🍁4▫BÖLÜM🍁

49 6 3
                                    

Cilalı,ahşap kapının önünde durdu delikanlı ve bismillah diyerek çevirdi anahtarı.

Adam büyük bir dikkat ile izliyordu genci,önce sağ ayağını attığı eşikten kendisi de sağ ayağı ile girdi.

Geçen zaman ile beraber değişen şehir yabancıydı ona,ama açılan kapı ile beraber,yabancı olduğu şehirden, kendi şehrine gelmiş gibi heyecan duymuştu .

Zordu;değişimi yaşayarak,içinde bulunarak, onunla beraber değişmek yerine,buna birden tanık olmak...

Belki kendi zamanın daki mekanlardan bile eskiydi bu sahhaf ama tanıdıktı,yabancı değildi. Hem soğuk değil,sıcaktı.

"Sizi şöyle alayım "diyerek deri sandalyeyi misafirinin aralıkta hafif kendine doğru çekti genç

-Teşekkürler delikanlı ama ben pencerenin önündeki sedir de karşılıklı bir kahve içmek isterim önce?!

-Sen emret amirim.ben şimdi hallederim.

Çevik bir şekilde kapıya gidip karşı çay ocağına bağıran delikanlıyı hayranlıkla izliyordu.

Kendi gençliği canlandı gözlerinin önünde o'da çok çevikti, yerinde duramazdı. Adaletsiz dünyada, adaleti sağlamak .vahşi, insanlıktan nasibini alamamış insanlara haddini bildirmek için yaşardı.

Ama kendini savunamamıştı belkide kibrinin tokatını yemişti.
Zannettiği gibi yenilmez ,cesur bir adam değilmiş demek ki(!)herkese dağıttığı ve dünyaya dağıtmak için mücadele ettiği adaleti kendi ve ailesi için sağlayamamıştı ışte.

"Bu kahveler bağımlı yapar ona göre amirim "

Aynı ceviklikle çırak'tan aldığı kahveyi masaya bırakıp sedire oturan delikanlının karşısına oturdu.

Neşeli ve naif bir karakter taşıyan genç, kendisiyle tek ortak noktası ile yıllar öncesine götürmüştü onu.

-Ben anlattım, sıra sende delikanlı?Doktorum dedin aldın sahhafa getirdin!Anlat bakalım sen kimsin?

Eski yıllardan kalmış ses dozajı sertti ,yıllardır ruhunun ince taraflarına dokunan kimse yoktu. Olsaydı bu kadar sert olmazdı belkide?

Delikanlı takılmadı sese kahvesinde bir yudum alıp masaya bıraktı.

-Annemi hayal meyal hatırlarım.5-6 yaşlarındaydım vefat ettiğinde. Söz vermiştim anneme, doktor olup onu iyilestirecektim.

Başını tavana kaldırdı ve güldü hüzünle,acıyla karışık gülüşü adamı etkilemişti zorla devam etti genç

-çocukluk ışte...Babam büyüttü beni, birbirimize herşey olduk . iki kişilik bir aileydik biz,ikimiz birde bize hem yuva,hemde ekmek teknesi olan bu sahhaf vardı ışte.

Içeriye giren müşteriyi fark eden adam,genç'e fırsat vermeden ayağı kalktı

Selam verip içeri giren müşteri ortamın duygu yoğunluğunu dağıtmıştı

-Hoşgeldin delikanlı.

-Hoş buldum.
Ben bu sahhaf 'ı eski dokusuna zarar verilmemiş görünce girdim.
Eski ve muhafaza edilmiş el yazımı kur'an'ı kerim arıyorum sizde varmı ?

-Elhamdulillah kuran'ı kerim hiç bir değişiklik yapılmadan basılıyor evlat!Neden eski kuran bulmak yerine yeni bir tane almıyorsun?

Gülümsedi delikanlı

-haklısınız Elhamdulillah değişiklik yok.

Gözleri ile etrafı incelerken devam etti

Yeni binalar ile bu sahhaf aynı işlevi gördüğü halde buranın ayrı bir ruhu var çünki emek var!makinalardan çıkmamış;bir el onu işlemiş teker, teker ve sanat vermiş.

Kız kardeşim bugün hıfsını tamamladı onun için en manalı hediyenin kur' an olacağını düşündüm ve onun makinada değilde bir elden, manevi bir şekilde yazılmış olmasını istedim.

diyaloğu sessizce dinleyen genç ayaklanmış ve kitaplığın üzerinden aldığı iki kuran ile aralarına girmisti.

-Elimde iki kur 'an var tarihi degil babamdan kaldı yalnız-

Dur bakayım oğlum sen!

Yeleği'nin iç kısmındaki fermuarını yavaşça açıp hassasiyet ile çıkardığı kuran'ı yusuf 'a uzattı

-biraz yıpranmış gibi, bazı sayfaları elden geçerse çok daha güzel olur.

Yusuf ağzını açacaktı ki müsade etmeden devam etti

Yıllar önce dedem vermişti..

Geçmişe gitmişti.Hayal,meyal dedesinin siması canlandı gözünün önünde,kar gibi beyaz sakalları, her daim yuzunde eksik olmayan tebessümü vardı.

- O zamanlar kıymetini bilemesemde, sonra yalnız kalınca 20 yıl bana dost oldu.

Ee artık benim de genç bir ele teslim etme vaktim geldi.

Yusuf' a bakarak ilave etti;
Sen baban'dan kalan hatırayı sakla,ileride çocuğuna, torunlarına verirsin inşallah.

Yusuf "ama"diye itiraz edecek olunca omuzuna koydugu eli ile susturdu.

"Bana onca yıl dert ortağı oldu, şimdide kalbinde, ruhunda, hafızasında onu taşıyan naif hafizeye yoldaş olsun inşallah."

Yusuf ile aynı anda "inşallah" dedi Affan, sonra Yusuf'a döndü imkansız birşeyi istediğini bilerek sordu

-Yalnız benim acelem var bugün içinde kuran'ın yıpranmış yapraklarını onara bilir misin ?

Yusuf Gülümsedi sadece ve cevabı alan Affan'da anladım der gibi bir tebbesum ile karşılık verdi.

- En geç ne zaman teslim ala bilirim ?

-Yarın akşam namazından sonra gelip alırsın inşallah

--Tamam inşallah.dedi

Adama çevirdi bakışlarını, ilk göz göze geldiğinde kalbinde hissettiği sıcaklık tekrar oluştu bir yerlerden hatırlıyordu sanki simasını.

-Teşekkür ederim. inanın tarif ettiğinizden daha güzel bir kalbe teslim ettiniz,ona değerini vereceğine emin olabilirsiniz.

-Emin olmasa idim vermezdim.

-...

-...

-fiyat ne kadar diyorsunuz?

-Onun fiyatı madiyyat ile ölçülmez evlat.

-Yarın akşam namazı sonrası gelirim o zaman .tekrar teşekkürler,Allaha emanet olun

--Allaha emanet evlat görüşürüz inşallah.

...

Sahaf ın kapısından çıkarken içinde değişik anlamlandıramadığı bir sevinc vardı.

Kardeşine içine sinen güzel bir hediye bulmasından dı herhalde, yoksa neden tanımadığı adamlar ile yaptığı ayak üstü sohbet ruhuna bu kadar etki etsindi ki!?

...

YORUM İSTİYORUM !
BEGENMİYOR İSEN NEDEN OLDUGUNU BELİRT BEGENİYORSAN YILDIZI PARLAT AMA ORADA OLDUGUNU GOSTER OKURCAN!

Ahsen🍁Where stories live. Discover now