7. Bölüm

8.8K 522 120
                                    

"Çünkü biz karanlıkta parıldayacağız

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

"Çünkü biz karanlıkta parıldayacağız..."

                         ***

Karanlık gökyüzüne bakarken sanki yıldızlar benimle dans ediyordu. Bu gece bütün gökyüzü bana yaklaşıyordu. Geceye aşıktım karanlıktan korkmama rağmen. Korkmaya hakkım yoktu zaten.
Çünkü biz karanlıkta parıldayacağız...

Şuan tanımadığım teyzemin yanına gidiyordum. Merak vardı içimde. Şu zaman kadar karşıma çıkmayan umrumda olmayan kadına duyduğum bir merak. Annem bile terk etmiş gitmişken bana bir yabancıyken kardeşi umrumda ne kadar olabilirdi? Bir teyzemim olmasına sevinmedim. Ben sadece kafesimden çıktığım için mutluyum. Her saniye özgürlüğe yaklaşıyorum. Kafesimin dışında, gece uçan bir kuş gibi...

Bir arabanın arka koltuğa yerleşmiş yavaşça şehri terk ediyordum. Ankara sınırından geçmiştik. Babamın bana gideceksin dediğini günden beri benimle tek kelime etmemişti. O iki gün benim hayatımın en sessiz zamandıydı. Ve en huzurlu.

Anneme beni on günlük bir eğitim kampına gönderdiğini söylemişti. Neden annemden sakladığı anlamamıştım ama bu babamdı herşey yapabilirdi. Ben hâlâ bu arabadanın içinde olmamım şokundaydım. Resmen beni on günlüğüne bırakmıştı. Evden tek başıma gitmeme izin vermeyen adam. Çok ilginçti hemde çok.

Yavaştan yağmaya devam eden kar cama yapışıyordu. Arabanın sıcak olmasına rağmen içim ürpermişti. "Yolculuk ne zaman bitecek?" diye sordum tanımadığım şoföre. "Az kaldı hanımefendi." dedi. Kafamı tamam anlamında sallayıp kulaklığımı kulağıma takıp müzik dinlemeye başladım.

Araba dağ yoluna girdiğinde tedirgin olmuştum. Karlı yolda yukarıya doğru gidiyorduk. Kalbim belirsiz bir ritimde hızlanmıştı. Bu his bana tanıdıktı. Aklıma gelen saçma düşünceyi yok edip elimi kalbimin üstüne bastırdım. 'Sakinleş 'diye aklımdan gecirdim. Ritmi normalden hızlıydı. Gördüğüm yola odaklandım. Bu yol nereye gidiyordu yada,kime?

Araba durduğunda sabaha karşıydı. Hava sisliydi ve bir o kadar da ürkütücüydü. Etrafa baktığımda sadece bir tane ev vardı. Birşeyler kötü gidiyordu bunu hissedebiliyorum. Şoför kapıyı açınca beş santim civarındaki kara bastım. Vücudum soğuk ile tanışmıştı. Tüylerin diken diken olurken arabanın kapısını kapattım. Şoförü elindeki sırt çantasını bana uzattı. "Gelmeyecek misin?" diye sordum. Korkuyordum. Ben burada olmaktan çok korkuyordum. "Benim görevim bu kadardı hanımefendi." kafamı mecbur tamam anlamında salladım. Arabaya binmesiyle gitmesi bir oldu. Boş bakışlarımı eve döndürdüm.

Şuan kalbimin bu kadar hızlı atması bedenimin korkuyla irkilmesi hiç normal değildi. Ben neden bu kadar ilginç hissediyordum. İçerideki benim teyzemdi. Sadece merhaba deyip uyumak isteyecektim. Ve önümüzdeki on gün boyunca burada uyuyacak ve dinlenecektim.

TAKİPÇİWo Geschichten leben. Entdecke jetzt