Boşluk

31K 1.3K 93
                                    

Benim yüzümden mi? Benim yüzümden... Kim söyledi sana beni kucakladığın gibi buraya getir. Hayır, insan gibi de koymadın ki eşya fıcıtır gibi bırakıp gitti. Anlamadığım şey neden bunu yaptın. Üstelikte bizi birer çocukmuşuz gibi bağırıp yerin dibine sokmuşken... Ağzım açık giden adamın peşinden bakmaya devam ettim. Emin Bey hızla gözden kaybolurken Hacer Hanım kapıda görünmüştü.

Hacer Hanıma neden hala anne diyemiyordum. Oysa ilk uyandığımda en çok merak ettiğim kişi annemdi. Şimdi hem o hem de Recep Bey bana birere yabancı gibiydiler. Belki Hacer Hanım, annem olabilirdi fakat Recep Bey olmazdı. Bana olan bakışları uzaklığı o denli uzaktı ki üvey olma ihtimalini düşünüyordum.

"Kızım iyi misin?"

Oturduğum yerde kıpırdanırken yüzüm buruştu. Hala bütün uzuvlarım ağrıyordu. "İyiyim Hacer Hanım soru yok." Şimdi patronun beni azarladı desem sorun yaşanacaktı. Ben hatırlamasam da bu aileyle bir geçmişim vardı.

"Gel kızım seni odana götüreyim..."dediği sırada yanıma gelip kolumdan tuttu. Bende desteği ile ayaklanmaya çalıştım. Artık bir anca iyileşip özgürce yürümek hatta koşmak istiyordum.

"Az önce olanlar... Emin Beyin neden bize kızdığını anlamadım."demiştim. Doğum anı denilince büyük bir hevesle görmek istemiştim. Hacer Hanımda sözümü ikiletmeden beni ahıra götürmüş orada ise hiç beklemediğim bir muamele ile karşılamıştım.

"Üzülme kızım ben seni yine götürürüm." Diyerek yine Emin beyin iyi olan özünden bahsetmişti. Bende ilk on u gördüğümde büyük bir minnet duymuştum fakat ona karşı her saniye biraz daha nefret besliyordum. Hiç kimsenin ama hiç kimsenin bize bağırmaya hakkı yoktu. Özellikle de yaşlı başlı bir kadına hiç bağıramazdı.

"İstemiyorum..." Onun atına meraklı falan değildim. Ben bir iyi olup kendime geleyim. O zaman görüşürdük seninle Emin Bey... Adımı dahi hatırlamasam da içimde kabaran duyguların öfkem olduğuna adım kadar emindim.

"Kızım sen bunları kafana takma moralini yüksek tut ki hemen iyileşesin yoksa kendini hemen toparlayamazsın."demişti. Evet, her şeyin başı pozitif düşünceydi. Keşke söylendiği kadar basit olsaydı.

Odama ağır adımlarla geldiğimizde beni ağır çekimde yatağa bırakmıştı. Hacer Hanımın beni incitmemek için elinden geleni yapması beni haddinden fazla mutlu ediyordu. "Benim bir sorum olacak..."dediğimde şirinlikle tabi sor kızım demişti. Bu kadını seviyordum. Belki de kan çekiyordu.

"Recep Bey benim üvey babam bana olan hal ve tavırları özellikle de Emin Bey bizi azarlarken sessiz kalması garibime gitti."

"Bizim hiç oğlumuz olmadı Recep de bizimkini oğlu gibi sever. Bu yüzdende asla üstüne toz kondurmaz. Yukarı da Allah var o gördüğün Emin Bey herkese haddini bildiren burnu havada bir tiptir de konu bahis kocam olunca durulur. Anlayacağın aralarında ki bağ çok kuvvetlidir."

"Emin Beyin mizacını az çok tahmin ediyorum da Recep Bey de benim Babam değil. Tamam, şuan baba diyemiyorum. Hürmetten ismiyle de seslenemiyorum fakat ben onun kızıyım değil mi?"

"Sen bunları şimdi düşünme kızım da dinlen bende senin eşyalarını toparlayayım."dediğinde kaşlarım çatıldı. Benim buradan doğru düzgün eşyam yoktu ki... Ah tabi ya bugün Emin Beye teşekkür etmiş o da beni müştemilata göndermişti. Düşünüyorum da o küçük kulübe gibi derme çatma evde neden yaşıyorlardı. Burası hayli büyük bir yerde illa ki verilecek odaları olmalıydı.

"Hacer Hanım..." Böyle de olmuyor ki kendimi sosyetik güzel gibi hissediyorum Madem o benim Annem öyle hitap etmeliyim. "Hacer Anne, sizin eviniz yok mu?" Yani bizim başımızı sokacak başka bir yerimiz yok muydu?

"Hayır, kızım yok neden sordun?"

"Neden hala bu evde yaşadığınızı merak ediyorum. Eğer eviniz varsa buradan taşınabiliriz. Bende sizin kızınızım taşınınca iş bulur size bakarım. Burada birilerinin ağız kokusunu çekerek yaşamak bana saçma geliyor."

"Güzel kızım Emin Bey senede bir kez gelir. Onun haricinde buralara kimse uğramaz. Anlayacağın öyle çok ezildiğimiz falan yok. Hem burası da artık bizim evimiz ölene kadar burada yaşayacağız."

"Peki, bende mi burada yaşayacağım. Sizi bilmiyorum fakat ben bu küçük yerde yaşayamam. Burası bana çok küçük geliyor." Ben nedensizce bir boşluk içindeydim. Fiziken iyi olmadığım gibi ruhen de iyi değildim.

"Kızım lise terksin kim sana iş verir. Dış dünyaya çıksan orada kaybolursun seni yutarlar." Ben anlatamıyor muydum burada ruhum daralıyor. Sanki buraya ait değilmişim gibi hissediyorum. "Kızım ben eve gidip odanı hazırlayacağım sende o süreye kadar yat dinlen."

"Tamam."dediğimde başını olumlu anlamda sallayarak çıkmıştı. Günlerdir bu odada yattığımdan dolayı odanın her köşesini ezberlemiştim. Zaten bütün anılarım bu kısa süreçten ibaretti.

Yavaşça ayağa kalkarak pencere kenarına yürümeye çalıştım. Zor da olsa pencere kenarına gelince durup camdaki yansımama baktım. Elim yüzüm morluk içindeydi. Elimi şiş alnıma götürünce yüzümü buruşturdum. Bu şişlik fazla canımı yakıyordu.

Elimi aşağıya indirirken dışarıda Emin Beyi gördüm. Uzaktan boylu poslu yakışıklı biriydi. Yakından ise fos... Ben yolda görsem vay be diyeceğimden kesinlikle emindim fakat bana bağırmasıyla birlikte gözümden düşmüştü. Acaba bende kin olabilir miydi?

İnsan neden kendisini hatırlamaz? Mine, bu isim dahi yabancı... Sanki öylesine verilmiş bir isim gibiydi. Benim daha güzel bir adım olmalıydı. Neden şuramda bir yerlerde bir eksiklik vardı... Emin Bey beni görmüş olmalıydı ki kafasıyla bana gir içeriye işareti yapmıştı. Yok artık ama ya istersen beni zincirle... Yan taraftan birinin daha geldiğini görünce yavaşça arkamı dönüp yatağıma doğru gittim.

"Ah anılar..." Ah bir geri gelse kişiliğimi hatırlasam ona göre davranırdım fakat bilmemezlik elimi kolumu bağlıyordu. Oflayarak yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım. Sadece kim olduğumu hatırlasam bu bana yetip de artacaktı fakat bilmiyordum. Ne kadar zorlasamda geçmişe dair en küçük hatıram yoktu. Kapı aniden açılınca benimde gözlerim açıldı.

"Kızım Batı'nın bir oğlu olmuş. Az önce duydum da sana hemen gelip haber vermek istedim."

Batı... At... Bir anda yattığım yerden gözüm kararmış. Gözlerimin önüne bir at ve üstünde beyaz elbisesiyle bir kadın görmüştüm. Anılar öyle bir gelmişti ki aniden yerimden doğrulma çalışırken gözlerim kaymış kendimi karanlık bir boşlukta bulmuştum.





#geçmişedairanılar







AŞKIN YÜZÜ 🚬 BİZE SEN KALA 4Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon