Her gün yeni duygular ile uyanmaya başlamıştım. Sabah uyanır uyanmaz Chanyeol'u düşünmek çok garip hissettirmişti. Neden böyle hissettiğime dair bir fikrim yoktu. Daha fazla aklımda yer etmesine izin vermeden kalkıp ılık bir duş aldım ve hazırlandım. (Medyadaki gibi kot pantolon ile)
Kapıyı açtığım an kafama bir adet yumruk yemiştim. Kafamı ovalarken yumruğun sahibine baktığımda endişeyle bana bakan Chanyeol'u görmüştüm hızla "Baekhyun iyi misin? Ben kapıyı çalıcaktım. Sen birden açınca sana geldi. İyi misin??" diye hızla sorular sıraladı. Haline gülüp "İyiyim Chanyeol ama yinede bir daha kapıyı yumruklamak yerine zile bas lütfen." dedim. Güldüğümde rahat bir nefes verip "Emin olabilirsin. Zili kullanacağım. İyiysen hadi gidelim şimdi." dedi. Kapıyı kilitlerken "Chanyeol bu sefer motorumla gideceğim." dedim. Ama arka cebimde bir el hissetmemle bir aniden Chanyeol'e döndüm. Bu seferde ani döndüğüm için burun buruna gelmiştik. Ben şaşkın şaşkın bakarken Chanyeol saçımı karıştırıp güldü, arka cebimden aldığı motorumun anahtarlılarını elinde salladı ve "Aeri ile gideceğiz. Hem hava soğudu. Motorla gitmeni istemiyorum." dedi. Ben kendime gelip geri çekilirken "Ama işe gidiyorum Chanyeol unuttun mu ?" dedim. Merdivenleri inerken "Şöförün olduğunu söylemiştim dün hatırlatmama gerek yok sanırım." dedi ukalaca.
Arabanın yanına vardığımızda hala anahtarı almanın yolunu arıyordum. Çok fazla beraber olmak tuhaf hissettiriyordu. Aklıma gelen şey ile gizlice sırıttım. Madem öyle bende onu kendi oyunuyla avlayacaktım. Arabaya yaslanmış bana laf anlatmaya çalışırken aniden ona doğru yaklaştım ve ayaklarımın üzerinde durup saçına uzanarak "Saçında sanırım bir şey var." dedim. Ani hareketimle arabaya yaslanmış kalmıştı. Gözlerimi yavaşça saçlarından çekip Chanyeol'un gözlerine bakmıştım. Bir elim saçındayken, gözlerimizi birbirimize kenetlemiştim. Yavaşça yüzümü ona yaklaştırırken anahtarı koyduğu ceketine elime atıp anahtarı aldım. Hala anlamadığı için gözleri yüzümde geziyor ve bana yaklaşıyordu. Kafamı hafif yana çevirip kulağına yaklaştım ve "Okulda görüşürüz." dedim. Sinsice sırıtıp ondan uzaklaştım. Hızla motoruma binip çalıştırdım. Hala bana şok olmuş şekilde bakarken sesli bir kahkaha atıp kaskı kafama geçirip motoru sürdüm.
Tamam yaptıklarımdan biraz bende etkilenmiştim. Tamam, tamam kabul fazla etkilenmiştim. Ama en azından işe ve eve kendim gidip biraz kafamı toplayacaktım.
Okula vardığımda motoru park edip bahçeye doğru yürüdüm. Telefonumun titremesi ile gelen mesaja baktım.
Bilinmeyen Numara: Benden başkalarına nasıl dokunabilirsin Baekhyun?!!
Mesaja garipçe bakarken ilk başta önemsemedim. Ama sonra aklıma Jin geldi. Bir kaç gündür gelen aramalarıda düşününce hafiften tırsmıştım. Sonra saçmaladığımı düşünüp önemsemedim. Sonuçta yoktu. Artık boşvermiştir değil mi?
Hala mesaj bakarken gelen arama ile telefonu açtım. Kyungsoo'nun sesi ile "Baekhyuniee nerdesin biz geldik." demişti. Ruh hali iyiyse bana Baekhyuniee derdi. Seslenişine gülüp bahçedeyim deyip onu buraya yönlendirmiştim. Biz dediğine göre Jongin ve Sehun'dan bahsediyordu.
Bahçedeyken geçen gün ki bana teklif eden Han Seok denen çocuğu gördüm. Pis bir şekilde sırıtıyordu. Göz devirip telefonla ilgilendim. Bir kaç dakika sonra saçlarımdaki el ile kafamı elin sahibine çevirdim. Chanyeol bana gülümseyerek yanıma oturdu ve kulağıma fısıldayarak "Sabahki yaptıklarını akşam konuşacağız." deyip göz kırptı. Gözlerimi kaçırdığımda Kyunsoo ve Jongin'leri görmüştüm. Yanımıza gelip oturup selam verdiler. Ben Chanyeol'un söylediklerini düşünürken oda bana bakıyordu. Sehun yine arsızca gülüp "Bunların arasında bir şey olmuş kesin tiplerine bak sanki sevişirken bastık, anasını satıyım." deyip güldü. Ulan bu çocuk başta şirin bir şeydi şimdi niye ortamdaki Grinch'e döndü aq diye düşünüyordum ki....
(Grinch: ortamda sevilmeyen huysuz kişi olarak kullanılan bir terim)
Masadaki herkes gülmeye başlayınca ve Sehun'da şok olmuşçasına bana bakarken sesli bir şekilde düşündüğümü fark ettim. Chanyeol masayı döverek gülerken "Bak Baekhyun bile çözmüş seni Sehun." dedi. Jongin'se Sehun ile dalga geçerek "Lan birde biz Grinch deyince kızıyordun aq." dedi. Kyungsoo Sehun'un tipine gülerken. Sehun sinsice sırıtıp yanıma oturup kolunu omzuma attı ve "Sen şimdi beni şirin mi buluyordun?" dedi. Gözülerini Chanyeol'e çevirip "Yengem beni sevimli buluyormuş Chanyeol." dedi.
Yumruğumu Sehun'un karnına geçirip "Yenge ne lan amına koduğum." dedim. Sehun doğrulmaya çalışırken tüm masa Sehun'a gülüyordu. En son karnını tutarken köpek yavrusu gibi bana bakınca saçını katıştırdım ve "Yenge demezsen şirin olduğunu kabul ederim. Eğer demeye devam edersen sen yumruklarımı kabul edersin." dedim şirince. Sehun bana gülümseyerek "Ne yengesi amk. Abimsin sen benim." dedi. Seslice güldüğümde saçını karıştırıp yanağını sıktım. Sehun ve diğerleri yaptığıma şaşırıp bana bakarken "Küçük kardeşimi sevdim ne var ulan önünüze dönün." dedim. Chanyeol seslice nefesini soluduğunda ona döndüm. Sinirli görünüyordu. Görmezden gelmeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSYCHO ~ ChanBaek
FanfictionKüçükken yaşadığı acılar yüzünden herkese kapılarını kapayan Byun Baekhyun. Psikopatlık belirtileri taşıyan biri olmuştu. Peki Park Chanyeol, Byun Baekhyun'un herkese kapadığı kapılarını açabilecek ve tekrar onu hayata döndürebilecek miydi?