24

11.8K 584 15
                                    

Havanın bulutlu olması içimi karartırken hızlı adımlarla hastaneye doğru ilerlediğimde bankta oturan tanıdık bir beden görmemle duraksadım. Bu tanıdık bedenin Cem'e ait olduğunu birkaç saniye içinde anladığımda adımlarım o tarafa doğru yöneldi.

Hiçbir şey söylemeden yanına oturduğumda dirseklerini dizlerine yasladığı, başını ise ellerine gömdüğü duruşunu bozmadı ama kim olduğumu anlamıştı, biliyordum.

"Cem, ne oldu?"

Birkaç dakika kadar sonra dayanamayıp sessizliği bozduğumda yüzünü kaldırdı ve kızarmış gözlerini bana çevirdi. Gözlerinin yeşili açılmış gibiydi, ağladığını anlamak zor değildi.

Derin bir nefes alıp geriye yaslandıktan sonra elleriyle kahverengi saçlarını dağıtarak dudaklarını ıslattı ve ne diyeceğini toparlamaya çalıştı ama bu çabası başarısızlıkla sonuçlanmış olmalı ki derin bir nefes verip başını iki yana salladı.

Konuşmayacağını düşünsem de beni yanılttı.

"Papatya içeride, Güneş. Kardeşim dediğim kız içeride yatıyor."

Kaşlarım yavaşça çatılırken derin bir nefes aldım ve sakince "Neden, ne oldu?" diye sordum. Telaşlanırsam ona moral vermek için buraya gelişimin bir anlamı olmazdı.

Yeşil gözlerini hastanenin akıl almaz bir şekilde tenha bahçesinde dolaştırdıktan sonra "Ben... Ben..." dedi ama cümlesinin devamını getiremiyor gibiydi.

Ondan kaçan kelimeleri dövmek istedim.

"Bir anda oldu. Hiçbir şey anlayamadım. Papatya yanımızdaydı, kampa gidecektik. Kafamızı dinleyecektik birkaç gün. Arabaya bindi, sonra... Sonra bir şey unuttuğunu söyleyip arabadan çıktı. Biz o sırada Enes'le kavga ediyorduk arabayı kim sürecek diye. Tartışırken bir fren sesi duyduk."

Eliyle hastaneyi gösterdi güçsüzce. Sesi titremeye başlamıştı sonlara doğru ama umursamadı, açıklamasını tamamladı.

"Sonrası da burası işte."

Fotoğraflarında her zaman güçlü durduğunu gördüğüm çocuk, karşımda böyle güçsüzce dururken ona sarılmak ve başını göğsüme bastırmak istedim. Sadece istemekle kalmadım, yaptım da.

Ne de olsa ayçiçekleri de güneşe dönerken hareket etmezler miydi?

Bluzumda hissettiğim ıslaklık ve belime sarıldığını hissettiğim kollarla ilk kez bu kadar güçlü, bu kadar tamamlanmış hissettim kendimi.

"O dikkat etmiyorsa biz dikkat etmeliydik ama... Yapmadık. Şimdi içeride canıyla cebelleşiyor."

"Senin suçun değil, Cem. Senin suçun değil."

Kahverengi saçlarından öptüğümde Cem bana daha sıkı sarıldı. Bir süre sessizce durdum, kendi içindeki çığlıkları dindirmesini bekleyerek. İçindeki seslerin azaldığını hissettiğimdeyse geri çekildim ve yeşil gözlerine baktım sakince.

"Bak bana, Papatya iyi olacak. Anladın mı? Papatya iyi olacak ve siz sarılarak çıkacaksınız buradan."

Sadece bunları söylemiştim çünkü gerisine ihtiyacı yoktu. Her zaman tesellilerin çoğunun gereksiz ve yalancı söz öbeklerinden oluştuğunu düşünürdüm çünkü.

Oysa ben, şu an yalan söylemiyordum. Yürekten inandığım ve zerre şüphe duymadığım şeyi söylüyordum.

Cem'in kardeşi yerine koyduğunu bildiğim kız, iyi olacaktı.

Ayçiçeği Ressamı | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon