aile

270 25 0
                                    

Not: son yazdığım bölümden 3 yıl sonrasını anlatıyor. Doğa burada 20 yaşında...

Fırçamla sert darbelerle resmi daha da belirginleştirdim. Kafamda ki gibi olması için biraz daha kırmızı eklerken kapının çalınmasıyla bütün odağım kaybolmuştu. Bu saatte çalıştığımı biliyorlardı. Kim geldiyse önemli olmasını umuyordum. "Gir !" dediğimde hiç beklemeden saniyesinde açılıp kapandı. Kafamı çevirdiğim anda yeşil gözleriyle karşılaştım. Saçlarımı istemsizce kulağımın arkasına yerleştirirken elime bulaşan boyayla saçımı da boyadığımı fark ettim. O, bu halime gülerken kaşlarım çatarak ona baktım. Ama içimden ben de gülüyordum. "Buraya nasıl geldin sen ?" dedim ayağa kalkarak. Annem ve babam yarım saat önce çıkmışlardı.

"Sizinkiler bizim evde. Bende yalnız olduğunu tahmin ettiğim için-"

"Fırsatçı !" dedim koluna sertçe vurarak.

"Bunu bana 1 yıl önce az daha Amerika'ya gideceğimde lütfen gitme diyerek ağlayan kız mı söylüyor ?"

"Sürekli yüzüme vurucaksın dimi Sonat ?"

Ellerini belimin iki yanına koyarak beni kendine çekti. "Duygularını kolay kolay belli etmeyen bir insansın. Ben bunu asla unutmam. " Sesi bir kedi gibi beni mayıştırırken kafamı göğsüne koyup gözlerimi kapattım. "Hem tam havalimanından geri döndüğümde annem ve babamın soru yağmurundan nasıl kurtulduğumu biliyor musun ?"

Kıkırdadım. Onu çok zor bir duruma soktuğunun farkındaydım. Ama o zamana kadar duygularımı hiç fark etmemiştim. O benden hoşlandığını söylediği zaman bile yüzüne kapıyı kapatmıştım. Ona güvenmiyordum. O benim tanıdığım en çapkın insandı. Ama sonra içini gördüm onun. Sıcaklığını, benimle ilgili düşüncelerini...
"Doğa ?"
"Hm"
"Ne zaman söyleyeceğiz ?"
"Neyi ?" dedim kafamı kaldırarak.
"Bizi işte. Herkese ne zaman açıklayacağız ?"

Bu soru beni geriyordu. Sebepsizce herkese söylemeye çekiniyordum. Biz büyük bir aileydik. Oldukça kalabalıktık. Sonat ile çocukluğumuz birlikte geçmişti. Eğer çıktığımızı öğrenirlerse bu sefer hepsiyle çıkmak zorunda kalırdık. Ben her şeyi düşünen bir insandım. Sonat'la bir gün ayrılırsak diye bile düşünüyordum. O zaman ailemiz çok zor durumda kalıcaktı. Her gün beraber olduğum insanlardan bahsediyordum burada. Bu gerçekten çok zordu.

"Sonat...bunu konuşmuştuk " dediğimde yüzündeki hayal kırıklığını gördüm ve yine içim parçalandı. Sürekli sevdiğim insanları üzüyordum. Böyle durumlarda aklıma hep babam geliyordu. O da benim gibi bu özelliğe sahipti. Uyum sağlayamıyorduk. Çok fazla düşünüyorduk. Sonunda ise birinin kalbi kırılıyordu.
Derin bir nefes alarak "Tamam" dedim. Kesinlikle kafayı yemiş olmalıydım.
"Ne ?" dedi aklını çok fazla karıştırmıştım. "Bu bizim için önemli. İkimiz için. Ailemizin bilmeye hakkı var. "
Onu iki saniye de bu kadar duygu değişimine soktuğum için kendime sinir olmuştum. Gerçekten katlanılması zor biriydim. "Sen ciddisin. " dediğinde gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. "Bu akşam büyük aile partisi var. Yapalım bunu. "

Büyük aile partisi her yıl yaptığımız bir gelenekti. Nerede olursak olalım hep birlikte bir kez olsun buluşurduk. Hatta buraya hiç uğramayan Oya bile gelirdi.

Sonat içimi ısıtan bir gülümseme bahşettikten sonra dudaklarını dudaklarıma bıraktı. Kısa ama tatlı bir öpücükten sonra odamdan çıktı. Bende akşama kadar heyecandan ölmemeye çalışacaktım.

Akşam vakti geldiğinde evimizin büyük bahçesindeki ışıklandırmaları kurması için babama yardım ediyordum. Evimiz annem uyandıktan sonra çok sıcak olmuştu. Mutluyduk. Tabiki zorlandığımız bir sürü şey olmuştu. Annemin yaşadıkları ağırdı. Psikoloğa gitmesi gerekmişti. Bazen kabuslar görüyordu. Uyumuyordu. Yeme bozukluğu oluşmuştu. Kapalı alanda kalamıyordu. Zaten bunu ona yaşatan şerefsizden hiç bahsetmiyorduk bile. Sadece en son hapiste olduğunu duymuştum. O kadar.

GveY hakkında bilgiler ✔️Where stories live. Discover now