Anka

889 62 6
                                    

Medya temsili

"Bunu bana nasıl yaptırdın, ben onu seviyordum!"

"Hayır!"
Rüyasından terli bir şekilde uyanan Brook kafasını hemen yanında uyuyan Will'e çevirdi. Tuttuğu nefesini bıraktı ve kafasını yastığa geri koydu.
"Sadece bir kabus Brook, kabus." Genç kız kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Yataktan yavaşca kalktı ve odadan dışarıya çıktı. Banyoya gitti yüzünü yıkayıp yavaşca odaya geri döndü. Odanın kapısını açıcakken arkadan bir başka biri açtı.

"Seni göremeyince korktum." Genç kız gülümsedi. "Yüzümü yıkamaya gitmiştim." Kahverengi saçlarını arkadan at kuyruğu yaptı ve odaya girdi.
"Dün gece lunapark çok güzeldi, pamuk şeker içinde teşekkür ederim."

"Rica ederim."

"Ee bugün ne yapıyoruz?" Will , karşısında duran genç kıza baktı. "Ormanda piknik yapabiliriz."

"Bu mükemmel olur, diğerlerini de çağırabiliriz."

"Sen nasıl istersen. Ben haber vereyim."telsizini eline aldı ve diğerleri duyana kadar isimlerini tekrar etti. "Sonunda biri cevap verebildi, ormanda piknik yapmayı düşünüyoruz Lucas, Mike, El, Dustin ve Max'e haber ver olur mu?"

"Tamam birazdan sizin evin önünde oluruz." Will telsizi kapattı. "Seninle kaldığım günden beri hayatımın en güzel ve mutlu günlerini geçiriyorum Will. Belki bu yüzden onu kontrol edebiliyorum. Daha önce sadece annem beni bulduğunda bu kadar mutlu hissetmiştim."

"Ne mutlu bana, ben de ilk kez bir kıza karşı böyle duygular besliyorum. " genç kız gülümsedi. Evlerinin zilinin çalmasıyla birbirlerine bakmayı bıraktılar. "Çabuk geldiler." Gidip kapıyı açtılar.
Brook koşturarak mutfağa gitti ve aburcuburları doldurup diğerlerinin yanına gitti.

"Biz hazırız." gülümsedi ve yola çıktılar. Ormanın derinliklerinde güzel bir yer bulduklarında oturdular ve eşyalarını yerde hazırladılar ve yemeye başladılar. Konu konuyu açıyordu. Hava kararana kadar konuştular güldüler, uyudular ve sonunda kalkma vakti geldi. Bir anda etraflarını saran tanıdık simalarla hepsi geriye çekildi.

"Demogorgonlar." Herkes korkudan titriyordu. Eleven ve Brook ayağa kalktı. Brook en mutlu olduğu zamanları düşündüğünde gücünü tamamen kontrol edebilirdi. Zaten dünde o demogorgonu böyle  yok edebilmişti. Eleven ona inanıyordu. Etraftaki demogorgonları hızlı bir şekilde olabildiğince ileriye ittiler.

Brook hiçbir şey yapmadan sadece önüne bakıyordu. Gözleri turuncu olmaya başladığında, nefes alışverişleri de hızlanmıştı. Bir anda bütün demogorgonların 100 metre yukarıya uçup paramparça bir halde düşmesiyle herkes hayretle Brook'a bakıyordu. Genç kızın burnundan akan kan boynuna kadar inmişti. Gözleri normal rengine dönmüştü ve yavaşca dengesini yavaşca kaybediyordu. Will hızlıca yanına koşturdu ve kolundan tutup dizine yatırdı. "İyisin değil mi? Su verin!"

Max suyu Will'e uzattı. Genç oğlan elinde ki suyu Brook'a içiriyordu. "Ben iyiyim bir şeyim yok."
"Dedim size çocuklar,kontrol edebiliyor ama daha fazla enerji harcaması gerekiyor. Bunu nasıl yaptın Brook."

Genç kız gülümseyerek dizinde yattığı çocuğa cevap verdi. "Sadece en mutlu olduğum anları düşündüm. Benimle son 2 gündür konuşmuyor, ya yavaş yavaş ölüyorsa." Sol tarafında duran kıza baktı.

"Umarım öyledir. Demogorgonların geri dönmemesi gerekti. Bir şey onları çağırmış olmalı."

"Zihin hırsızı?" Eleven konuşmaya başladı. "Ölmüştü."
"Araştırmalıyız."
"Artık eve gitmeliyiz, Brook yorgun olmalı. "
Will, Brook'u ayağa kaldırdı ve bisikletinin arka tarafına oturtturdu. Eleven, Brook'a kötü şeyler olacağını hissediyordu ve buna engel olmalıydı. Will bisiklete bindi ve eve doğru sürmeye başladı. 

Evin kapısını açtı ve Brook'un kolunu tutarak yatağına götürdü. Genç kız kendini garip hissediyordu. Sanki vücudunu bir şey ele geçiriyor gibiydi. Yatağa uzandı ve tavana bakmaya başladı. Kafasında ki sesler yavaşca başlamıştı,elleriyle kafasını tuttu. "Sus."

Daha çok çoğalmaya başladığında bağırdı. "Sus!" Masasın üstünde ki tüm kağıtlar yere dağılmıştı. Yavaşca bakışlarını Will'e çevirdi. "Özür dilerim, kendimi çok kötü hissediyorum." Genç oğlan yanına oturdu ve omuzlarından tuttu. "Umarım ciddi bir şey değildir." Vücudu ateş gibi yanmaya başladığında kafasını Will'in omzuna koydu. "Sen biraz dinlen, ben birazdan gelirim."

————————————————————-

Diğer bölümde görüşmek üzere❤️👋🏻

Kayıp Ruh Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin