Bölüm 3

567 65 39
                                    

Bu bölüm farklı ama içimizdeki Ebu Cehil'i görmek adına kalemimce samimi bir dille.. Peygamber düşmanı; Ebu Cehil..

[Ebû'l-Hakem]

Karanlık bir sabah ışığı, bir gün doğumu; Hatırladığım en masum anım. O uyanışlarım keşke bir kez daha uyanmış olsaydım. Ben Amr b. Hişâm el-Muğira halk künyesinde Ebû'l-Hakem, ve Müslümanlar nezdinde Ebû'l-Cehil..

Size kendimden bahsedeceğim hayatımı an ve an anlatacağım... Ben ümmetin Firavunu;  Ebû'l-Cehil[1]  yani cehâletin babası. Ah kahrolası nefsim, bir cehâlet uğruna koca ömrü feda ettim. Küfrün en derinindeyim inkarcı, sapkın ve inatçı bir kimseydim. Ah kahrolası o tezcanlılığım, bakamadım Muhammed'e Ebu Bekir gibi, sezemedim Allah'ı sizler gibi. Ben tarihin en kötü düşmanı, Allah'ın düşmanı Ebû'l-Cehil...

Ama ne yapabilirdim, Kureyş kabilesinden Mahsunoğulları üyesiydim ve bu kötü dünya sevgimin nedeni; Mekke şehrinin lideriydim. Ah Muhammed keşke başka dönemde gelseydin. Keşke başka dönemlerde olsaydık, yada ben köle doğsaydım da Müslümanlığı kurtuluş görseydim. Hırs beni yedi, hırs beni tüketti. Nefsim öyle dağdı ki bana ben göremedim seni dağları aşıp. Ben kendime dağdım kurtuluşu bana yakın olanlar bulurdu, sense kurtuluşu Allah'a sığınanlarda olduğunu söyledin. Ama seni yenecek gibiydim o kılıcına kanımın bulaşmasını çok istedim Ya Muhammed içim hep kin hep hırstı, ah seni mağlup etseydim ne güzel tanınırdım. Herkes boyun bükerdi kudretime. Yaad edilirdim, ama yok yok! hatırlasana ya Muhammed sen kuru bir çobandın, bense koca Mekke emiri. Hac için gelenlerin reisi, kafileler sorumlusuydum ben, ben sizin yöneticinizdim. Peygamberlik bir çobana mı? yoksa bana mı yakışırdı? Anlamıyorum seni Muhammed! Anlamıyorum! Tebliğime karşılık sizden herhangi bir şey beklemiyorum. Benim ücretim alemlerin Rab'bine aittir[2]. Ne demek, karşılık beklememek böyle bir şey mümkün mü? Kesin şehrin lideri olmak istiyorsun. Makamımı istiyorsun besbelli, insanların gözünü boyuyorsun sandım, Ya Muhammed. Güneşin Rab'bini, İbrahim'in Rab'bini kabul ederim de ben senin peygamberliğine inanmam, ben Allah denilcek kadar yüceyken bir çobana nasıl boyun bükerim. Korkarım Mekke kadınlarının diline düşmekten. Peygamber değilsin sandım, böyle peygamber mi olur. Allah'ın Resul'u bu kadar mı düşük seviyede olur. Olacak iş mi? Biz Allah'ı inkar etmedik ki Lat ve Uzza putlarımızdı Ya Muhammed Allah herkesi nasıl kotrol edebilirdi. Lat ve Uzza bizim en büyük putlarımızdı sende bilirdin. Allah yetemezdi bize, hem Allah'ı göremiyorduk Lat ve Uzza Allah'ın kollarıydı. Lat ve Uzza'yı hep görüp hürmet ediyordum Allah'a eder gibi, bu Allah'a yetmez mi bu sana yetmez mi?

Hem bende fakirleri doyururum, bir şenlik düzenlerim tüm köleleri bile doyururum. Zenginim bilirsin ve bunu çok gösterişli yaparım ki dillere destan olur ama bunu kabile çıkarım için yaparım, yoksa yapmam. Sen ise yaptığınızı gizli tutun ve Allah rızası için yapın diyorsun[3]. Bunun karı nerede kimse bilmeyecekse, zarar sandım senin dinini. Ya Muhammed nereden bilebilirdim ki öteler ötesi seni böyle sevdiğini?  Hem hacılara da su dağıtırım, öyle bir dağıtırım ki tüm kölelerimi hacıların önüne sererim elimle içiririm, yaparım bunu bilirsin ve insanlara göstere göstere yaparım ama adım yücelsin diye yaparım, yoksa yapmam. Bunu neden saklayayım, o zaman neden boşa su dağıtım ki, kölelerimi bana hizmet ettiririm su dağıtmak yerine. Böyle rıza mı olur dedim, Ya Muhammed ben görmediğime kendimi kanıtlamayı küçük gördüm. Hem beni bilirsin kudretim, sinirim yerindedir korkar herkes. Akrabama da sahip çıkarım haklı ya da haksız ne olursa olsun yinede sahip çıkarım. Ama sen namaz ve secde eden Allah'a en yakın olandır[4] dedin. Görmediğime sığınıp nasıl güvende olurdum, Ya Muhammed göremedim, ben sizin baktığınız yerden bakamadım. Ben hep size üsten baktım, sizde hep aşağıdan baktınız. Ben bana baktığınızı zannettim, meğer hepiniz Allah'a bakıyormuşsunuz. Göremedim Muhammed, göremedim.

Çaydaş ♈Where stories live. Discover now