twelve

6K 500 210
                                    

Jjk97: Herkese merhaba! Uzun zamandır video yüklemiyoruz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jjk97: Herkese merhaba! Uzun zamandır video yüklemiyoruz. Aslında siz de anlamışsınızdır. Jimin ile bir süre sosyal medyaya ara vermeye karar verdik. Toparlanıp çok güzel videolar ile geri geleceğiz. Takipte kalın👊

......

A: ne

Y: NE JİMİN İLE BAŞ BAŞA MI OLACAKSINIZ YANİ :))))))))

S: oppa gitme 😫💔

D: ayy iyi oldu oh bee

T: dinlenmeye ihtiyacınız var bebeklerim 💫

U: bu ne demek oluyor

E: ya mal mısınız bırakmıyorlar video çekmeyi. kısa bir ara sadece

V: videolarınızı heyecanla bekleyeceğim!

Q: bok kafalılaaaarr bir sürü takipçi kaybedecekler haberleri yok

F: hikayeme bakmayın ;)

Z: ya bi siktirin gidin ya yeter sosyal medyanın içine ettiniz zaten sizinle mi uğraşacağız

O: OPPA GİTME OPPA

P: Abi kesin jimin yüzünden ya of

İ: bu kaçıncı gerçekten jimin yüzünden jungkook video da çekemeyecek.

.....

Jjk97: hyung
Jimin sabahtan beri ortalıkta yok
Nereye gitti biliyor musun??

Minyg93: en son ofisin terasına çıkarken görmüştüm Jungkook. Neden soruyorsun?

Jjk97: bu havada?
Boşver hyung sana sonra söylerim.
Gidiyorum.

.........

Jungkook telaşla merdivenleri çıkıyordu. Bu havada Jimin'in terasta ne işi olabilirdi ki? Özellikle bugün hava yağmurluydu.

İkişer ikişer çıktığı basamakların sonuna geldiğinde soluklanmadan önündeki kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla soğuk hava bedenine çarpmış, onu titretmişti. Hızla terasın etrafına bakmaya başladı. Oradaydı. Jimin kenardaydı. Gökyüzüne bakıyordu. Lanet olsun ki çok yaklaşmıştı kenara.

Jungkook onu korkutmak istemeyerek ses çıkarmadı. Yavaş yavaş Jimin'in arkasına geldi. Jimin hala onu fark etmemişti. O ağlıyor muydu? Minik hıçkırıklarını işittiğinde Jungkook'un içi parçalandı.

Ani bir hareketle Jimin'in bileğinden tutup kendine çekti. Dengesini kaybeden Jimin kendisini Jungkook'un göğsunde bulmuştu. Jungkook'un kolları da Jimin'i sıkıca tuttu o sırada.

Bir süre öyle beklediler. Bu süreçte Jimin asla kafasını kaldırıp karşısındaki adama bakamadı. Ama kalbi hızlanmıştı. Üzgündü. Çok üzgündü.

"Jimin. Sen... Ne yapmaya çalışıyorsun? Gerçekten!"

Jungkook Jimin'i omuzlarından tutup azarlamaya başladığında, çocuğun gözleri çoktan dolmuştu. Yanlış anlaşılmıştı.

"Jungkook ben-"

Sinirlerine hakim olamıyordu. Elleri titremeye başlamıştı. Kaşları olabildiğince çatılmış Jimin'e dikkatle bakarken ister istemez Jimin'in kollarını sıktı.

"Ben ne Jimin, ben ne! Hala ne anlatıyorsun? Kendini öldürecektin.. Gerçekten kendine hiç mi saygın yok. Beni de mi düşünmedin?"

Jimin yüzünü buruşturarak daha çok gözyaşı dökmeye başladı. Aynı zamanda Jungkook'un ellerini itmeye çalışıyordu.

"Jungkook.. Kolumu acıtıyorsun.."

Mırıldanarak konuşup orada yerin dibine girmeyi diledi. Jungkook onun intihar etmeye çalıştığını düşünmüştü. Öyle bir şey yoktu. Sadece hava almak istemişti.

"Şuan umrumda olan tek şey az önce ne yapmaya çalıştığın Jimin! Söyle! Beni arkanda bırakıp gidecek miydin?? Ha? Hiç mi düşünmedin ne halde olurum diye?"

Jungkook çok fazla bağırıyordu. Aynı zamanda yağmur hızlanmaya başlamıştı. Jimin dayanamayarak son gücüyle Jungkook'u itip derin derin soluklandı.

"Jungkook beni bir dinle. Lütfen."

Sakince konuştuğunda, Jungkook da az önce yaptıklarının farkına vardı. Jimin'in canını acıtmış olmalıydı.

"Özür dilerim Jimin."

İkili birbirlerine bakarken Jungkook üstündeki ceketi çıkarttı. Yağmur çok fazla hızlanmıştı. Jimin'in giymesini sağlayıp önünü ilikledikten sonra sıkı sıkı sarıldı küçük bedene. Korumak ister gibiydi.

"Benim öyle bir amacım yoktu Jungkook. Yemin ederim, ben bu dünyadan seni bırakıp gidemem ki. Sadece biraz yalnız kalmak istedim."

Jungkook'un içi pişmanlıkla dolmuştu şimdi. Aslında insan psikolojisi değişkendi. Jimin'in yapmayacağını elbette biliyordu Jungkook. Fakat yorumlar yüzünden bunalıma girdiğini de düşünmüştü. Ve kendisi de vardı. Bütün bunlar üst üste gelince Jimin'in bunu düşünebilmesi normal gelmişti ona.

Tabii ki de miniği hayatı seven biriydi. Yaşamayı seven, mutlu biri. Jimin Jungkook'a hayat veriyordu. Yaşam sevinci veriyordu. Ve Jungkook'un korkusu da tam olarak bundan dolayıydı. Yaşam sevinci ölürse, kendisinin yaşamasının ne anlamı kalırdı ki?

Birbirlerine sarılırlarken Jimin bunu fırsat bilerek Jungkook'un kokusunu derin derin içine çekti. Soğukta burnu donsa da Jungkook'un sıcak kokusunu alabiliyordu. Özellikle ceketi buram buram Jungkook kokuyordu. Bu onu memnun etmişti.

"Biraz ara verdik sosyal medyaya. Kendimize daha çok zaman ayırmamız gerektiğini düşündüm."

Jungkook Jimin'in kulağına sıcak nefesiyle fısıldadığında Jimin kıkırdadı. Gıdıklanmıştı.

Jungkook onun gülen yüzünü seyretti. Kırmızı yanakları ve burnu, minik kısılmış gözleri, tatlı dudakları vardı.

"Keşke" dedi içinden.

"Keşke ondan hoşlansaydım."

Bu düşünce gülümsemesini büyütmüştü.

Ve evet, Jungkook bir aptaldı.

Şuan ufak ufak filizlenmeye başlamış duygularının olduğunu bilmeden, Kalbinin Jimin için hızını yavaş yavaş arttırmaya başladığını anlayamadan düşünmüştü 'Jimin ile sevgili olsaydı nasıl olurdu'yu.

Fic ismini değiştirmek istiyorum. İsim önerir misinizzzz🌼🌼

Current Love • jikook Where stories live. Discover now