığından, dağınık saçları koyu görünüyordu.Uzun, geniş omuzlu ve kaslıydı.''Hey ne yapıyorsun sen?'' diye bağırdım içkinin getirdiği pelteklikle.Çocuğa bakıp ''Kaybol!'' diye tısladığında çocuk ürkerek çok yüksek olmayan bahçe duvarından atlayıp uzaklaştı.O sırada beni sürüklemeye başlamıştı.Yürüyemiyor ikide bir tökezliyor onu da yavaşlatıyordum.Ani bir şekilde beni kucağına alırken sanki onun için tüy gibiymişim gibi davranmıştı.''Kimseyle öpüşemezsin.Sen mühürlüsün." dediğinde söylediklerini idrak edememiştim.Ama bu sadece içkiyle alakalı değildi normalde de olsa anlayamayacağım şeyler söylemişti.Göz kapaklarım uykunun ve yorgunluğun ağırlığıyla kapanırken başımı göğsüne yasladım ve gözlerine baktım.Gözleri karanlıktı.Yine de bütün bu korkutuculuğuna rağmen içkinin getirdiği cesaret ve özgüvenle kollarımı bu tanımadığım karanlık korkutucu adamın boynuna sardım. Kulaklarımda boğuk, erkeksi sesi çınlıyordu. "Sen mühürlüsün."

MÜHÜRLÜ DUDAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin