17. Bölüm

1.1K 158 7
                                    


Emine Bulut'un anısına kısa bir bölüm...

"Türkiye bir güne daha acımasız bir cinayetle uyandı. Eski eşinden boşanan genç kadın, çocuğunun gözlerinin önünde eski eşi tarafından boğazı kesilerek öldürüldü. Gün geçtikte devam eden kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi..."

Nil televizyonu kapatıp ofladı. Sonra da kahvaltı masasına oturdu.

Efruz elindeki gazeteyi kenara bırakıp kahvaltıya baktı.

3 kız da sessiz bir şekilde masaya bakıyordu.

En sonunda Nil "Berbat bir gün." dediğinde Efruz ile Neşe, Nil'e baktı.

Sonra ikiside aynı anda "Katılıyorum."  dediğinde Neşe gülerek Efruz'a dönüp "Cips, kola, kilit." dedi.

Efruz gülerek göz devirdi ve "Off Neşe. Çocuk musun ya?" dedi.

Nil ise ikisini takmayıp "Hakan'ı reddettim." dedi.

Neşe ile Efruz şaşkınca Nil'e baktılar.

"Ne!?"

"Hakan'ı reddettim. Çıkma teklifi etti. Bende reddettim."

Efruz kaşlarını çattı. Neşe ise "Niye?" diye sordu.

"Çok ağır şeyler yaşadım Neşe. Ve Hakan bunların hepsini biliyor. O çok iyi biri ve o bana fazla. Onun gerçekten iyi bir insana ihtiyacı var."

Efruz oflayıp başını iki yana salladı.

"Cidden aptalsın sen." dedi ve istifini bozmadan çatalına uzanıp ağzına bir zeytin attı.

"Sen çok akıllısın ya! Bana laf ediyor."

Efruz bir şey demedi.

En son Neşe arkasına yaslandı.

"Bu ne ya? Neyiz biz? Kaybedenler Kulübü falan mı?"

Efruz "Yok. Daltonlar." dedi arkasına yaslanarak.

O sıra Nil'in gözü saate kaydı. Sonra şok içerisinde Efruz'a baktı.

"SEN İŞE GEÇ KALDIN!"

Efruz umursamaz bir şekilde omuz silkti.

"Gitmicem bugün."

"Bak sende bir şeyler var ve bize anlatmıyorsun. Şüpheleniyorum ama."

"Şüphelen."

"Efruz! Gıcık mısın kızım ya?"

"Hee. Gıcığım."

Nil Neşe'ye baktı.

"Biz buna her haltı anlatıyoruz ama bu bize hiçbir şey söylemiyor. Sinir olmaya başladım."

Neşe 'boşver' anlamında elini salladı.

"Bir tarafları sıkışınca anlatır."

Efruz gözlerini kısarak ikisine baktı.

"Sizin gibi mi?"

Ortamda bir sessizlik oluştu ve Efruz kızlara bakmadan kahvaltısını yemeye devam etti.

En sonunda ise ayağa kalktı.

"Benim bazı işlerim var. Neşe sende şirkete git istersen. Saat kaç oldu."

Efruz evden çıktığında Neşe ile Nil birbirlerine baktılar.

. . .

Derin bir nefes alıp yaşlı adamın karşısına oturdu.

Parmağını elindeki bardağın kenarlarında gezdirip korkuyla kendine bakan yaşlı adama çevirdi bakışlarını.

"Bugün ilk defa adam öldürdüm biliyor musun? Bir adamın boğazını kestim. Bu sefer intikam aldırmadık. Ben yapmak istedim. Ve yaptım. İyi şeyler yaptığımızı söylüyorlar. Bizi destekliyorlar. Bizden korkuyorlar. Ama bizden nefret edenlerde çok. Elini kolunu sallaya sallaya suç işlemek istiyorlar. Ama ben buna izin veremem. Zamanında sen canımı çok yaktın. O hissi çok iyi biliyorum. O çaresizliği biliyorum. İşte bugün o çaresizliği öldürdüğüm adamın gözlerinde gördüm. İnsanlar kafamıza göre adalet sağlayamayacağımızı söylüyorlar."

Ayağa kalkıp güldü.

"Adaleti ben sağlayacağım. Bundan sonra hiç bir şey umrumda değil. Bundan sonra 40. Senfoni ellerini atmayı unuttukları her yerde olacak. Hatta ellerini attıkları halde düzgün cezalandırılmayan her yerde olacak. Ve sen... Sen son kurbansın."

Odadan çıkıp sertçe kapıyı çarptığında yaşlı adamın gözleri bardağın kenarlarındaki kan lekesindeydi.

O gün kalabalık semtlerde aynı anda bir anons duyuldu.

İnsanlar telefonlarını çıkarıp videoyu çekmeye başladıklarında etrafta tek bir ses yankılanıyordu.

"Dikkat! Değerli Türk Halkı! Bu anons 40. Senfoni tarafından yapılmaktadır. Dikkat! Bu duyuru 40. Senfoni tarafından yapılmaktadır. Yapılan zulümler ve sırf 40.Senfoni'ye inat öldürülen kadınlar... Artık intikam vakti. Buradan tüm Türkiye'ye duyulur ki 40. Senfoni yeni bir 40'a başladı. Yaralamalar ile akıllanmayan nefisleri için artık kan akıtma vakti geldi. Çünkü boğazı kesilen bir kadının ve çocuğunun  feryadı 40. Senfoni'nin kulaklarında yankılandı."

İnstagram: _ecem_araz_





40. SENFONİWhere stories live. Discover now