1.2

3.6K 390 414
                                    

[11 Kasım, 11:56]

Harry beresini de başına takıp annesine "Ben çıkıyorum." diye seslenirken kapıya yöneldi.

Sokağa çıkar çıkmaz yüzüne vuran soğuk rüzgara lanet etti, Louis oldukça üşümüş olmalıydı. Yanına vardığında kıpkırmızı olmuş burnunu görünce de bu düşündüğü doğrulanmış oldu.

"Yine geç kaldım, üzgünüm."

"Sorun değil ama lütfen gidelim artık."

Harry, Louis'nin aceleci tavrına gülümseyerek yürümeye başladı. Louis o kadar hızlı yürüyordu ki ona yetişmekte güçlük çekiyordu. Boyları da birbirlerininkine yakın olduğu için Harry şaşırmıştı, bacak boyları aynıydı fakat Louis'nin adımları çok büyüktü.

Harry yeniden arkada kaldığında koşar adımlarla Louis'nin yanına varıp şişme montun kolundan tutarak onu durdurdu. Louis kolunu kavrayan ele doğru döndüğünde nefes nefese kendisine bakan Harry'le karşılaştı.

"Adımlarına yetişemiyorum, kol kola yürürsek birbirimizin hızına ayak uydurabiliriz."

Harry'nin kızarmış suratına bakıp başını aşağı yukarı salladı. Ellerinde eldiven olmasına rağmen onları şişme montunun cebine sıkıştırdı ve koluna girmiş Harry ile beraber yürümeye başladı. Yanındaki çocuğun gülümsemesine neden olduğunun farkında değildi fakat kol kola girdikleri andan itibaren aceleci tavrını kaybetmiş gibi hissediyordu.

Beyaza boyanmış apartmanın kapısından içeri girdiklerinde Liam'ın evi en üst katta olduğu için 5 kat merdiven çıkmak zorunda kaldılar. Apartman o kadar modern olmadığı için asansör yoktu, zaten Harry asansörlerden korkardı. Bu yüzden bu durum işine gelmişti.

"İnsan bir asansör yapar, 5 katlı apartman sonuç olarak."

Louis aldığı derin nefesler içinden söylenmeye devam ettiğinde Harry gülerek elleri arasındaki kolunu hafifçe sıktı ve onu kendisine çekmeye çalıştı. Louis'nin çok yorulduğunu anlamıştı ve kesinlikle giriş katta oturduğundan emin olmuştu.

Sonunda en üstteki iki kapıdan birinin önünde durduklarında Harry, Louis'nin kolundan çıkıp kapıyı tıklattı, Louis de ellerini dizlerine koyup hafifçe öne eğilerek nefeslerini düzenlemeye çalıştı.

Liam üzerinde beyaz bir sweatshirt, altında da siyah bir eşofmanla kapıyı açtığında Harry gülümseyerek "Selam." dedi ve içeri girdi. Louis de onu takip ettiğinde kapının önünde bıraktıkları ayakkabıların farkında bile değillerdi.

Odanın birinden Zayn çıkıp Liam'ın kapatmak üzere olduğu dış kapının yanına gitti ve ikisinin dışarıda bıraktığı ayakkabıları içeri alıp ayakkabılığa koydu. Sonra da Liam'a doğru dönüp kaşlarını çattı.

"Apartmanda hırsız olduğunu sen söylemiştin, ben olmasam belki de ayakkabıları çalınabilirdi."

Liam'ın yüzünde afallamış bir ifade yer aldığında Zayn hızla arkasını dönüp Louis ve Harry'ye selam verdi.

Hepsi beraber salona girdiklerinde halıda yuvarlanan Niall'ı gördüler ve bu sahne karşısında Harry kıkırdamaya başladı.

"Çooook açım."

Niall ilk kelimeyi nefesi yettiği kadar uzattığında Louis bıkkınca oflayarak kendini ikili koltuğun bir köşesine attı. Harry de yanına oturduğunda Liam ve Zayn de tekli koltuklara oturdular.

Herkes sus pus oturmaya devam ettiğinde birkaç saniye içinde sessizliği bozan kişi yine Niall oldu.

"BANA YEMEK VERİN!"

spotify | l.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin