67. Bölüm: Dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar

1.3K 84 56
                                    

🎶 SuperBand - Ilysb 🎶
(yeni keşfettiğim koreli bir grup, coverları efsane)

• 67 •

Bir ilişki ne üzerine kurulurdu? Sevgi mi yoksa güven mi? Ya da her ikisi mi? Biri yeter miydi yoksa diğerinin yokluğu engel miydi?

Edis gözlerini ekrandan ayırmıyordu bir türlü. Sıktığı telefon değil de kalbimmiş gibi hissediyordum geçen saniyelerle birlikte. Ne olacaktı şimdi? Dinler miydi beni? Dinlemeliydi. Çünkü açıklayabilirdim.

"Edis," dedim titreyen sesime aldırmadan. "Açıklamama izin ver."

Bir tepki versin istiyordum ama yaptığı tek şey susmaktı. İçinde parçalanan güven hissinin gürültüsü kulaklarımı uğuldatıyordu. Tam o an bıraktı telefonu yatağa. Gözlerini yavaşça yüzüme çıkardı ve ben de sonunda onunla yüzleşebildim. Donuktu. Hissiz gibi. Hiçbir şey anlayamadım ifadesinden. Karşımdaki adeta bir duvardı. Ben de çaresizce o duvarın önünde diz çökmüş bir zavallı.

"Bana yalan söyledin," dedi, ondan beklemediğim bir sakinlikle. Sanki bunu benden çok, kendine itiraf ediyor gibiydi.

Ellerini tutmayı denedim kafamı itiraz edercesine iki yana sallayarak ama izin vermedi. Omuzlarım bu yenilgiyle düşerken, "Evet çünkü kızacağını biliyordum," diye geveledim.

Sustu ve gözlerime baktı. En büyük hatası beden bulmuş ve tam karşısında dikiliyormuş gibi baktı hem de. Kafasını iki yana salladı sonra umutsuzca. Gözlerindeki hayalkırıklığı somut ellere dönüşüp yakama yapıştı o an. Kalbim can çekişirken bir kez daha denedim ellerini tutmayı fakat yine başarısız oldum.

Yataktan bir hışımla kalktı Edis benden kaçarcasına. Valizine yöneldiğini görünce koşup yakaladım onu kolundan, ağlamaya başlayarak. "Edis saçmalama," dedim gözyaşları içinde. "Gidemezsin. Böyle olmaz."

Kolunu elimden kurtardı hiç düşünmeden. Yüzüme göz ucuyla bile bakmıyordu. "Edis," diye direttim son gücümle. "Lütfen dinle bir."

Sanki bana sağırmış gibi duymuyordu beni. Yüzündeki o hırçın ifade depremler yaratıyordu kalbimde. Ne oluyordu şu an? Ayrılıyor muydu benden? O giderse enkaz altında kalmaz mıydım ben?

Valizden bir kazak çıkardıktan sonra hızlıca üzerine geçirdi beni görmezden gelmeye devam ederek. Sırtındaki ve omuzlarındaki tırnak izlerim gelince aklıma küfür etmek istedim. Mikrop kapmasını istemiyordum. Ben bunu düşünürken, o bacaklarına siyah pantolonunu geçirmeye başladı. "Dinlemek zorundasın!" diye bağırdım tüm gücümle, son bir umut. "Ben seni dinlemiştim!"

Doğrusu o beni dinlemeye zorlamıştı.

"Dinlemek istemiyorum," dedi tükürürcesine. Yüzüme bakmamakta diretiyordu. Yanımdan rüzgar gibi geçip komidinin üzerinden cüzdanını aldıktan sonra montuna uzandı ve giyindi hızlıca.

Yatağa oturup botlarını giymeye başladığında, "Nereye gideceksin?" dedim daha fazla ağlamamak için kendimi sıkarak. "Beni tek mi bırakacaksın?"

Elbette cevap vermedi.

"Edis konuşsana!"

"Bana yalan söyledin!" diye bağırdı bir anda. Gözleri yangın yeri gibiydi. Olduğum yerde korkudan gerilerken ağlamaya başladım yeniden. "Onur'un sürekli aramızda olmasından sıkıldım artık. Bu iş mide bulandırıcı bir hal almaya başladı."

Hey, Matmazel!Where stories live. Discover now