5~

671 60 33
                                    

Kyungsoo'dan

Uyumak için yatağıma giderken gözlerim Sehun'a takıldı. Ona hala çok sinirliydim. Daha çok kırgın...

"Anne..." diye bir inilti duyunca merakıma yenik düşerek yanına gittim. Alnında ter damlaları birikmiş, üzerindeki örtüyü çektikçe çekiyordu. Ateşine baktığımda vücudunun olması gerekenden çok daha sıcak olduğunu fark ettim. Üstündeki örtüyü endişeyle çektim.

"Sehun, Sehun..." diye onu sarstığımda göz kapaklarını hafifçe araladı.

"Kyungsoo, beni affet. Onu çok seviyorum... Lütfen bu kadar çok kızma, küsme bana." Saçlarını okşayarak sakinleştirdim onu. Baygın bakışları odağımdan çıktı.

"Şş geçti. Tamam, şimdi ben Oh hocayı çağırmaya gidiyorum."

Koşarak Oh hocanın odasına gittim. Kapısını şiddetle çalarken sonunda açabilmesiyle rahatladım.

"Hocam Sehun çok kötü. Ateşler içinde yanıyor. Bir şey yapın. Ambulansı falan arayın. Lütfen. Ya da doktor çağırın, bilmiyorum. Bir şey yapın." Hızlı hızlı konuşurken adam bana baktı. Uykusundan uyandırmıştım sanırım. Kafasıyla beni onaylayarak odasına girdi. Telefonunu aldı.

"Hadi önce Sehun'un yanına gidelim." Acele adımlarla yürürken Sehun'a bir şey olacak diye endişeden ölüyordum. Odaya gidene kadar Baekhyun'un peşimize takıldığını fark etmemiştim bile.

"Ne oldu?"

"Sehun... Sehun'un ateşi var." dedim. Oh hoca Sehun'a baktı. Ardından telefonundan birilerini aradı.

"Çocuklar ben Sehun'u hastaneye götüreceğim. Gözetmen öğretmenlerinize haber verdim."

"Bende geleceğim." dediğimde kafasıyla onayladı. Sehun'u Oh hocanın arabasına bindirdik. Arabaya binmeden önce Baekhyun endişeli bir ifadeyle, "Beni habersiz bırakmayın." dedi.

Acile girip giriş yaptık. Bir süre bekledikten sonra doktor onu muayene etti. Üşüttüğünü ateşinin düşmesi için şimdi iğne yapacağını söyledi. Birde düzenli olarak kullanmasi için birkaç ilaç yazdı.

Sehun iğneden korkardı. İğne vurulurken elini tuttum. Hastaneden çıktığımızda Baekhyun'u arayıp haber verdim. İlaçları alıp yurda döndük.

*

"Bana küs değil misin?" İlaçlarını içirirken sorduğu soruyla birkaç saniyeliğine duraksadım.

"Şuan iyileşmen önceliğim." diye cevap verdim kısaca.

Burukça gülümsedi.

"Teşekkür ederim, D.O."

"Yat artık, doktor bol bol dinlenmen gerektiğini söyledi."

Her zaman dışa dönük bir çocuk olmuştum. Ne istediğini bilen, bunu almaktan asla çekinmeyen...

Ağabeyim her zaman yumuşak karnım olmuştu. O hep mükemmeldi. Ne yaparsa yapsın doğru olurdu. Küçüklüğümden beri hep onun gölgesinde yaşadığımı düşünürdüm. Oysa anne babamın ikimizi de eşit sevdiğinin, küçük olduğum için ilginin de üzerimde olduğunun farkındaydım.

Benimki kıskançlık değildi. Daha çok ona olan hayranlığımdı. Fakat hiçbir zaman bunun aşırıya kaçtığını düşünmemiştim. Düşünmüştüm ki onun yaptıklarını yaparsam, beni daha çok sever.

Bütün bunları yaparken, insanların beni, ben olduğum için sevmesi gerektiğini unutmuşum...

Yaptıklarımın takıntı boyutuna ulaştığını neden daha önce fark etmemiştim ki?

Pembe Saçlı Karamel OğlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin