Four

783 85 81
                                    

"Evde çok sıkılıyorum. Ayrıca böyle başına kalmış gibi oldum. Apartmanda hiç kimseye görünmeden çıkarım, kendim için kalacak bir yer bulurum." bunları söylerken Louis'nin kötü bakışlarının hedefi olmuştu.

"Başıma kalmış gibi olmadın. Yüzündeki yaralar daha yeni iyileşmeye başladı. Dün kapıda birisiyle konuşurken gördüm onu. Yarın evdeki eşyaların taşınması için birini göndermesini istiyordu. Birkaç gün daha bekleyebilirsin galiba."

Harry oflayarak pencerenin yanından ayrılıp koltuğa oturdu. Koltuğun yastığını kucağına alıp yüzünü astı. "Senin için söylüyorum Harry. Yoksa bu heriften kurtulamazsın. Eğer gerçekten kurtulmak istiyorsan tabi." son söylediğini sessiz söylemiş olsa da Harry duymuştu.

"Eğer ondan kurtulmak istemeseydim bir haftadır evin içinde sıkıntıdan patlamazdım. Dışarıya çıkıp beni bulmasını beklerdim."

"Her neyse. Evi nereden almayı düşünüyorsun? Biraz araştırma yap."

"Aslında şimdiki evimi seviyorum. Buraya yakın bir yerden benzer bir ev almayı düşünüyorum." Louis başını sallayıp ayağa kalktı.

"Ben biraz çalışsam sorun olur mu?" Harry başını iki yana sallayıp yastığın ucuyla oynamaya başladı. Louis onun evde canının sıkıldığının farkındaydı ama hala içindeki onu koruma hissini bastıramıyordu.

Odaya gidip bilgisayarını kucağına aldığında içi rahat etmedi. Dolabından kot ceketini alıp salona geri döndü. "Kalk gidiyoruz." dediğinde Harry kaşlarını kaldırarak ona baktı.

"Nereye?"

"Madem canın sıkılıyor biraz dışarı çıkalım. Hava almış olursun." şaşkın bakışları eşliğinde gülümseyerek ayağa kalktı. Büyük adımlar atıp Louis'ye sarıldı.

"Teşekkür ederim, seni seviyorum Lou." ikide duraksadı. Harry kızaran yanaklarını saklamaya çalıştı. "Şey yani-"

"Tamam açıklama yapmana gerek yok. Biz eski arkadaşız seni böyle can sıkıntısıyla bırakamazdım. Hadi gidelim." Harry utangaç bir gülümseme sunup kapının yanındaki askıdan Louis'nin ceketini aldı.

Birlikte sessizce evden çıktılar. Hızlıca bir taksi durdurup arka koltuğuna yerleştiler. Yol boyunca sessizliklerini korudular. Louis'nin söylediği yere geldiklerinde Louis parayı ödeyip taksiden indi. Harry ona yetişip yanında yürümeye başladı.

"Sana borcumu ödeyeceğim." Louis'nin kaşları çatıldı.

"Ne borcundan bahsediyorsun?"

"Bana tüm bu yaptıkların ve benim yüzümden ödediğin paralar."

"Senden karşılık bekleyerek yapmıyorum bunları. Borcun falan yok. Şimdi biraz eğlenelim." ikisi bara girdiklerinde yoğun bir sigara kokusu ve şiddetli müzik mekanı dolduruyordu. Louis önde Harry arkada ilerliyorlardı. Harry Louis'yi kaybetmemek için fark ettirmeden ceketinin ucundan tutuyordu.

İki içki alıp bar taburelerine oturdular. Louis etrafa göz gezdirirken tanıdık yüzlerle karşılaşınca ayağa kalktı. "Ben hemen dönerim." deyip Harry'nin yanından ayrıldı.

Gözleriyle onun gittiği yeri takip etti. Uzun boylu, kasları buradayım diye bağıran bir adamın yanında durmuştu Louis. Önce sarıldılar sonra birbirlerine yakın durarak konuşmaya başladılar. Harry'nin tek yaptığı şeyse onları izlemekti.

Louis'nin flört eder gibi bir hali vardı Harry'ye göre. Konuşurken elleri sürekli karşısındaki adamın vücuduna temas halindeydi. Bu durum nedenini anlayamadığı bir şekilde Harry'yi oldukça rahatsız etmişti. Elindeki bardağı dibini görene kadar kafasına dikip yenisini istedi.

History - Larry/5 ShotWhere stories live. Discover now