part 2

86.1K 809 691
                                    

Sınıf duvarındaki saat 1'e geldiğinde herkesin tek isteği çantasını alıp hızlıca sınıftan çıkmaktı. Tarih öğretmenimiz Bayan Mary fazlasıyla bunaltıcı biriydi.

Ben de hemen çantamı sırtıma takıp sınıftan çıktım ve Emma'yı görmek için alt kata, resim sınıfına indim, Emma'nın son dersi resimdi.

Gerçekten çok iyi çiziyordu, katıldığı 5 resim yarışmasında da 1. olmuştu.

"Hey, Alice. Bil bakalım ne oldu, bugünkü okul sonrası aktiviteler iptal edilmiş, derste hepimizin telefonlarına mesaj geldi. O zaman bize gideriz ve pizza falan söyleriz."

"İptal mi edildi? Bana öyle bir mesaj gelmedi, ah umarım yüzme de iptal olmuştur çünkü şu an tek istediğim koltuğa uzanıp hiçbir şey yapmamak. Ben danışmaya sormaya gidiyorum."

"Tamamdır. Eğer yüzme dersin iptal olmamışsa bana mesaj atarsın geri yukarı çıkma boşuna."

Emma'ya kafa sallayıp sınıftan çıktım. Okulumuz 5 katlıydı ve danışma zemin kattaydı bu yüzden inip çıkmak bir meseleydi.

Aslında asansör vardı ama sadece öğretmenlerin kullanmasına izin veriyorlardı.

Etrafta kimseler yoktu, tüm öğrenciler çıkmış olmalıydı, öğretmen de gözükmüyordu.

Şu an 5 kat inmeye çok üşeniyordum. Asansörün olduğu tarafa doğru yürüdüm, tam asansörün düğmesine basacakken biri kolunu kapının önüne koydu.

"Asansörün öğrencilere yasak olduğunu bilmiyor musunuz yoksa?"

Duyduğum sesle asansörden birkaç adım geriledim. Bunu söyleyen kişinin kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırmam gerekti çünkü şu an sadece koluyla bakışıyordum.

Gömleğinin kollarını dirseklerine kadar
çekmiş, damarlarlı kolunu uzun parmaklar tamamlıyordu.

Uzun bir kız değildim. Boyum 160'tı. Genelde etrafımdaki herkes benden uzundur ve kafamı kaldırarak konuşmak zorunda kalırım ama şu an yüzüne baktığım kişi için daha fazla çaba sarfetmem gerekti.

Kafamı kaldırınca onun suratını gördüm. 190 boylarındaydı. Mavi yeşil karışımı gözlerini uzun kirpikler tamamlıyordu. Kalkık bir burnu vardı, insanlarda ilk dikkat ettiğim şeylerden biri burunları olurdu ve şu an bakıştığım kişinin burnu 10/10'du. Çıkık elmacık kemikleri ve keskin çene hattı ile kusursuzdu.

30 saniyelik bir bakışma sonucu artık bir şey söylemem gerektiğini farkettim.

"Hm, evet... Asansörün sadece öğretmenler için olduğunu biliyorum ama şu an etrafta hiçbir öğretmen veya öğrenci yok. Benim için de yorucu bir gündü ve danışmaya yüzme etütümün olup olmadığını sormak için 5 kat merdiven inmek istemiyorum."

Pembe dudaklarıyla yarım bir sırıtış oluştu yüzünde. Asansöre yaslandığı kolunu çekmeden diğer kolunu saçlarına götürdü. Elini kestane rengi saçlarından geçirdi.

Ah, elleri...

"Yasak olan bir şey her şekilde yasaktır değil mi? Yasaklara karşı gelen biri gibi gözükmüyorsun. Yoksa içinde  yaramaz bir kız mı var?"

Sinirlenmiştim.

"Pardon acaba siz kim oluyorsunuz da bana okuldaki yasaklardan bahsedip hakkımda bilip bilmeden konuşuyorsunuz? Hem okul hem de yüzme açısından çok yoğun bir programım var ve sadece dersimin iptal olup olmadığını öğrenmek istiyorum."

Bunların hepsini bir nefeste söylemiştim. Kaba biri değildim ama tanımadığım bu adam sınırlarımı zorluyordu.

"Ben kim mi oluyorum?" dedi ve ağzının kenarıyla sırıttı. Ağzının kenarında oluşan yarım gamzeyle ne kadar hoş dursa da ona karşı böyle düşünmemeliydim. Daha onu tanımıyordum bile ve şu an bir tartışmanın içerisindeydik tanrı aşkına! Neler düşünüyordum.

"Ben okula yeni gelen yüzme öğretmeni/antrenörüyüm. Okul yüzme takımında çok iyi kişilerin olduğunu söylemişlerdi fakat bu kadar isteksiz olduklarından bahsetmemişlerdi. Üzüldüm açıkçası. Belki de böylesi daha eğlenceli olur. Zorlukları severim."

dedi ve göz kırptı. Bir saniye, ne olmuştu az önce. Ağzım açık kalmıştı. Her şeye bir cevabı olan ben, ne diyeceğimi bilememiştim.

"Ha bu arada, yüzme dersi iptal değil. Saat 1.20'de görüşürüz. Hâlâ kim olduğuma inanmamışsan, danışmaya 'Elliot Crow' ismini sorabilirsin ama merdivenden inerek, kurallara uymayı öğrenmezsen kötü sonuçları olabilir."

Asansörün kapısı açıldı, bindi ve kapı kapanırken yine o yarım sırıtışını yaptı. Kapılar kapandığı an elimdeki çanta yere düştü. Neye uğradığımı şaşırmıştım.

Devamı gelecek

Oh, daddy Ø daddy issuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin