Bölüm 38. Bagletlerin eve gelişi

420 109 4
                                    

Poyraz'ın endişesi çok saçmaydı, madem bu kadar güçlüydüm, madem bu bagletler ve yelenler benden korkuyor, ben neden kaçıyorum ki. Bunu Poyraz'a söylediğim de sıkıca sarılıp dudaklarımdan öptü ,o anda bütün hafızam silinmişti sanki, yarım saat önce olan herşeyi unutuştum.Onun öpücüğüne karşılık vererek bende Poyraz'ı öpmeye başladım.İkimizde birbirimizin belinden tutarak, vucuduna dokunuyorduk.
Yavaş adımlarla odaya girdik..Bu esnada hiçbir şekilde dudaklarımız birbirinden ayrılmamıştı.

Odaya girdiğimizde siyah çarşafları olan yatağın üstüne yavaşça oturdum. Poyraz da üzerime eğilmiş durumdaydı ,hala öpüşüyorduk.Yavaş ve nazik bir şekilde tşortümü yukarıya doğru sıyırarak çıkarttı,sonrada kendi trşortünü hızlı bir şekilde çıkartarak üzerime eğildi. Onun öpüçükleri ile beraber kendimi yavaş yavaş yatağın serinliklerine bıraktım. Artık nazik öpücüğün yerini sert öpücük almıştı.Vücüdüm ateş gibi yanmaya başlamıştı.

Dudaklarından ayrılıp yavaş yavaş boynuma geldiğinde öleceğimi zannettim .Böyle bir heycanı hayatım boyunca hiçbir zaman yaşamamıştım. Fakat bir o kadar da korkuyordum. Elleri yavaşça göbeğimden göğüslerime dokunduğunda, ellerinden tutup buna engel oldum. Kendimi bunu hazır hissediyormuydum bilmiyorum. Poyraz yüzüme bakıp üzerimden kalkarak nefesini kontrol etmeye çalışıyordu.

" Özür dilerim ileriye gitmemem gerekiyordu kusura bakma."

" ben sadece."

"Açıklama yapmana gerek yok. Seni seviyorum"

diyerek hışımla yanımdan uzaklaştı .Yerdeki duran tşörtünü alarak odadan hızlı adımlarla çıktı. Az önce ne olmuştu öyle, ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yerde duran tişörtümü alıp üzerime yavaşça geçirdim. Pencereden dışarı baktığımda duvarları yumruklayarak"kahretsin" dediğini duyabiliyordum.

Odanın dışına çıkıp, dış kapıya ulaşıp kapıyı açtığımda etrafına baktım. Poyraz etrafta görünmüyordu. Tıkırtı sesleri geldiğinde sesleri takip ettim. Küçük bir mutfakla yaşlı adam yemek yapmak için tencereleri çıkarıyordu. Boğazımı temizliyormuş gibi yaparak ses çıkardım ve buna ihtiyacımız olmadığını söylediğimde, adam mutfaktan çıkıp dış kapıya doğru yöneldi.

" Bak kızım buraya neden geldiniz bilmiyorum ama kendine dikkat et."

hiçbir şey söylemedim. Çantasını alıp evden uzaklaştı. Yanlız kaldığımda korkunç düşünceler, tamamen beni ele geçirmeye başlamıştı. Bizi bulduklarında ne olacaktı? Bana ne yapacaklardı.? Bir insanı öldürmek bu kadar kolay mıydı?

Bu sorular kafamda dönerken gözüme takılan kitaplığı fark ettim. Çok fazla kitap vardı. Bu küçücük evi fazla kitap yerleştirilmişti. Kitaplardan dikkatimi çeken ise Bagletler ve onların hayatı. Buna benzer birçok kitap bulunuyordu, hepsi de birbirinden ilginç kapak resimlerİne sahipti.

O anda gözümün önüne Aysa'nın gösterdiği video ve resimler aklıma geldi. Bagletlerin gerçekten başı beladaydı ve onlara yardım edecek hiç kimse yoktu tek güvendikleri kişi bendim hiçbir gücü olmayan kendinden bile emin olamayan ben.
.

Kalın kitap gözüme takıldı. İki sayfa okumuştum, içeriği tam olarak ölümden sonraki yaşamı anlatmasıydı. O an anahtarla kapının açıldığını duyduğumda Poyraz'ın içeriye girdiğini anlamıştım. Neredeyse bir saattir ortalıklarda yoktu. Hemen yatağa uzanıp romanı okuyormuş gibi yaptım.
Tam da tahmin ettiğim gibi Poyraz odaya kapıyı tıklayarak girdi, hiç ilgelenmeden romana bakmaya devam ettim.

"Sera bir süre burada kalacağız. "

cevap vermedim romandan bir sayfa çevirdim.

"Merak etme sadece bir hafta sonra buradan gideceğiz ,başka bir ülkeye. "

SERA Where stories live. Discover now