BÖLÜM 2

536 35 18
                                    

Bi' tane seçeneğin kaldı" dedi cin
Dedim "olamaz düşemem"
Dedim cin "getir bütün kaybettiklerimi"
Giden herkes için içtim
Düşen herkes için içtim
Kafa düşmeden son cin

Bölüm Şarkısı: FERY/CİN

Bu şekilde yazılan yazı Gülşah ve Zuhrayeye ait.

Bu şekilde yazılan Gülşahın Annesine.

Bu şekilde yazılan ise süpriz..

KEYİFLİ OKUMALAR!🕯

○○○○○○○○○○○○

Sessizlik sarmıştı benliğimi, hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyordum. Babasının prenses gibi büyüttüğü, annesinin ise el bebek gül bebek büyüttüğü genç kızdım sadece. Bir gün içinde hayatımın tam orta yerine sıçılmıştı, nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde bataklığa batmıştım. Nasıl kurtulacağımı bilmiyordum, kurtulur muydum? Onu da bilmiyordum!

Babam, konuşsan keşke. Her şey geçecek diyip sarılsanda, sana inansam. İnanırım baba; sen bana yalan söylemezsin, hiç söylemedin.

"Uyandın mı kızım gel kahvaltı edelim."

Sessizce kalkıp elimi yüzümü yıkadım, usulca süzüldüm mutfağa.

"Günaydın anne, babam yemek yedi mi?

Tebessüm etti, o an her şeyin geçeceğine inandım. İşte benimkide amansızca çabalamaktı başka da bir şey değil.

"Yemedi kızım yedirecek misin?"

Anemin hazırladığı tepsiyi alarak oturma odasına girdim. Tepsiyi masaya bırakıp, babamı yattığı yerde biraz dikleştirdim ve yere diz çöküp tepsiyi kucağıma aldım.
7
"Günaydın Baba, hadi yemeğini yiyelim."

Hareketlenme dahi olmuyordu, olacak denmişti. Geçici demişlerdi ama bir kıpırdama dahi yoktu, çatalı zeytin peynir derken bir kaç lokmada ekmek vermiştim. Doyduğunu ağzını açmadığıda anlıyordum, kesiyordum direk vermeyi. Bardağı elime alıp ısısını kontrol ederek, dudaklarına götürmüştüm. Bir kaç yudum derken çayınıda içirip, ağzını bezle silmiştim.

Tepsiyi arkamdaki masaya koyup, koltuk ve masadan destek alarak kalkmıştım yerden. Hızlanan soluk sesleri duyunca ter basmıştı her yanımı. Korka korka arkamı dönmüştüm, ardından ise dudaklarımdan bir çığlık firar etti.

Babam ayaklanmıştı, bana doğru geliyordu dudaklarında ise kocaman bir gülüş vardı her yanından kan damlıyordu. Korkudan ne yapacağımı bilmiyordum, geri geri gidiyordum en sonunda kapana kısılmıştım. Duvar ile bütünleşmiştim, gelmişti işte tam karşımda adice sırıtıyordu. Cılız bir ses döküldü baba cılız sesime karşın güçlü erkeksi, boğukça kahkaha yayıldı. Sol kolunu, duvara yasladı kulağıma eğilip iğrendiğim sesi duymamı sağladı.

"Ne oldu beğenmedin mi yoksa beni? Bu beni üzer küçük hanım!"

Annem! Annem neredeydi duymuyor muydu sesleri? Hıçkırıklarımı, zemine düşen gözyaşımın sesini.

"Neden benimle konuşmuyorsun küsüştük mü yoksa?"

Kahkaha sesi yükseldikçe daha çok çığlıklar atıyordum. Sol elini yasladığı duvara öyle şiddetli yumruk atmıştı ki evin sallandığını hisdetmiştim. Burnundan nefes alıp verdikçe ev ciddi manada sallanmaya başlamıştı, camlar şiddetle açılıp kapanıyor kapılar vurabilir gibi her defasında daha sert vuruyordu. Bedenim rüzgar vurmuş ağaç dalı gibi titriyordu. Sesimi bulunca konuşmayı denedim.

MUSALLAT-I AŞKWhere stories live. Discover now